İleri yaş hastalığı olarak bilinen kalp hastalıkları ve hipertansiyon son yıllarda genç yaşlarda da görülmeye başladı. Hastalıkların erken yaşta görülmesinin en önemli nedenleri arasında ise stres, teknoloji bağımlılığı, hazır gıdaların fazla tüketimi gösteriliyor. Kalp hastalarının 20'li yaşlarda da görüldüğünü belirten Medicana International İstanbul Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sebahattin Ateşal, 'Önceki yıllarda 60 yaş üstü hastalığı olarak bilinen kalp krizleri günümüzde 40 yaş altında hatta 20'li yaşlarda dahi görülüyor. Günümüzde yüzde 4 ila 10 kadar hasta 40 yaşın altında kalp krizi ile bize geliyor. Bu korkutucu bir rakam ve yaşın gittikçe aşağıya düştüğünü görüyoruz. 30-40 yıl önce yüzde 1 ila 2 hastanın 40 yaş altında bize geldiğini söylerdik ama artık 20'li yaşlarda dahi kalp krizlerini görüyoruz. Bu nedenle biz 20 yaşın üzerinde bize göğüs ağrısıyla başvuran kişilerde kalp krizi ihtimalini değerlendiriyoruz' dedi.
'TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞI HAREKETİ KISITLIYOR'
Erken yaşta görülen kalp krizlerinin en önemli nedeninin hareketsiz yaşam şekli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Sebahattin Ateşal, 'Bir insanın günde 10 bin adım atması gerekiyor. Ama maalesef gençlerimizde teknoloji bağımlılığı nedeniyle hiç hareket yok. Bilgisayar başında saatlerce oturuyorlar. Boş vakitlerini kafelerde geçiriyorlar. Kimse hareket etmiyor. Sosyal medya stresi de artırıyor. Bu gibi sosyal aktiviteler erken yaşta kalp krizi riskini artırıyor' diye konuştu.
'40 YAŞ ÜSTÜ KİŞİLER HALI SAHADAN UZAK DURMALI'
Yürüme, yüzme, bisiklete binme gibi sporların kalp sağlığını koruduğunu anlatan Prof. Dr. Sebahattin Ateşal, ağır spor aktivitelerinden ise uzak durulması gerektiğini belirterek şu uyarılarda bulundu:
'Kalp hızını artırırken kan basıncını düşüren sporları yapmamız gerekiyor. Bazı gençler vücut çalışıyor bunlar kardiyak yönden zararlı. Bunlar kalbe dönen kan miktarını artırırken kalbin önündeki basıncı artırıyor. Oysa yüzme ve yürüme gibi egzersizler kalbe gelen kan miktarı artarken kalbin önündeki basınç azalıyor. Dolayısıyla kalbe gelen yük azalıyor. Bu tür sporlarla kalbin yarar görmesini sağlamalıyız. 50 yaşındaki bir insan halı sahada top oynamaya kalkıyor. Bu bir profesyonel sporcunun işidir. Amatör kişiler için oldukça zararlı. Ani hızlanma ve heyecan kalp damarlarında spazma, ritim bozukluğuna yol açıyor. Bunları asla tavsiye etmiyoruz. 40 yaşını geçmiş bir insanın halı saha sporlarını kesinlikle yapmaması gerekiyor.'
'30-40 YAŞ ARASI SIKLIKLA GÖRÜLÜYOR'
Stres, kötü beslenme ve sosyal medya bağımlılığı ile teknolojinin ise yüksek tansiyonu artırdığını ifade eden Medicana International İstanbul Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Murtaza Çit ise önemli değerlendirmelerde bulundu:
'Hipertansiyon aslında ileri yaş hastalığı olarak biliniyor. Ama son yıllarda bu yaş düştü. Özellikle önceden 40 yaş üstünde daha çok görürken son 10 yıl içinde bu 30'lu yaşlara kadar düştü. 30-40 yaş arasında da artık çok fazla hipertansiyon hastasıyla karşılaşıyoruz. Stres özellikle kişileri olumsuz etkiliyor. İş yaşamında stresli çalışma koşulları, beslenme alışkanlıkları, gençlerde sigara, aşırı alkol ve madde kullanımının artması hipertansiyon sıklığını artırdı. Çağımız teknoloji ve sosyal medya çağı. İnsanlar artık daha çok oturarak bilgisayar ve telefon başında vakit geçiriyorlar. Dolayısıyla daha az hareket ediyorlar. Hareket azaldıkça da kilo alımı da artıyor. Bunların yanında hipertansiyon riski de artmış oluyor. Sosyal medya kullanımı masa başı çalışma hareketsizlik ve kiloyla beraber insülin direnci gelişimine yol açıyor. Buna bağlı olarak da hipertansiyon sıklıkla görülüyor.'
GÜNLÜK TUZ TÜKETİMİ 6 GRAMI GEÇMEMELİ
Hipertansiyon hastalarının 3'te 1'i kadar obez hasta olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Murtaza Çit, 'Obezite ve buna bağlı insülin direncinin gelişmesi hastalarda metabolik sendrom dediğimiz durumu geliştiriyor. Metabolik sendromda kilo artışı, tansiyon yüksekliği, kolesterol yüksekliği, karaciğer yağlanması buna bağlı olarak kalp damar hastalıkları damar sertliği, kalp volümünün daha fazla olması bunlar hepsi tansiyonu tetikliyor. Çocuklarda damak tadının geliştirilmesi önemli. Çocuk yaşlarda ne kadar tuza alıştırılırsa ilerleyen yaşlarda bu hastalıklara neden olabiliyor. Günlük tuz miktarı 6 gramın altında olmalı. Ama biz ülkemizde en son yapılan çalışmalarda ortalama 18 gram kadar tuz kullanımı olduğunu gördük. Bu 3 kat fazlalığın mutlaka düşürülmesi gerekiyor. Doğal yollardan aldığımız yiyeceklerde ekmekte zaten tuz var. Yemeklerde hiç tuz kullanılmadan yiyeceklerden bunu alıyoruz' ifadelerini kullandı.
HASTALIK RİSKİNİ EN AZA İNDİRMEK İÇİN ÖNERİLER
Haftanın 3 günü 40 dakika tempolu yürüyüş yapılmasının önemine dikkat çeken İç Hastalıkları Uzmanı Murtaza Çit, 'Böylece hipertansiyon ve kalp hastalığı gelişme riskini azaltabiliriz. Dikkat edilmesi gereken en önemli şey ise tuz tüketimini 6 gramın altında tutmak, düzenli spor ve yürüyüş yapmak, stres faktörlerinden uzak durmak, stresle baş edecek yöntemler geliştirmek (yürüyüşleri açık havada yapmak gibi)' dedi.