Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 'Sürgünün 75. Yılında Ahıska Türkleri Anma Programı'nda Ahıskalı Türkmenlerle bir araya geldi. Programa, Erdoğan'ın yanı sıra Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, eski Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren ve Dünya Ahıska Türkleri Birliği Başkanı Ziyatdin Kassanov katıldı. Programda, Ahıska Türklerinin sürgün edilişini anlatan belgesel gösterildi. Erdoğan, yaptığı konuşmada, Ahıska Türklerini ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
'ADALETİ SAVUNMAK GİBİ BİR DERTLERİ ASLA YOKTUR'
Türkiye'de geçmişte yaşanmış en küçük hadiseleri bile, mecrasından saptırarak küresel çapta karalama kampanyasına çevirenlerin, Ahıska Türklerinin trajedisine kör ve sağır kaldıklarına dikkat çeken Erdoğan, şöyle konuştu:
'Çünkü bunların hakkı, hakikati, adaleti, insani değerleri savunmak gibi bir dertleri asla yoktur. Böyle bir hassasiyetlerinin olmadığını Nobel edebiyat ödülünü Bosna soykırımını inkar eden bir faşiste vererek tekrar göstermişlerdir. On binlerce Müslüman'ın kanını döken bir caniyi savunan, destekleyen, hatta öven bir şahsın böyle bir ödüle layık görülmesi utanç vericidir, rezalettir. Bu şahsın insan hakları evrensel beyannamesinin kabul edildiği 10 Aralık İnsan Hakları gününde ödüllendirilmesiyse ayrı bir garabettir. İslamofobi'nin batı ülkelerinde veba gibi yayıldığı bir dönemde soykırım heveslilerini ödüllendirmek, yeni cinayetlere, yeni ırkçı saldırılara, yeni soykırımlara icazet vermek demektir. Kirli ve kanlı siciline rağmen bu şahsı ödüllendirenler, 25 yıl önce Bosna'da işlenen soykırıma da ortak olmuşlardır. Zira bizim değerlerimizde zulme rıza zulümdür. Nobel komitesi, hem edebiyat hem de barış ödülü alanında daha önce de benzer vahim kararlara imza atmıştır. Ortada küresel barış ve istikrar adına hiçbir başarısı olmayan, hatta eline masumların kanı bulaşmış kimi siyasetçiler, bu komite tarafından ödüle layık görülmüştür. Nobel'in barış çabalarını veya edebiyatta kaliteyi ödüllendirmekten ziyade çoğu zaman siyaset ve toplum mühendisliğinin vasatı olarak kullanıldığını hepimiz gayet iyi biliyoruz.'
'SÖZ KONUSU MÜSLÜMAN HAKLARI OLUNCA DERİN SESSİZLİĞE BÜRÜNDÜLER'
Erdoğan, hassas bir dönemde, ırkçılığından gurur duyan bir kişinin ödüllendirilmesini iyi niyetli görmediği belirterek, 'Bana göre Nobel itibarını tamamıyla kaybetmiştir. Nobel tamamıyla siyasileşmiştir. Nobel tamamıyla ideolojik kararlar vermektedir. Avrupa'da hemen her gün camilere saldırılırken, Müslümanların can ve mal emniyeti giderek kaybolurken bu ödül sadece İslam ve insanlık düşmanlarına cesaret aşılayacaktır. Akıl, izan ve vicdan sahibi herkesi bu skandala tepki göstermeye çağırıyoruz. Ülkemizin yetiştirdiği en önemli bilim adamlarından Prof. Dr. Aziz Sancar hocamıza hassasiyeti için ayrıca teşekkür ediyoruz. Elbette bu skandal Müslümanların acılarına karşı duyarsızlığı ne ilk ne de son örneğidir. Hocalı Katliamı'ndan, Ahıska sürgünlerine, Arakan'da işlenen cinayetlerden Suriye'deki vahşete kadar biz buna pek çok şahit olduk. Lafa gelince insan haklarını kimseye bırakmayanlar, söz konusu Müslüman hakları olunca birden derin bir sessizliğe büründüler. Bize demokrasi ve hukuk dersi verenler on binlerce insanının kanını döken diktatörleri ve terör ele başlarını kırmızı halıda ağırladılar. Kendi vatandaşlarına hak gördükleri demokrasi ve özgürlükleri Afrikalıya, Asyalıya, Suriyeliye, Yemenliye, Libyalıya lüks gördüler. Çıkarları uğruna Suriye'de olduğu gibi dünyanın en vahşi terör örgütlerini desteklemekten bir an olsun çekinmediler, utanmadılar. PKK/PYD-YPG gibi terör örgütlerini desteklemekten geri durmadılar. Biz bunların hak, hukuk, adalet, insan hakları gibi bir endişelerini olmadığını çok çok iyi biliyoruz' değerlendirmesinde bulundu.
350 YILLIK KUR'AN-I KERİM HEDİYE EDİLDİ
Programın sonunda Ahıska Türkleri adına Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hediye takdim edildi. Sürgünün 80 yaşındaki tanığı Nedim Aliyev, sürgün öncesinde Ahıska'da yaşayan Rahime Nine'de bulunan, sürgün sırasında ve sonrasında Züleyha Nine'nin koynunda sakladığı 350 yıllık Kur'an-ı Kerim'i, Erdoğan'a armağan etti. Erdoğan'a ayrıca Ahıska kıyafetleri de hediye edildi. Erdoğan kendisine hediye edilen kalpak, kemer ve kılıcı kuşanarak poz verdi.