Zonguldak kömür havzasında 1840'tan bu yana kömür üretiminde kullanılan araç ve gereçlerin sergilendiği Türkiye'nin ilk taşkömürü maden müzesi Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2016 yılının aralık ayında hizmete girdi. Baştarla Mahallesi'ndeki Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Üzülmez Müessesesi'ne ait eğitim ocağının yanında bulunan maden müzesi, ziyaretçilerini adeta maden tarihinde yolculuğa çıkarıyor. Ücretsiz gezilebilen 3 katlı müzede kentin en önemli gelir kaynağı taşkömürü madenciliğinin, hayatın her alanında izleri görülen kültürü yansıtılmaya çalışıldı. Müzenin zemin katında, 3 maden işçisinin polyester heykelleri ile yer altındaki kömür üretimi canlandırıldı. 2'nci katta kurumun tarihsel dokümanları, iş sağlığı ve güvenliğinde kullanılan malzemeler, kurumun yayınladığı istatistiki bilgilerin yer aldığı vitrinler, 3'üncü katta ise kömür fosilleri, dijital simülasyonlar, harita, resim ve film gibi materyaller kullanılarak madencilik tarihi anlatıldı.

129 YILLIK MADEN OCAĞINDA KÖMÜRÜN TARİHİNE YOLCULUK

Maden müzesine gelenler, 1890 yılında açılan ve 1937 yılına kadar üretim yapıldıktan sonra maden işçileri için eğitim ocağı olarak kullanılmaya başlanılan ve 'yaşayan müze' olarak adlandırılan maden ocağını da gezme fırsatını buluyor. Kömürü, tahkimatları, araç ve gereçleriyle aynı şekilde korunan maden ocağına giren ziyaretçiler, müze yetkilileri tarafından gezdiriliyor. Ziyaretçiler kömürün tarihine yolculuk yaparken duygu dolu anlar yaşıyor. İki yılda yerli ve yabancı 23 bin ziyaretçiyi ağırlayan maden müzesi, kentin en önemli turizm merkezi haline geldi. Tur şirketleri de Zonguldak gezilerinde müzeyi gezi turları arasına almaya başladı.

YAŞAYAN MÜZE

Maden Müzesi Müdürü Tahir Aksekili, müzenin halen devam eden bir sektörün müzesi olduğunu söyledi. Bu anlamda çok önemli bir müzenin ziyaretçilerine hizmet verdiğini ifade eden Aksekili, şöyle dedi: 'Müzelerde devri bitmiş, tükenmiş dönemlerin eserleri sergilenirken bu müze hali hazırda yaşayan bir sektörün müzesi. TTK madenciliği şu anda devam ediyor. Bunun şu an bir müzesi var. Zonguldak maden müzesinde eser odaklı olmaktan çok tematik bir müze. Madenciliğin tarihinden bugüne birçok malzeme de sergileniyor ama daha çok madenciliği anlatan kente katkılarını anlatan bir müze. Zonguldak kentini var eden şey madencilik. Burada da bunu anlattık. Kent ile madenciliğin birleşmesini, kente katkılarını anlattık. Gelen herkes ücretsiz şekilde bu müzeyi gezebilir. Gelenler çok farklı bir müze deneyimi yaşayacaktır burada. Hakikatten gezilip görülmesi gereken bir müze. Burada duyguları çok yoğun yaşayacaksınız.'

EĞİTİM OCAĞI

Aksekili, müzeden sonra eğitim ocağını gezenlerin dışarıya farklı duygularla çıktığını anlatarak, 'Gerçek bir maden ocağı burası. İnsanlar maden müzesine geldiklerinde bu ocağı gezme fırsatını da buluyorlar. Madenciliğin neleri kapsadığını, sadece bir kömür kazmaktan ibaret olmadığını çok farklı işlerin burada yapıldığını görüyorlar. Çok özel bir deneyim yaşıyorlar. Dünyadaki örneklerinde yapay ocaklar var ama burası yaşayan bir ocak. Halen çalışan bir ocak. İnsanlar buradan çıktıklarında duygusal halde oluyor. Çok duygulananlar üzülenler oluyor' diye konuştu. Arkadaşlarıyla maden ocağını gezen Bülent Ecevit Üniversitesi öğrencisi Mine Ekinci de duygulandığını belirterek, 'Televizyonlarda görüyordum daha önce ama şimdi içine girdim. Burayı gezerken madenlerdeki kazlar aklıma geldi. Hüzünlendim. Mutlaka herkesin gelip görmesini isterim' dedi.

MÜZEYİ GEZENLER DUYGULANIYOR

İstanbul'dan gelerek müzeyi gezen Sevgi Vural da 'Ben ilk kez geliyorum. Zonguldak deyince akla maden ocakları geliyor. Oradaki dramlar ve üzücü olaylar. Müzeyi de görmek istedim. Biz madenin içine giremiyoruz sadece olaylar ve hikayeleri biliyoruz okuyarak. Birazcık o havayı yaşama şansı veriyor müze. Ben hayretler içinde şok geçirerek zar zor bakıyorum. Bütün olaylar tarih boyunca burada sıralanmış. Müze çok güzel. Güzel olması dışında içindeki dram ve hikayeler beni hüzünlendirdi' diye konuştu.






Editör: Haber Merkezi