Beslenme, anne karnından başlayıp yaşam boyu devam eden, bedensel ve ruhsal sağlığı yakından ilgilendiren, sağlık için en önemli temelleri atan birçok sürecin başında geliyor. Bu noktada sağlıklı ve dengeli beslenmenin her anlamda başarının altın anahtarı olduğunu ifade eden Beslenme ve Diyet Uzmanı Yıldız Melek Aksoylu üniversite öğrencilerinde beslenme alışkanlıkları hakkında bilgilendirmede bulundu.

Düzensiz ve sağlıksız beslenen bireylerin birçok hastalığa zemin hazırladığını ve bu kötü alışkanlıklar değiştirilmedikçe yerini kronik sağlık problemlerine bıraktığını ifade eden Medicana International İstanbul Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Yıldız Melek Aksoylu, 'Öğünleri düzenli olan ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarına sahip kişilerin yaşam kalitesinin arttığı, öğrenme ve anlama kapasitelerinin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Örnek olarak iki farklı üniversite öğrencisini değerlendirelim. A kişisi sağlıklı besinlerle besleniyor, öğün planlaması kendine uygun, şekerli besinlerin tüketimi sık değil, yeterli su içiyor, fiziksel aktivite yapıyor, aşırı miktarda kafeinli içecekler tüketmiyor, sürekli et ağırlıklı beslenmiyor, meyve-sebze tüketiyor. B kişisinin öğün planlaması yok, öğünleri atlayıp bir anda fazla tüketim yapabiliyor, zaman zaman uzun süre aç kalıyor enerjisi düşüyor, su yerine sürekli kahve, çay ve asitli içecekler tüketiyor, meyve-sebze tüketmeyi sevmiyor, fiziksel aktivitesi yok denecek kadar az. B kişisinin zamanla vücut sağlığı bozulacak, bu durum ruhsal sağlığını etkileyecek, kan değerlerinde bozulmalar meydana gelecek, kan değerlerinde ki bozulmaya bağlı olarak yaşam kalitesi düşecek. Tüm bunlar hayatımızı yakından etkileyecektir' diye konuştu.

FAZLA TÜKETİLEN KAFEİNE DİKKAT

Yüksek miktarda şekerli ve tatlı besin tüketen öğrencilerin birçoğunda yorgunluk, halsizlik ve uyku halinin meydana geldiğini ifade eden Diyetisyen Melek Aksoylu, tatlı şeylerin beyinde bağımlılık hissi yarattığını ifade etti.

Aksoylu sözlerini, 'Kişi tükettiği şekerli besinin etkisi bittiğinde tekrar tüketmek istemekte bu da zamanla fiziksel ve ruhsal sağlığı olumsuz etkilemektedir. Kafeinde aynı şekildedir. Sürekli kafeinli içecekler tüketmek kafeinin etkisi bittiğinde sizi tekrar kafein alımına yöneltecektir. Fazla tüketilen kafein kalp problemlerine, kaslarda güçsüzlüğe, idrar artışına, sindirim problemleri ve anksiyete gibi birçok sağlık problemine yol açarken öğrenme kapasitesini azaltmaktadır. Yani geç saatlere kadar sürekli kafeinli içecekler tüketerek ders çalışmaya çalışmak etkili verim alamamanıza yol açabilir' ifadelerini kullanarak sürdürdü.

GÜÇLÜ HAFIZAYA SAHİP OLMANIN YOLU BESLENMEDEN GEÇİYOR

Üniversite dönemindeki gençlerin başarı yolunun doğru beslenmeden geçtiğini kaydeden Aksoylu, 'Beslenme tüm vücudumuzu etkilediği gibi hafızamızın üzerinde ki etkileri de inanılmazdır. Özellikle bazı vitamin ve mineraller öğrenme kapasitemizi, beyin gücümüzü aktif kullanmayı ve hafızayı direk etkiler. O yüzden biz diyoruz ki, üniversite dönemindeki gençlerin başarı yolu beslenmeden geçiyor' şeklinde açıklamada bulundu.

STRESİ ÖNLEMEK İÇİN E VİTAMİNİ

Özellikle sınav dönemlerinde stresin arttığını, beyin yüksek aktivitede çalışarak daha çok oksijene ihtiyaç duyduğunu dile getiren Aksoylu, 'E vitamini en önemli antioksidan kaynaklarındandır. Zararlı hücrelere karşı savaşarak, hafıza sorunlarını azaltır. Badem en iyi E vitamini kaynağıdır. Fındık, fıstık ve fıstık ezmesi, buğday ve buğday tohumu yağı, avokado, kivi, brokoli yüksek miktarda E vitamini içermektedir. Omega-3 yağ asidi beyin için aktif enerji sağlar, beyin kapasitesini ve öğrenme hızını arttırır, çocukluk döneminde zekayı etkilediği gibi ergenlik döneminde de hafızayı kuvvetlendirmekte ve başarıyı arttırmaktadır. Yapılan araştırmalar omega-3'ten zengin beslenen ve omega-3 takviyesi alan öğrencilerin okulda daha başarılı olduğu, konsantrasyonda güçlük yaşamadığı, daha güçlü bir hafızaya sahip olduklarını göstermektedir. Ceviz, keten tohumu, somon, sardalya, hamsi, chia tohumu, semizotu, avokado omega-3 içeren en önemli besin kaynaklarıdır' dedi.

HAFIZANIN DEVAMLILIĞI İÇİN B12

Aksoylu sözlerine şöyle devam etti:

Kırmızı kan hücrelerinin üretilmesinde büyük önem taşıyan vitamindir. Eksikliği odaklanmada güçlük, dikkat problemleri, halsizlik, yorgunluk, aşırı sinirlilik hali ve unutkanlığa neden olmaktadır. B12' nin besin kaynakları; karaciğer, dalak, et, yumurta, balık, peynir ve süt ürünleridir. Beyin iş yapmak ve öğrenmek için çok fazla enerji ve oksijen tüketir. Bunun sonucunda da bazı zararlı atıklar oluşur. Bu zararlı atıklarla savaşan beynin işini kolaylaştıran ve yıpranmayı önleyen en önemli antioksidan kaynaklarından diğeri de C vitaminidir. Kivi, maydanoz, çilek, biber, portakal, greyfurt, limon, ananas, karnabahar yüksek miktarda C vitamini içerir. Eksikliği çok fazla görülen bir mineraldir. Depresyon, sinirlilik, baş ve kas ağrıları, hafıza güçsüzlüğü magnezyum eksikliğinde görülmektedir. Magnezyum iyi bir uyku sağlar ve sinir sistemini sakinleştirir, hafızayı güçlendirir. Kabak çekirdeği, kuru baklagiller, sert kabuklu kuruyemişler, koyu yeşil yapraklı sebzeler, muz, çilek, kavun, karpuz, incir, doğal kakao magnezyumun en önemli kaynaklarıdır. Daha güçlü bir hafıza, daha aktif bir beyin gücü, daha hızlı bir öğrenme kapasitesi için E vitamini, C vitamini, B12 Vitamini, Omega-3 yağ asidi ve magnezyumdan zengin besinlere beslenmenizde yer verin başarınızı arttırın.'

Editör: Haber Merkezi