Altınordu ilçesine bağlı Bayadı Mahallesi sınırlarında yer alan, 6'ncı Mithridates dönemine ait, 2 bin 300 yıllık Kurul Kalesi'nde, 2010 yılında kazı çalışmaları başlatıldı. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Yücel Şenyurt başkanlığında sürdürülen çalışmalarda, Türkiye'de yerinde bulunan ilk mermer heykel olduğu tespit edilen, tahtında oturan 200 kilo ağırlığında ve 2 metre boyunda 2 bin 100 yıllık ana tanrıça 'Kibele' ile bereket tanrısı 'Dionysos', 'Pan' ve hayvan biçimli dini kap olan 'Riton' heykelleri ve yaklaşık 3 bin parça tarihi eser bulundu.

UNESCO'YA BAŞVURU YAPILDI

1'inci derece arkeolojik ve doğal sit alanı olan kaledeki kazılarda ayrıca 300 basamaklı merdiven ile milattan önceki dönemlere ait olduğu değerlendirilen pişmiş topraktan çatı kiremitleri ve duvar örgüsü seramik parçalarına ulaşıldı. Ortaya çıkan eserlerin ardından Kurul Kalesi'nin UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınması için başvuru yapıldı. Kazı çalışmaları, geçen yıl verilen aranın ardından haziran ayında yeniden başladı. 10'u arkeolog, 1'i restoratör olmak üzere 25 kişilik ekiple sürdürülen çalışmalarda kalede, yürütülen kazı çalışmalarının yüzde 60'ı tamamlandı.

'TÜM ETRAFI 360 DERECE GÖREBİLEN BİR KONUMA SAHİP'

Kazı Başkanı Prof. Dr. Şenyurt, Kurul Kalesi'nin, Doğu Karadeniz bölgesinde Sümela'dan sonra mimari görseli bu kadar ortada olan tek yer olduğunu belirterek, '2010 yılında başladığımız Kurul Kalesi kazı çalışmalarımız, bu sene de devam ediyor. Bölgede kazı çalışmalarından önce basamaklı bir tünel, sarnıç ve fındık bahçesi vardı. Burada yaptığımız çalışmalarda alanın arkeolojik bir ören yeri olduğu ortaya çıktı. 2010 ile 2016 yılları arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın maddi destekleri ile başlattığımız Ordu Müze Müdürlüğü bünyesindeki çalışmalar, 2016 yılından sonra Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından da desteklenmeye başladı. Özellikle Kibele heykelinin burada bulunması, Doğu Karadeniz arkeolojisi açısından çok önemli bir olaydı. Kurul Kalesi'nde Kibele heykelinin dışında buranın dinsel fonksiyonunu ortaya çıkartan çeşitli dini eserler, heykelcikler başta olmak üzere depolama kapları, kale fonksiyonunu gösteren ok uçları, hançerler, kılıçlar gibi silahlar ortaya çıkarttık. Sapan taneleri, kurşun ya da pişmiş toprak ile yapılmış gülleler gibi materyaller çok fazla. Onun dışında deniz ticaretinden kaynaklanan bir destek olarak amforaları görüyoruz. Belki uzak bölgelerden getirilen ürünlerin buraya getirildiği, buradan da yine başka yerlere gönderildiğini biliyoruz. Dolayısıyla Kurul Kalesi'nin hem dinsel hem askeri fonksiyonlarının yanı sıra Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi'nin önemli bir sahil yerleşimi olduğunu görüyoruz. Çok jeostratejik bir konumu var. 572 metreden tüm etrafı 360 derece görebilen bir konuma sahip' dedi.

İKİNCİ KAPI DA ORTAYA ÇIKTI

Bu yılki çalışmaların kalenin kuzey batı yönünde sürdürüldüğünü, alanda ikinci bir kapı ortaya çıkarttıklarını ifade eden Prof. Dr. Şenyurt, 'Denize en yakın olan kısımdayız. Burada önemli bir yapı var. Buraya idari yapılar alanı diyoruz. Yine arka tarafta, yaklaşık 60 büyük erzak küpünü sıralı bir şekilde koymuşlar. Bir depo alanı var. Kibele kapısının dışında ikinci bir kapı da bu tarafta var. 37 metre uzunluğunda yaklaşık 20 metre genişliğinde 3-4 ayrı kompleksten oluşan büyük bir bina var. Buradaki çalışmalar devam ediyor. Şu an bulunduğumuz yer, kale içerisindeki en çukur yer. Burada bir havuz mu var ya da başka bir şey mi var diye bunu araştırmaya çalışıyoruz. Hemen karşı tarafımızda da kazmadığımız alanda da böyle büyük bir bina olması gerekiyor. Orayı önümüzdeki yıl kazacağız' diye konuştu.

YÜZDE 40 İÇİN '10 YIL SÜRER' TAHMİNİ

​Kazı çalışmalarında yüzde 60'lık bölümün geride kaldığını söyleyen Prof. Dr. Şenyurt, 'Bu sene 14'üncü yılın kazısını gerçekleştiriyoruz. Şimdiye kadar açığa çıkardığımız kısmı değerlendirecek olursak; yüzde 60 kısmını kazdık. Mimari kanıtlar ortaya çıkartıldı. Geri kalan kısımlar da peyderpey kazılacak. Geri kalan yüzde 40'lık alanın kazılması bu tempo ile gidersek; 10 yıl daha sürer. Önemli olan buranın turizme açılması. Bazı ören yerleri, batıda bile kolay kolay ören yeri haline getirilemiyor. Çünkü ören yeri olması ve ziyarete açılması için altyapının uygun olması gerekiyor. Ziyaretçi kabul merkezleri, ziyaretçi güzergahları, gezi güzergahları, güvenlik önemleri gibi tedbirlerin alınması gerekiyor. Şu anda onun projesi yapılıyor' dedi. Kibele heykelinin restorasyonunun da İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde tamamlandığını kaydeden Prof. Dr. Şenyurt, 'Parçaları tamamlandı. En son sergileneceği yerde birleştirilecek ve sergiye sunulacak. Kibele gibi bir heykeli koyabilecek, onun ağırlığını taşıyabilecek bir müze yok. O yüzden heykel laboratuvarda; Ordu'ya bir müze yapılmasını bekliyor' diye konuştu. (DHA)

Editör: Haber Merkezi