Gümüşhane Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nafız Maden, Doğu Karadeniz'de sürdürdüğü petrol rezervi araştırmaları kapsamında, eylül ayında Rize'nin Çayeli ilçesi 7 mil açıklarında su yüzeyinden aldığı örnekleri analiz edilmesi için Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'na (TPAO) gönderdi. İncelenen numunelerde, litrede 59 miligram petrol hidrokarbon olduğu, bunların herhangi bir petrol sızıntısına değil, ham petrole ait olduğu da rapor edildi.
Bölgede petrol ve doğal gaz potansiyeline yönelik bilimsel çalışmalarını sürdüren Prof. Dr. Maden, 'Rize'de Çayeli açıklarında daha önce bilinen bazı sızıntıları gittik, gördük, bazı numuneler aldık. Bu numuneleri gönderdiğimiz Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı AR-GE biriminde değerlendirildi. Yapılan değerlendirme ve jeokimyasal analiz sonucu, alınan deniz suyu numunesi üzerinde 'TPH' dediğimiz yani 'Toplam Petrol Hidrokarbonu' değerleri incelendi. Bu deniz su içerisinde böyle bir hidrokarbon varlığı var mıdır, yok mudur? Buna bakıldı. Yapılan analizler sonucunda oluşturulan gaz kromatografisi sonuçlarına göre C 10, C 40, yani hidrokarbon varlığı tespit edildi. Bu şu demek, aldığımız deniz suyunun içerisinde bulunan hidrokarbonun doğal kaynaklı olduğu bir petrol ürününden ayrışarak oluşmadı, onun bir kalıntısı olmadığı belirlendi. Bize, 'Buradaki numunelerin, herhangi bir geminin atığı olabilir' yönünde bazı eleştiriler oldu. Ama sonuç itibarıyla, bu numunelerdeki analizler, burada doğal kaynaklı petrol olduğunu ortaya çıkarmış oldu' dedi.
'BÖLGENİN PETROL POTANSİYELİNİ ORTAYA KOYMUŞLAR'
Karadeniz'de petrol aramaya yönelik daha önce de çalışmaların olduğunu aktaran Prof. Dr. Maden, 'Burada Çayeli'nde yıllardır bilinen bir sızıntı bu, hatta Osmanlı İmparatorluğu döneminde Birinci Dünya Savaşı'ndan önce mühendisler getirilmiş. Bu bölgenin petrol potansiyelini ortaya koymuşlar. Sadece Çayeli açıklarına değil, ülkemizin değişik noktalarında yapılan ihbarlar sonucunda belirlenen petrol sızıntıları da yine bu ekip tarafından araştırılmıştı. Aslında biz ekip olarak çalışıyoruz. Enerji kaynaklarına dair çalışmalarımız sürüyor. Batı Karadeniz bölümünde yaptığımız çalışmalardan da kabul aldık, henüz daha yayınlanmadı. Bundan sonra da Akdeniz'deki havzaların petrol potansiyeliyle ilgili, enerji kaynaklarıyla ilgili çalışmalara devam edeceğiz' diye konuştu.
'DOĞU KARADENİZ PETROL AÇISINDAN ŞANSLI'
Doğu Karadeniz'in, petrol ve hidrokarbon açısından şanslı olduğunu düşündüğünü aktaran Prof. Dr. Maden, 'Burada petrol arama faaliyetlerini daha derin sularda yapmak zorundayız. Doğu Karadeniz bölümünde, Sinop'tan Batum'a kadar birçok noktada petrol sızıntıları var. Sinop'un Samsun'un açıklarında, Ünye'nin açıklarında var. Hatta geçtiğimiz temmuz aylarında Barbaros Hayrettin Paşa gemisi bu bölgelerde sismik araştırmalarını yaptılar. Şu anda gemimiz, Trabzon Limanı'nda bakım çalışmaları devam ediyor. Aldığımız bilgiye göre, bu bakım çalışmasından sonra bu gemi, Çayeli açıklarında petrol arama amacıyla gidecek. Ancak henüz bir plan ortaya koyulmamış. Karadeniz zor bir denizdir. Kışın daha fazla dalga olacağı için kış mevsiminde petrol arama çalışmasına gidilmemesini öneriyorum. Tabii ki TPAO'nun deneyimli mühendisleri buna karşı kendi önlemlerini alacaktır, kendi planlarını yapacaktır. Doğu Karadeniz'in, petrol ve hidrokarbon açısından şanslı olduğunu düşünüyorum. Bu bölgede yaklaşık 15-16 kilometre kalınlığında tortu temel var. Bu tortu tabakanın içerisindeki miyosen serisi içinde petrolün oluştuğunu, bunun tektonik hareketlerle göç ettiğini düşünüyorum. Bunu da anlanmanın yolu Barbaros Hayrettin Paşa gemisini sahaya çıkması, 2 ve 3 boyutlu sismik araştırma yapmasıdır' ifadelerinde bulundu.