Salgın döneminde bazı markalar, Kovid-19'un risklerine karşı bilinçlendirici reklam ve kampanyalarla gündeme gelirken bazıları da 'fahiş fiyat' uygulamaları ve 'stokçuluk' gibi şikayetlerle kamuoyunda tartışıldı.

Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Pazarlama Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pınar Başgöze, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu dönemde markaların güven ve rahatlık oluşturmaya odaklanması gerektiğini belirterek, 'Güven yaratma üzerine yatırım yapmalılar, temizlik, dakiklik, etik kaynak kullanımı bu kapsamda önem teşkil etmektedir.' dedi.

Kovid-19 sürecinde markaların ilk olarak dağıtım ve iletişim kanallarını değiştirmek durumunda kaldıklarına dikkati çeken Başgöze, 'Bu anlamda markalar dijital dönüşümlerini artırdılar. Daha doğrusu artırabilenler başarılı oldular. Tüketici ve çalışan deneyimini birleştirdiler; özellikle dağıtım elemanları ve çağrı merkezi çalışanları tüketicilerle daha sık iletişim halinde oldular ve tüketici isteklerine vakıf olabildiler.' değerlendirmesinde bulundu.

Başgöze, bu süreçte toplumun güçlendirilmesi adına yapılan kampanyaların önemine vurgu yaparak, şöyle devam etti:

'Markaların topluma ve tüketicilere ne tür faydalar sağladıkları ön plandaydı. Örneğin sağlık çalışanları için maske üretimine dönen markalar artık daha akılda kalıcı. Sosyal sorumluluk çerçevesinde marka iletişimi önem kazandı. Duyarlı mesajlar çok daha başarılı oldu. Toplum sağlığına ve tüketicinin bireysel sağlığına önem veren markalar başarılı olarak anıldı. Olumlu ve güven veren reklamlar daha başarılı bulundu.'

Satış odaklı olmak yerine tüketicilerini dinleyen ve karşılık veren markaların daha başarılı olduğuna dikkati çeken Başgöze, 'Doğrudan pazarlama bir gereklilik oldu, tüketici ile güvenli ilişkisi kurabilen markalar başarılı oldu. Tüketiciye çekici gelen ve aynı zamanda rahatlatıcı içerik sağlayan mesajlar karantina döneminde daha başarılı oldu. Bu tür mesajlar hem paylaşımı hem de etkileşimi artırdı.' şeklinde konuştu.

Başgöze, tüketicilerin Kovid-19 döneminde değer arayışı içinde olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

'Bu bir indirim ya da ek bir hizmet olabilir. Örneğin sağlık çalışanına indirim yapan ve bunu duyuran markalar daha duyarlı markalar olarak algılandı. Tüm bunlara ek olarak doğru ve dürüst mesajlar vermek markalar için en önemli noktalardan biriydi. Özetle tüketiciler karantina döneminde markalardan şunları bekledi; yardımsever davranışlar, sosyal sorumluluk davranışları, krizle başa çıkabilen davranışlar, tüketicilere sunabilecekleri olanaklar.'

Editör: Haber Merkezi