Perşembe ilçesi Sırakovancı Mahallesi'nde yaşayan 54 yaşındaki Karakuş, sepet örme ustası kayınpederi Mahmut Karakuş'tan mesleğin inceliklerini öğrendi.
Kayınpederinin 12 yıl önce vefatının ardından işini devam ettiren Karakuş, evinin bahçesi ve serenderde oluşturduğu alanda, bahçelerden temin ettiği fındık dallarından yalnızca bıçak ve rende kullanarak farklı boyutlarda sepetler örmeye başladı. Karakuş, bir süre sonra bağ bahçe ve ev işleri nedeniyle sepet yapımını bırakmak durumunda kaldı.
Kovid-19'la mücadelede kısıtlamaların uygulanmaya başlamasıyla evde daha çok vakit geçiren Karakuş, vaktini iyi değerlendirmek için sepet örmeye yeniden başladı.
İki çocuk annesi Karakuş, AA muhabirine, evlendikten sonra kayınpederinin yaptığı sepetlerin ilgisini çektiğini, doğal ve nostaljik ürünlere merakı sebebiyle bu işe yöneldiğini söyledi.
Kayınpederinin, mesleğini oğullarına öğretmek istediğini ancak onların ilgi göstermediğini dile getiren Karakuş, 'Babam, ben 2,5 yaşındayken trafik kazasından ölmüş. Babamı hiç bilmediğim için kayınpederimi gerçek babam gibi sevdim. O da beni gerçekten seviyordu. Vefatından sonra sepet işini ben devam ettirdim.' dedi.
'Evde kalındığı için bu süreci değerlendireyim dedim'
Karakuş, mesleği yaklaşık 4 yıl sürdürdükten sonra bıraktığını belirterek, 'Şimdi pandemi döneminde bir yere gidemiyorsun, tatile çıkamıyorsun, hiçbir şey yapamıyorsun. Evde kalındığı için ben de bu süreci değerlendireyim dedim, tekrar sepet yapımına başladım. Çeşit çeşit sepetler yapıyorum.' diye konuştu.
Sepet yapımının kolay olmadığına işaret eden Karakuş, şöyle konuştu:
'Bahçeden uygun fındık dallarını kesip dış kabuğunu çıkarıyorum. Gerekli temizliğini yaparak örme işlemini yapıyorum. Sepeti örmek en zevkli yanı. Aslında malzemeyi hazırlamak bayağı zaman alıyor. Güç isteyen tarafları var. Genelde kendi bahçelerimizden dalları alıyorum, arkadaşlarımın bahçesinden de alıyoruz. Özellikle ham fındık dallarından daha güzel oluyor, bu nedenle de onu daha çok tercih ediyorum. Yeter ki sen iste, bir şekilde yapıyorsun.'
Karakuş, rahmetli annesinden öğrendiği kolon ipini de dokuduğunu ve yaptığı sepetlere taktığını kaydederek, hobi amacıyla yaptığı sepetlerle kendi ihtiyaçlarını karşıladığını, ayrıca eşe, dosta hediye ettiğini söyledi.
Salgın döneminde insanların daha çok evde zaman geçirdiğine değinen Karakuş, 'Evde kapalı kaldık, of bunalıyoruz, yemek yiyoruz' demesinler. Oyalanacak bir şeyle uğraşsınlar. Dantel olabilir, bir süs eşyası olur. Bir şeyler yapsınlar, kendilerini oyalasınlar. Ama pencereye çıkıp hava almayı da ihmal etmesinler, hareket etsinler.' dedi.