Tarihi Sivas Kongresi'nin 100'üncü yıl dönümü kutlamalarına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Ulaştırma Bakanı Cahit Turan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, çeşitli siyasi parti temsilcileri ve milletvekilleri katıldı.
Kent Meydanı'nda bulunan Atatürk Anıtı'na çelenk sunulmasıyla başlayan program sonrası, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindeki devlet büyükleri, tarihi kongrenin yapıldığı Sivas Atatürk Kongre Müzesi'ni ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindekiler tarihi kongre salonundaki sıralara oturarak, Sivas Devlet Tiyatrosu sanatçılarının sergilediği kongrenin temsili canlandırmasını izledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan temsil sonrası sanatçıları tebrik etti. Daha sonra müze önünde gerçekleştirilen resmi kutlamalara geçildi. Buradaki kutlamalar Cumhurbaşkanlığı Mehter Bölüğü'nün konseri ile başladı.
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkenin kalkınması, milletin güçlenmesi için çalışan ve emek veren herkesi saygıyla andığını belirterek, 'Cumhuriyetin temellerinin atıldığı Sivas Kongresinin yıl dönümlerini büyük bir coşkuyla kutlayan hemşehrilerini canı gönülden tebrik ediyorum. Burada 100'üncü yıl dönümü kutluyor olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Bizler vatanını, bayrağını ve istiklalini koruyabilmek için nice kereler çetin imtihanlardan geçip, çok zor şartlar altında inandığı değerlerden taviz vermemiş milletin mensuplarıyız' diyerek sözlerine başladı.
Milli mücadele yıllarının, İstiklal Harbi'nin dönüm noktalarından biri olan Sivas Kongresi ve 4 Eylül 1919 tarihinin, milletin hafızasında çok önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Milli mücadelenin işaret fişeği burada atılmış, dönemin şartlarında daha emniyetli bir yer tespit edilemediğinden Kurtuluş Savaşı'nın hazırlıkları burada yapılmıştır. Dolaysıyla Sivas milli mücadelenin ve cumhuriyetin ilk merkezidir. Tam 1 asır önce bugün yurdun 4 bir tarafından gelerek kongreye iştirak eden delegeler milli bir duruş sergilemiştir. İşgale boyun eğmeyeceğini, sıkı sıkı kenetlenerek mücadeleye hazır olduğunu buradan ilan etmişlerdir. Sivas Kongresi deyince gözümüzün önüne gelen tarihi bir fotoğraf var. O fotoğrafta Gazi Mustafa Kemal ile birlikte kimler var ? İstanbul temsilcisi ile buradaydı. Bursa buradaydı. Aydın, Manisa. Denizli, Afyon, burada mıydı? Evet. Çorum'dan, Yozgat'tan, Kastamonu, Eskişehir, Erzincan, Niğde, Nevşehir, Kayseri, Diyarbakır, Antep, Hakkari Samsun, Erzurum'dan gelen delegelerin hepsi buradaydı. Sivas'taki tarihi toplantıda doğudan batıya, kuzeyden güneye bütün vatan temsil ediliyordu. Bir asır sonra, aynı mekanda milli mücadelemizin bu ilk temsilcilerini saygı ile yad ederken, Sivas'taki hemşehrilerimizin kararlılığı ve heyecanı asla kaybetmediğimizi de tekrarlamak istiyorum. Tarihe sultan şehir olarak geçen Sivas, her zaman önemli bir yönetim merkezi olmuştur. Hititlerden itibaren Sivas, Danişment, Eratna ve Selçuklu devletlerine başkentlik yapmıştır. İşte bu Sivas, 4 Eylül 1919 tarihinden itibaren 108 gün boyunca da milli mücadelemizin başkentliğini yürüttü. Gazi Mustafa Kemal, Anadolu'nun en emin mahali olan olan Sivas'ta milli kongrenin toplanması kararını vermişlerdir. Sivas sadece jeopolotik konumu itibariyle değil, her zaman vatan satında milli refleksi kuvvetli insanların yaşadığı şehir olarak öne çıkmıştır. Sivas'ın, vilayeti Anadolu olarak anılmasına sebep olan özelliği, milletimizin bekasını tehdit altında gördüğü an şahlanmasıdır. Sivas Anaddolu'nun birlik ve dirlik yurdudur' dedi.
'SİVAS HER ŞARTTA HAKKI TUTUP KALDIRIR'
Bu toprakların kadim tarihi boyunca bir çok devlet adamını, önemli kişileri bağrına bastığını ifade eden Erdoğan, 'Gün olmuş Akkoyunlular üzerine sefere çıkan Fatih Sultan Mehmet misafiri olmuş, gün olmuş İran üzerine sefere çıkan Yavuz Sultan Selim, Kanuni, 4'üncü Murat burada nefeslenmiş. Gün olmuş ilahi kelimatullah uğruna yurdundan ayrı düşen Abdulvahap Hazretleri gibi bir gaziyi bağrına basmış. İzzettin Keykavus gibi bir sultanı kucaklamış. Gün olmuş Anadolu'yu işgalden kurtarmak için Sivas Kongresi'ni tertipleyenler için en emin belde olmuş. Gün olmuş Balkan ve Kafkaslardan gelen muhacirlere bağrını açmış. Gün olmuş Aşık Veysel gibi bir halk ozanını, gün olmuş Muhsin Yazıcıoğlu gibi yiğit bir dava adamını doğurmuş. Sivas bu tüm özellikleri her daim korumuştur ve her zaman korumaktadır. Sivas'ın bağrında nifak değil birlik ve beraberlik duyguları yer bulur. Sivas'ın yiğidoları her şartta sadece ve sadece hakkı tutup, kaldırır. Bu şehirde karşılık bulamayan bir siyasi hareketin ülkenin tamamında başarıya ulaşması mümkün değildir. Bunun için Sivas'a ayrı bir önem verdik. Hep gönlümüzün en müstesna yerinde misafir ettik' diye konuştu.
'SİVAS TÜRKİYE'NİN BAŞKENTİ OLDU'
Milli mücadele döneminde Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının Erzurum'dan yola çıktığında Sivaslılar büyük bir heyecanla karşılama hazırlıklarına başladığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Vatan için, bayrak için, istiklal için yola çıkan Sivaslılar, Refahiye-Suşehri üzerinden Sivas'a gelen Gazi Paşa ve arkadaşlarını 2 Eylül 1919 sabahı Kılavuz tepesinde büyük bir coşku ile karşıladılar. Kongre binasının ve delegelerin emniyeti için her türlü tedbiri alarak ev sahipliğinin gereklerini bihakkın ifa ettiler. Kongrenin başlamadan bitmesi için sürdürülen sinsi teşebbüsler hem delegelerin hem de Sivaslıların sağlam duruşuyla boşa çıkarıldı. Mustafa Kemal ve temsil heyetinin 18 Aralık 1919 tarihinde, Ankara'ya hareket ettiği güne kadar tam 108 gün boyunca ülke Sivas'tan idare dildi. Türkiye'nin başkenti ve milli iradenin tecelligahı bu şehir oldu. Sivas'ta toplanan heyetin çalışmalarıyla başlayan bu süreç sonunda hem yurdumuzu işgalden kurtardı hem de yeni devletimizi kurdu. Nitekim Gazi Mustafa Kemal de hatıralarında 'Cumhuriyetin temellerini burada attık' diyor. Milletimizin esarete karşı direnişinin sembolü olan Sivas'ta, Cumhuriyetimize ve demokrasimize giden yolun taşları burada taşındı. Sivas'ta, demokrasiye giden yolların taşları burada taşındı. Burada 'Manda ve himaye asla kabul olunamaz' kararının alınmasıyla milli mücadelemizin gayesi bütün dünyaya ilan edildi. Sivas Kongresi kararları milletimizin en zor zamanlarında, bütün dünyaya haykırdığı bir bağımsızlık manifestosudur. Bir asır sonra tekrarlıyoruz ki manda ve himaye asla kabul edilemez. Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür parçalanamaz' ifadelerini kullandı.
'İSTİKLALİMİZE UZANAN HER ELİ KIRDIK, YİNE KIRACAĞIZ'
Kongrenin en önemli kararlarından olan 'Manda ve himaye asla kabul edilemez. Milli sınırlar içerisinde vatan bir bütündür parçalanamaz' sözlerini tekrar den Erdoğan, 'Kurtuluş Savaşı'nı büyük bir zaferle neticelendiren milletimiz, 15 Temmuz 2016 tarihinde benzer bir imtihandan alnının akıyla çıkmasını bilmiştir. Milli iradeye darbe vurmak ve ülkemizi işgal etmeyle girişilen darbe teşebbüsü 97 yıl aradan sonra, bir kez daha milletimizin azmi ve kararıyla boşa çıkartılmıştır. 15 Temmuz gecesi, darbeciler karşısında kenetlenen Türk milleti, bir kez daha Kuvayi Milliyeyi amil ve İradeyi Milliyeyi hakim kılarak hainleri bozguna uğrattı. Sizler de o gece bu meydana akın ederek milli iradeye, istiklalimize ve istikbalimize sahip çıktınız. Darbecilerin karşısında dik durarak meclisinize, cumhurbaşkanınıza ve hükümetimize sahip çıktınız. Gösterdiğiniz şanlı direnişle hainlere diz çöktürdünüz. Türkiye'nin önünü kesmek isteyenlere fırsat vermediniz. Bu birlik ve beraberliğimiz devam ettiği sürece, hürriyetimize, değerlerimize ve kardeşliğimize yönelecek her türlü tehdit bertaraf olacaktır. Sivas Kongresi'nin 100'üncü yıl dönümünde Sivas Mekteb-i Sultani binasından bir kez daha haykırıyoruz. 'Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür', vatanımız, bayrağımız, devletimiz, milletimiz, istiklalimiz bizim namusumuzdur, şerefimizdir. Vatanımıza bayrağımıza istiklalimize uzanan her eli kırdık, yine kıracağız' diye konuştu.
'TÜRKİYE'NİN HEDEFLERİNE KURULAN TUZAKLARI BOZACAĞIZ'
Türkiye'yi bölmek parçalamak isteyenlere fırsat vermeyeceklerini ifade eden Erdoğan, 'Kongre salonlarına bayrağımızı asmayan teröristlere ödedettiğimiz bedeller ortadadır. Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te bunları inlerine nasıl soktuğumuz ortadadır. İçeriden ya da dışarıdan Türkiye üzerinde operasyon yapmak isteyenlere göğsümüzü siper etme pahasına gereken cevabı vermeye devam edeceğiz. Türkiye'nin hedeflerine karşı kurulan her tuzağı bozacağız. Ya olacağız ya da öleceğiz. Bu kutlu yoldan asla dönmeyeceğiz' dedi.
Sivas Kongresi'nden bahsederken milli mücadele yıllarında bu şehirde kurulan bir dernekten bahsedilmezse kadınlara haksızlık yapmış olacaklarını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
'Anadolu Kadınları Müdafa-ı Vatan Cemiyeti'nden söz ediyoruz. Bu derneği Vali Reşit Paşa'nın hanımı Melek Hanım tarafından Sivaslı kadınlar kurmuştur. Kadınlarımız kara gün için bir kenarda sakladıkları ne varsa bu cemiyete vererek milli mücadelede biz de varız demişlerdir. Bu cemiyet milli mücadele boyunca temsil heyeti ve Ankara hükümeti ile irtibatta olmuş, Gazi Paşa'nın da büyük taktirlerini kazanmıştır. Yine Sivas Kongresi vesilesiyle üzerinde tekrar tekrar durmamız gereken bir mesele de manda tartışmalarıdır. Kongrede delegelerin bir kısmı eldeki mevcut imkanlarla, silah ve cephaneyle kurtuluş savaşları verip güç olacağını düşünüyordu. Bu sebeple az da olsa Amerikan mandasına gitmenin en mantıklı yol olacağını dile getirenler oldu. Sivas Kongresi sürerken Ermeni meselesi üzerinde incelemeler yapmak üzere Anadoluda bulunan bir Amerikan general de beraberindekilerle Sivas'a gelmiştir. Bu Amerikalı subay manda fikrine destek olmak için Sivas'ta kulis yaptı. Yapılan uzun tartışmaların sonunda 'Ya istiklal, ya ölüm' kararları alınarak manda fikri bir daha açılmamak üzere tarihe gömülmüştür. Bu arada Amerikalı general Türklerin işgaller karşısında paramparça olduğunu ve bir araya gelerek bir Kuruluş Savaşı yapmalarının mümkün olmadığından ısrar etti. Bu görüşme esnasında bu ısrarlı tutumdan dolayı Mustafa Kemal'i öyle sinirlendirmiştir ki elindeki tespihin ipi kopar ve taneleri dağılır. Yerden tespih tanelerini alan ve bunları ipe dizen Gazi Paşa, 'Görüyorsunuz değil mi general, tespih dağıldı, fakat onu bir araya getirecek olan sizler değilsiniz. Bu millettir' diyerek konuyu kapatır. Onun için tespihin imamesi çok önemlidir. O imame koptuğu zaman tespih dağılır. Onun için imameleri kopartmayacağız, tespihi dağıtmayacağız ki bu millet bir olsun, diri olsun, kardeş olsun ve hep birlikte Türkiye olsun.'
'YA İSTİKLAL YA ÖLÜM DİYORUZ'
Türkiye'nin manda tartışmalarını Sivas'ta kapattığını, ama günümüzde bazı zihinlerde bu özlemin devam ettiğini ifade eden Erdoğan şöyle konuştu:
'Hatta bugün de ülkemizde bir kesimin kendi milletinin istiklali ve istikbali davası yerine başka davanın sözcülüğüne soyunduğunu da üzüntüyle görüyoruz. Siyaset başkadır, politik çıkar başkadır, ülkenin ve milletin menfaatleri başkadır. Bunları birbirine karıştırdığınızda kendinizi rengini şehitlerimizin kanlarından alan bayraklarımız yerine başka paçavralar altında bulabilirsiniz. Kendi medeniyetinize ve tarihinize yabancılaştığınızda İstiklal Marşımızda, 'şehadetleri dinin temeli olarak' ifade edilen ezanımızdan rahatsız olabilirsiniz. Hatta kendinizi doğrudan milletimizin iradesine kasteden darbecilerle aynı çizgiye dahi gelmiş olarak görebilirsiniz. Misak-ı Milli'nin ne olduğunu bilmeden, şimdi bizim güneyimizde 910 kilometre sınırımız var. Orası neydi? İşte orası bir zamanlar Misak-ı Milli sınırlarıydı. İşte bunu bilmeyen, biliyor olsa da kendisine biçilen misyon gereği bu gerçeğin üzerini örtmek için çalışanların da bu kervana dahil etmemiz gerekiyor. İşte bunun için biz her fırsatta rabiamızı dile getiriyoruz. Tek devlet diyoruz, tek bayrak diyoruz, tek vatan diyoruz, tek devlet diyoruz. Tıpkı 100 yıl önce Sivas Kongresi'nde bir araya gelen büyüklerimiz gibi 'Ya istiklal, ya ölüm' diyoruz. Bu yolda bizimle yürüyen herkesle birlikte olmaktan şeref duyarız. Bu yol tıkamaya ve çökertmeye çalışanları da tıpkı bir asır önce olduğu gibi milletimizle birlikte tarihe havale etmek boynumuzun borcudur.''
HIZLI TREN RAMAZAN BAYRAMINDA
Devem eden Ankara-Sivas Hızlı Tren projesine de değinen Erdoğan, 'İnşallah Ramazan Bayramı'na kadar Allah nasip ederse Yüksek Hızlı Tren'i (YHT) Sivasımıza vardıracağız. Gerçi bazıları 'Sivas'a ne gerek var trene' deyip geçmişlerdir ama biz ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkması için nereye ne gerektiğinin planlarını iyi yaptık. George hızlı trene biniyorsa benim Ahmedim, Mehmedim, Fatmam da bu hızlı trene binecek. Bir kez daha Sivas Kongresi'nin 100'üncü yılının ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bir asır önce bugün Sivas'ta toplanarak istiklal mücadelesini yeni bir safhaya getiren büyüklerimiz başta olmak üzere bin yıldır bu toprakların vatanımız olması için çalışan ve gerektiğinde canını veren ecdadın her birini şükranla yad ediyorum. İnşallah cumhuriyetimizin kuruluşunun 100'üncü yılı olan 2013'te hedeflerimize ulaşarak ecdada layık bir millet olduğumuzu göstereceğiz. Bizden sonraki nesillere miras olarak bıraktığımız 2053 ve 2071 vizyonlarıyla tarihteki binlerce yıllık yürüyüşümüzü daha da ileriye taşıyacağız. Rabbim yar ve yardımcımız olsun' ifadelerini kullandı.
ŞENTOP: MİLLETİMİZİN TARİHİNDE DÖNÜM NOKTASIDIR
Törende konuşan TBMM Başkanı Mustafa Şentop ise Anadolu'daki Türk varlığının sembol şehirlerinden olan Sivas'ta, tarihi kongrenin 100'üncü yıl dönümünde yer almaktan mutluluk duyduğunu belirterek, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve mücadele arkadaşları olmak üzere bütün geçmişleri, şehitleri, vefat etmiş gazileri minnet, şükran ve rahmetle andığını dile getirdi.
Şentop, şöyle konuştu:
'3,5 ay önce, 19 Mayıs'ta, yine bugünkü gibi bir birlik tablosu oluşturarak, Samsun'da ateşlenen istiklal meşalesinin yüzüncü yıl dönümünü andık. Ardından 21 Haziran'da Amasya'ya giderek Amasya Tamimi'nin, 23 Temmuz'da da Erzurum'da bulunarak Erzurum Kongresi'nin yüzüncü yılını yad ettik. Ve bugün de, Milli Mücadele'nin istiklali tam şiarıyla, manda ve himaye düşüklüğüne meyletmeden kazanılacağının karara bağlandığı Sivas Kongresi'nin 100'üncü yıl dönümü münasebetiyle buradayız. Tarihi hadiseleri sadece geçmişin mevzu olarak görmek yahut yalnızca bir kronoloji meselesi saymak, eksiktir, tahdit edicidir. Esasen tarih, bugünü tanzim, yarını ise inşa etmenin kaynağıdır. 100'üncü yıl dönümünü idrak ettiğimiz Sivas Kongresi için de durum budur. Dolayısıyla bizi bugün bir araya getiren, sadece, zafere ulaşmış bir mücadelenin dönüm noktalarından birini anmak değildir. Biz, yüz yıl sonra, bugün, aynı zamanda, milletimizin hangi saiklerle mücadeleye giriştiğini, neleri tercih edip nelerden vazgeçerek ve neleri reddederek başarıya ulaştığını bir kez daha hatırlamak için toplanmış bulunuyoruz. 100 yıl önce vatanımız ilhak ve işgal, milletimiz esir edilmek tehdidi ile karşı karşıyaydı. Büyük kayıplarla ve maalesef mağlup olarak çıktığımız Birinci Dünya Savaşı'nın sonucunda milletimiz, bin yıldır vatan kıldığı topraklarda yok edilmek üzereydi. İki yüz yıl boyunca, mütemadiyen savaşlarla, felaket ve facia ile örselenmiş milletimiz, son kale olarak gördüğü Anadolu'dan da sürülmek istenmekteydi. 100'üncü yıl dönümünü idrak ettiğimiz milli mücadele, milletimizin tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Bu kutlu hamle, Samsun'dan sonra Amasya, Erzurum, Sivas ve nihayet Ankara duraklarından geçerek dalga dalga bütün vatan sathına yayılmış, 'ya istiklal, ya ölüm' şiarına bürünerek topyekün bir dirilişe dönüşmüştür. Esas itibariyle milli mücadele, asil milletimizin o güne kadar gösterdiği cesaret ve kahramanlığın bir hulasası, o günden sonraki kahramanlıklarının da yeni bir mukaddimesi olmuştur. 100 yıl evvel Sivas'ta toplanan kongrede temel meselelerden birisi, Amerikan manda ve himayesinin reddi olmuştur. Kazanan, tam bağımsızlığı tercih edenler olmuştur. Sivas Kongresi'nden çıkan en büyük derslerden birisi budur.'