Hani geçmişte, iş olmadığı zamanlarda mahalle kadınları toplanır, el işi yaparken dedikodunun dibine vururlardı.

Sevmediklerini çekemediklerini yerin dibine vurup yanındakilerinde aynı şekilde düşünmesini sağlamak için çaba gösterirlerdi. Tabii o dönemlerde televizyon olsa bile akşamları ekranlar açılırdı, cep telefonu yoktu, iş zaten tatil zamanı, çay yok, bahçe yok, kadınların yapacağı iş olmadığı için yapacakları en iyi iş, dedikodu. Şimdi bu STİL değişti, artık kadınlar eskisi gibi bir araya gelmiyor, teknolojiye sahip oldu kadınlar, whatsapp hattından birbirlerine yazıyorlar, dedikoduyu oradan yapıyorlar veya telefonla dedikodunun şekilleri değişmeye başladı.

TEKNOLOJİK DEDİKODULAR
Artık teknolojik dedikodular üretilmeye başladı, birde buna çamur at izi kalsın eklendi ki, bunlar son zamanlarda arttı. Neyse ki iş yerimden çıkmıyorum, iş yerimde gazetemle ilgileniyorum, fazlası başa bela, hele birçok sayfayı da takip etmediğim için fazla sinirlenmeme de gerek kalmıyor.

‘MAHALLE OROSPULARI’
Dünyanın keyfini dedikodular ile çıkartan ‘mahalle karıları’ değişmeye başladı, eskiden mahalle karıları derdik, şimdi ‘mahalle orospuları’ demeye başlıyoruz. Çünkü bunların içinde kadınlar çok azaldı, artık sosyal medyada kendini bir şey sanan maymun suratlılar ortaya çıktı. Bunlar kendisini birde insan yerine veya adam yerine koymaya başladılar ya, işte burada sinirlerimi frenlemeye çalışıyorum. Bazen o kadar frene basıyorum ki, balata falan kalmıyor, zorunlu olarak el frenini çekiyorum.

DEDİKODU NEDEN ORTAYA ÇIKAR?
Bir işi ya çok iyi yaparsın reklamını başkası yapar, ya beceriksizin tekisin, becerikli insanları hedef alırsın, yapamadığın işleri başkası yapıyor ise işte dedikodunun kaynağı ortada, kendi beceriksizliğini becerikli insanlara çamur atarak geliştirmek istersin. Duymuyorum, görmüyorum, bakmıyorum, HAA bakarsam, dağ olmaz, dümdüz ova olur her yer!

ŞEREFSİZ, ŞANTAJCI, RÜŞVETÇİLERİ RİZELİ KABUL ETMİYORUM
Ama şunu iyi bilmek gerek, her zaman söylediğim bir söz var, İnsanlar helalinden, devlete kazık atmadan, millete kazık atmadan, iş yapabiliyor veya yaptırabiliyorlarsa HELAL OLSUN demek gerek. Hele bu Rizeli ise! Bazı şerefsizler, şantajcılar, rüşvetçiler hariç, onları Rizeli kabul etmiyorum. Onlar Rize’nin yüz karası onlar için söylenecek söz yok, onlar hangi ulustan, hangi milletten veya hiçbir milletten değil de, özel mi uzaydan geldiler, o da meçhul.

CENAZELERİNE BİLE GİDİLMEZ
Rizeli olmaktan, bu ilde bulunmaktan her zaman gurur duydum, o nedenle il dışından gelen birçok teklifi RED ettim. Birileri çıkıp benim için “Şerefsizlik şurada yaptı“ kimse diyemez, kalemini sattı kimse diyemez, kalem satanlarda belli, kendini satanlarda belli, bunlar ile hiçbir zaman işim olmadı, olmayacakta! Onlar benden önce ölür ise cenazelerine bile gidilmez, zaten küllerini savurmak isterler, ama denize değil, rüzgarda, deniz kirletilmemeli.

BARDAK TAŞAR İSE ETRAFINA ZARAR VERİR
Dönelim mahalle karılarına, artık bardağı taşırmaya başladılar! Bardak taşar ise etrafına zarar verir, en iyisi bardağı tam doldurmadan şu mahalle karı dedikodularından vazgeçin, bunu anlayan veya anlayanlar anlamıştır.