Mazars Denge Kurumsal Risk Yönetimi, İç Denetim ve İç Kontrol Hizmetleri Lideri Fatma Feyza Külekçi, KOBİ'lerin sel, deprem gibi acil durumlara hazır olup olmadıklarına yönelik açıklama yaptı. Külekçi, 'Gerçekleştirilen araştırmalarda KOBİ'lerin henüz bu riski kabul etmediği anlaşılıyor, riskin varlığının kabul edilmediği bir durumda dayanıklılık için gereken kontrol çevresinin oluşturulması ve uygulanması imkan dahilinde değildir' diye konuştu.
KOBİ'LERİN RİSK BİLİNCİ DÜŞÜK
Türkiye'deki KOBİ'lerin afet direncine ilişkin Sia Insight tarafından gerçekleştirilen yapılan 'Sağlam Kobi' araştırmasını aktaran Külekçi, 'Araştırma kapsamında İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya'da çeşitli ölçekteki KOBİ'lerle çalışmalar yürütüldü. Buna göre, KOBİ'lerin yüzde 49'u acil durum ve afetlere hazır olduğunu söyledi. Fakat acil durum ve afetlere hazır olmak için yüzde 46'sının herhangi bir eğitim almadığı, yüzde 59'unun herhangi bir tatbikat yapmadığı ortaya çıktı. Yüzde 69'unun ise acil durum eylem planının olmadığı belirlendi. Afet farkındalığının yani risk bilincinin ve dolasıyla hazırlık düzeyinin çok düşük olduğunu görüyoruz. Riskin kabul edilmediği bir ortamda riskin etkisini azaltacak eylem planlarının hazırlanmasını bekleyemeyiz' ifadelerini kullandı.
'İÇ KONTROL ŞART'
Afet sonrası iç kontrol ve denetimin önemine dikkat çeken Külekçi, ''Üçlü Savunma Hattı' dediğimiz model kurumsal risk yönetimini açıklayan bir modeldir. Bu model çerçevesinde birinci ve ikinci hat iç kontrole ve son hat iç denetime yöneliktir; birinci ve ikinci safhada işlemciler ve iç kontrol ekipleri tarafından kurgulanan kontrol noktaları ile mevcut risklerin minimuma düşürülmesi hedeflenir, iç denetim tarafından da son safhada risklerin takibi ve iç kontrol sisteminin verimliliği ölçümlenir. Bu savunma hattının kurulmaması halinde şirket stratejilerine uygun bir risk yönetim modeli benimsememiş ve kontrolü altına almamış olur. Afet sonrasında mevcut hasarları tolere edilebilmeli ve eş zamanlı olarak diğer afetlere ilişkin acil durum eylem planları geliştirmelilerdir. Şirketlerin ilk başta yatırım yapmak istemedikleri ve öteledikleri alanlar sonrasında yüksek maliyet, can ve mal kaybı ile karşımıza çıkmaktadır. Şirketlerin bu kurguyu oluşturacak iç denetim ve iç kontrol ekiplerine gereken ehliyeti vermeleri, kurumsal çerçevede risk tespit ve yönetim çalışmalarını sürdürmeleri, risklere istinaden oluşturulacak acil durum eylem planlarını talep etmeleri Türkiye gibi deprem riski yüksek olan bir ülkede şarttır' dedi.
'ŞİRKETLERİN OMURGALARINI OLUŞTURMALARI LAZIM'
Kurumsal yapıya henüz ulaşmamış şirketlerde iç denetim ve iç kontrol yapısının sağlıklı kurgulanamadığını aktaran Külekçi, 'Şirketler afetlerin gerçekleşmesi ve suistimal vakalarının olması akabinde iç denetim ve iç kontrol yapısını kurgulama ihtiyacı hissediyor ki bu noktaya kadar hesaplanabilenin ötesinde maddi ve manevi kayıplara uğruyor. KOBİ'lerin bu maliyetlere katlanmadan iç denetim ve iç kontrole yatırım yaparak şirketlerin omurgası olarak nitelendirdiğimiz yapıları oluşturması gerekiyor. Bu yapıları oluşturduktan sonra afetlere ilişkin olarak iç denetim ve iç kontrol ekipleri, risklerin tespiti, risklerin önlenmesi veya seviyesinin düşürülmesini sağlayacak eylem planlarının kurgusunda yer alması gereklidir' diye konuştu.
ACİL DURUM EYLEM PLANI AŞAMALARI
Fatma Feyza Külekçi, 'Acil durum eylem planlarında 3 aşama olmalıdır; ilk aşama acil durum müdahale aşamasıdır. Bu aşamada dakikalar ve saatler içinde ilk alınması gereken aksiyonlar yer alır. İkinci aşama kriz yönetimi aşamasıdır; bu aşamada ilgili birim ve paydaşların bilgilendirilmesi yer alır. Üçüncü aşamada işletme sürekliliği ve afetten kurtarma planı uygulanır. Bu üç aşama sayesinde afetlere karşı tüm ölçekteki KOBİ'ler hazır olacaktır ve maddi-manevi kayıplar minimuma indirilecektir. Belirli aralıklarla dönemsel kontroller acil durum eylem planlarına ilişkin sürdürülmelidir' dedi.