Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mükerrem Kaya, evde geçirilecek Ramazan Bayramı'nda protein ile sebze ağırlıklı beslenme ve hareketsiz kalmama uyarısında bulundu.

Kaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında Ramazan Bayramı'nda uygulanacak sokağa çıkma kısıtlaması sürecinde, vatandaşların evlerinde kalacağı 4 gün boyunca beslenme ve fiziksel aktiviteyle ilgili dikkat etmesi gerekenleri değerlendirerek, bayramın ilk gününe hafif bir kahvaltıyla başlanmasını tavsiye etti.

Reçel gibi şeker oranı yüksek gıdalardan uzak durulması gerektiğini ifade eden Kaya, 'Yumurta, peynir, zeytin, domates, yeşil biber ve maydanoz gibi geleneksel kahvaltının vazgeçilmez gıdalarına mutlaka yer verilmeli, ekmek olarak tam buğday ekmeği tercih edilmelidir.' dedi.

Kaya, öğle yemeğinde protein ve sebze ağırlıklı yemeklerin tercih edilmesi ve bulgur gibi gıdalara da yer verilmesi gerektiğini belirterek, yemeklerin yavaş çiğnenmesini önerdi.

Hamur işleri ve tatlılar daha az tüketilmeli
Yemek için yeterli zaman ayrılması önerisinde de bulunan Kaya, 'Öğün atlamamaya dikkat edilmelidir. Akşam yemekleri erken saatlerde yenilmeli, kızartılmış, çok tuzlu ve ağır yemeklerden uzak durulmalıdır. Börek ve baklava gibi hamur işleri ve tatlılar daha az tüketilmeli, fındık, fıstık ve badem içeren sütlü tatlılar tercih edilmelidir.' ifadelerini kullandı.

İnsanların ramazan ayı boyunca iftar ve sahur olmak üzere iki öğüne adapte olduğuna işaret eden Kaya, öğün saatlerinin yeniden düzenlemesinin ilk günlerde oldukça zor olduğunu aktardı.

Daha fazla yemek yeme isteğinin sindirim sistemi rahatsızlıklarına sebep olabileceğine dikkati çeken Kaya, şöyle konuştu:

'Bu durum kilo artışının yanı sıra sağlığı da olumsuz yönde etkiler. Mide ve bağırsak sistemine aşırı yüklenme bayram keyfinizi kaçırabilir. Sağlıklı bir sindirim sistemi için yoğurt ve kefir gibi probiyotik içeren gıdaların tüketimi artırılmalı. Ayrıca probiyotiklerin bağırsaktaki fonksiyonlarını gösterebilmeleri için prebiyotik içeren sebze, meyve ve kuru baklagiller gibi gıdalar ile desteklenmelidir. Bayramda ve bayram sonrasında metabolizmanın eski hızına ulaşması için dengeli beslenme ve fiziksel aktivite şarttır. Diğer taraftan ramazanda yavaşlayan metabolizmanın daha da yavaşlamasına sebep olacak tek tip beslenmeye dayalı diyet uygulamalarından da kaçınmak lazım.'

Kaya, yeterli ve dengeli beslenmenin Ramazan Bayramı'nda da büyük önem taşıdığını vurguladı.

Günde en az 2-2,5 litre su tüketilmeli
Sıcaklığın arttığı bugünlerde sıvı tüketiminin önemine işaret eden Kaya, şöyle devam etti:

'Vücut mineral dengesini korumak için yemeklerle birlikte içecek olarak su, maden suyu veya ayran tercih edilmeli, şekerli ve gazlı içeceklerden uzak durulmalıdır. Su tüketimi, hava sıcaklığının artması nedeniyle daha fazla önem kazanmaktadır. Düzenli bir sindirim sistemi ve metabolizma için günde en az 2-2,5 litre su tüketilmelidir. Su içmekte zorlanıyorsanız, içerisine limon, elma ve salatalık dilimleri veya nane yaprakları ilave ederek su içimini keyifli hale getirebilirsiniz.'

Kronik hastalığı olan kişilerin uyguladıkları diyete bayram süresince de dikkat etmesini tavsiye eden Kaya, çay ve kahve tüketiminin su içimini azaltmaması gerektiğini dile getirdi.

Sokağa çıkam kısıtlaması nedeniyle bu Ramazan Bayramı'nın çok farklı olacağını, bu durumun beslenmeyi de etkileyeceğini dile getiren Kaya, 'Her bayram geleneksel bayram ikramlarının riskleriyle ilgili uyarılarda bulunurduk. Ancak bu bayram evlerimizde kalacağız. Protein ve sebze ağırlıklı bir beslenme programı uygulamalı ve fiziksel aktiviteye zaman ayırmalıyız. En azından yarım saatte bir hareket etmeliyiz.' değerlendirmesinde bulundu.

Editör: Haber Merkezi