Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde partisinin Genişletilmiş İl Başkanları toplantısına başkanlık etti. Erdoğan, sonraki ilk seçimin 2023 yılının Haziran ayında yapılacağını belirterek, 'İnşallah 4 yıl sonraki seçimlerde, milletimizin karşısına kurulduğu günkü heyecanıyla ve artık 22 yılı bulacak tecrübesiyle bambaşka bir AK Parti olarak çıkacağız. Yunus Emre'nin 'her dem yeniden doğarız' mesajına uygun şekilde kendimizi sürekli yenileyerek, sürekli tazeleyerek maziden atiye kurduğumuz köprüyü daha da güçlendireceğiz. 'İnci, sancı mahsulüdür' derler. Biz de AK Parti olarak genel başkanından, belde yöneticisine kadar tüm kademelerimizle sancımız öyle bir sancı ki, bu sancıyı çekeceğiz, seçimlerde sandıktan inciyi, yani arzu ettiğimiz neticeyi de alabilelim' diye konuştu.

ERDOĞAN RİZE'YE GELİYOR

AK Parti'nin bütün kararlarını istişare yoluyla aldığını ve bu geleneği genişleteceklerini ifade eden Erdoğan, AK Parti'nin 7'nci olağan büyük kongresine ilişkin, 'Sizlere 7'nci olağan büyük kongre sürecimizi sonbaharda başlatacağımızın müjdesini vermek istiyorum. Önce delege-seçmen listelerini oluşturacak, ardından belde-ilçe-il kongreleriyle yola devam edeceğiz. Büyük kongre sürecimizin partimize, ülkemize hayırlı olmasını özellikle diliyorum. Önümüzdeki haftalarda söz verdiğimiz şekilde 31 Mart seçimlerinde en yüksek oy aldığımız şehirlerimize teşekkür ziyaretlerine başlayacağım. İllerde Rize, büyük şehirlerde Konya ile başlayacağımız ziyaretleri sırasına göre sürdüreceğim' dedi.

'GÖNÜLLERİNİ ALMANIZI TALEP EDİYORUM'

AK Parti'nin kuruluş yıllarında gençlik kollarında görev alanların şimdi milletvekili, belediye başkanı olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Bugün AK Parti'nin kapısından giren herkese bu yol sonuna kadar açıktır. Bu makamlar kimsenin tapulu malları değildir. İhtirasları, hırsları veya kifayetsizlikleri yüzünden yollarını kaybedenleri bir kenara bırakacak olursak; adeta AK Parti'de gözünü açan ve hayatının en verimli yıllarını bu çatı altında geçiren bir nesil siyasette yetiştirdik. Sizlerden hiç vakit kaybetmeden, şehirlerinize döner dönmez hemen 2001 yılından bugüne kadar partimizde görev almış veya gönül vermiş her bir kardeşimize mutlaka ulaşmanızı istiyorum. Bu kardeşlerimizin gönüllerini almanızı, varsa dertleri, sıkıntıları, onlara çözüm aramanızı, daha önemlisi kendileriyle irtibatı asla kesmemenizi özellikle talep ediyorum' dedi.

'ŞERDE FREN HAYIRDA DESTEK'

AK Parti'nin kurulduğu günden beri sözünün eri olduğuna dikkat çeken Erdoğan, şöyle konuştu:

'Biz muhalefet adaylarının yaptığı gibi, seçimlerde atıp tutup da bunun üzerine yatmadık, sözümüzü yutmadık, taahhütlerimizi inkar etmedik. Şu anda hemen inkara başladılar. Birçok verdikleri söz, şu anda verilmemiş gibi konuşmaya başladılar. Sanki kasada ne var ne yok bunları bilmiyormuş gibi konuşmaya başladılar. Daha durun bakalım, önümüzde daha çok önemli süreç var, ne yapacağınızı, ne yaptıklarınızı hep göreceğiz. Şunu unutmayın ki, AK Parti'nin belediye meclis üyeleri, bulundukları her yerde denetim görevini en iyi şekilde yapacaklardır. İstanbul gibi bir ilde, Ankara gibi bir ilde kahir ekseriyet AK Partili belediye meclis üyelerinde. Onların herhangi bir karara karşı ya da talebe karşı düşünceleri veya tavrı eleştiriye tabi. Ama, AK Parti'nin parlamentoya getirmiş olduğu herhangi bir yasa tasarısı, Cumhur İttifakı'nın birlikte getirdiği tasarılar, bunu engellemek için elinizden geleni yapıyorsunuz, bu sizin için meşru; ama yerel yönetimlerdeki gayrimeşru. Nasıl bir anlayış bu? Demokrasinin gereği neyse, AK Partinin parlamentoda da, belediye meclislerinde de üyeleri bütün görevlerini, milletin hayrına olacak şekilde devam ettirecek. Bunun için de şerde fren; ama hayırda destek, yöntemimiz bu olacak.'

'AMACIMIZ GÜVENLİK HATTI OLUŞTURMAK'

Erdoğan, Irak kuzeyinde başlatılan Pençe-1 ve Pençe-2 harekatlarının teröre kalıcı çözüm niteliğinde olduğunun altını çizerek, 'Amacımız, teröristleri sınır hattındaki sarp dağlar yerine, sınırımızın hemen ötesindeki düz ovada karşılayıp, engelleyecek bir güvenlik hattı oluşturmaktır. Bunu başardığımızda, Kandil diye bir meselemiz de kalmayacaktır. Bu harekatla Fırat'ın doğusundaki terör gruplarıyla Kuzey Irak'taki teröristlerin irtibatını kesmiş olacağız. Böylece hem doğudan, hem batıdan bu terör koridorunu kıskaca alma ve imha etme imkanına kavuşacağız. Erbil'deki konsolosluk görevlimize yapılan saldırı, harekatımızın ne kadar isabetli olduğunun teyididir. Konsolosluk görevlimizi şehit eden teröristlerin tamamını da yakaladık. Eksik varsa, başarılı operasyonlarla diğerlerini de inlerinde etkisiz hale getirdik. Biz PKK denen çıbanbaşını Kuzey Irak'tan tümüyle kopartıp atmadığımız sürece bu tür saldırılar hep devam edecektir' şeklinde konuştu.

'HİÇBİR YAPTIRIM, GÜVENLİK ÖNCELİKLİNDEN BİZİ ALIKOYAMAZ'

ABD ile güvenli bölge görüşmelerinin sürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Türkiye'nin kendi güvenlik ihtiyaçları için, S-400 sitemleri konusunda Amerika'nın aklıselimle hareket edeceğini umuyorum. S-400 sistemleri ülkemize gelmeye devan ediyor. Montaj ve eğitim safhalarının ardından Nisan 2020'de bu sistemleri aktif olarak kullanmaya başlayabileceğiz. F-35 projesinden dışlanma teklifleri başta olma üzere, bu konuda Türkiye'ye yöneltilecek hiçbir tehdidin ve yaptırımın ülkemizi güvenlik önceliklerini hayata geçirmekten alıkoyamayacağını buradan bir kez daha ifade etmek isterim. Bu meselede Türkiye'ye daha fazla adaletsizlik yapılmamalıdır. Biz bağcıyı dövmenin değil, üzüm yemenin peşindeyiz. Güvenlik ihtiyaçlarımız ne gerektiriyorsa, onu gerçekleştireceğiz. Kendi hava savunma sistemlerimizi ve yeni nesil savaş uçaklarını geliştirme konusundaki çalışmalarımızı hızlandırıyoruz. Karada, denizde ve havada kendisinin ve dostlarının ihtiyaçlarını karşılayacak seviyeye sahip Türkiye'ye ulaşmaya az kaldı, bunu da ifade etmek istiyorum. Ne pahasına olursa olsun, Türkiye gemisinde değil, Türkiye kalesinde gedik açtırmayacağız' ifadelerini kullandı.

'TERÖR KORİDORUNU PARAMPARÇA ETMEKTE KARARLIYIZ'

ABD ile Suriye sınırında güvenli bölge görüşmelerinin sürdüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Görüşmeler ne şekilde sonuçlarınsa sonuçlansın, biz Fırat'ın doğusundaki terör koridorunu paramparça etmekte kararlıyız. Bu ana kadar bunu başarıyla yürüttük. Ülkemize yönelik artık gizlenemez hale gelen Avrupa-Amerika ambargoları, ne de bölgeye yığılan on binlerce TIR dolusu silah ve malzeme, bizi bu sorunu çözmekten alıkoyamayacaktır. Seyir mi edelim? Ne yapılması gerekiyorsa bunu yapıyoruz, yapacağız. Bunun için izin almamıza ihtiyacımız yok. Biz kendi göbeğimizi kendimiz kesmesini biliriz. Bugün bölgedeki yabancı güçlere güvenerek kabadayılık yapanlar, yarın ya toprağın altına girecek, ya da zillete razı olacaktır. Onun için buradan Suriye'nin kuzeyindeki tüm aklıselim sahibi Kürt, Arap, Türkmen kardeşlerime sesleniyorum; gelin hep birlikte bu PYD denen işbirlikçi, zalim örgütü bir an önce tasfiye edelim. Suriye'nin huzura, güvenliğe, felaha kavuşmasının ilk ve önemli şartı PYD denen bu kiralık katil sürüsünün ortadan kaldırılmasıdır' dedi.

'KİM VERİRSE ONA GİDECEĞİZ'

ABD'nin terör örgütüne on binlerce TIR dolusu silah ve mühimmatı ücretsiz verdiğinin altını çizen Erdoğan, 'Biz paramızla almamız gerekeni alamıyoruz; ama terör örgütlerine bunlar silahları veriyor. F-35 ile ilgili, biz 1 milyar 400 milyon dolar ödeme yapmışız. Şu ana kadar 4 taneyi Amerika'da pilotlarımıza teslim ettiler ve ülkemize gelmesine müsaade etmiyorlar. Ondan sonra 'Niye Patriot almadınız da S-400 aldınız'' Biz Sayın Obama döneminde bize verilmesi gerekenleri alamadık. 'Kongre müsaade etmedi' dediler. Buradan ABD Kongresine seslenmek istiyorum, diyorum ki; biz Obama döneminde Patriot almayı arzu ettiğimiz zaman, siz vermediniz. Şimdi yine engel olmaya çalışıyorsunuz. Biz paramızla alıyoruz, paramızla vermiyorsunuz. O zaman biz ne yapacağız? Kim verirse ona gideceğiz. Rusya ile her türlü anlaşmamızı yaptık, verdiler. Biz size, 'aldık, alıyoruz; ama siz yine de verecekseniz, sizden Patriot alırız'. Ama yine vermediniz, hala vermiyorsunuz. Farklı öneriler getiriyorsunuz. 'Kongre müsaade etmiyor' diyorsunuz. Kusura bakmayın, biz bütün tedbirlerimizi en ideal şekilde alacağız. F-35 vermiyor musunuz? Peki. Biz, kusura bakmayın, o konuda da yine tedbirlerimizi alırız, başka yerlere yöneliriz' açıklamasında bulundu.

'KENDİ SAVAŞ UÇAĞIMIZI DA YAPIYORUZ'

Savunma sanayiinde millilik oranının yüzde 70'e geldiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Şimdi İHA'mız SİHA'mız var, bunların mühimmatları da üretiliyor. Akıllı bomba alacağız, Sayın Obama ile Antalya'da G-20 toplantısında konuştuk 'tamam halledeceğiz' dedi, hala halledecekler. Ama ne oldu akıllı bombayı biz ürettik. Bunların bu yönde de faydası var. Şimdi SİHA'nın ötesine geçiyoruz. Onun bir üst sınıfı ki dünyada yok gibi bir şey. O üretiliyor, şöyle 1-2 ay içinde test çalışmaları başlayacak. Böylece, bu konuda çok daha farklı bir yere geldik, geliyoruz. Kendi savaş uçağımızı da yapacağız, yapıyoruz. Başka çaremiz yok, bu adımları atıyoruz, bu süreç içinde de gerçek dostlar ortaya çıkıyor' ifadelerini kullandı.

'BİZ İYİ MÜŞTERİYİZ'

Osaka'da düzenlenen G-20 zirvesinde ABD Başkanı Donald Trump'a, Türkiye'nin 100 tane Boeing yolcu uçağı alacağını hatırlattığını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Bunun anlaşmaları yapıldı. Bu bir alışveriş değil mi? Patriot almayız da Boeing alıyoruz. Ama yine de verecekseniz verin. Şu anda yeni nesil Boeing, bir tanesi geldi. Biz de ödememizi yapıyoruz, biz iyi müşteriyiz. Böyle giderse, biz bu konuda da düşünmek zorunda kalacağız ister istemiz. Bu noktada biz istiyoruz ki; bizim stratejik ortaklarımız, bize stratejik ortak olarak davransınlar, ondan sonra biz de gereğini yapalım' dedi.

'İKİNCİ SALDIRIYI DA SÜRATLE ETKİSİZ HALE GETİRMEYİ BAŞARDIK'

2018'in Ağustos ayında yaşanan ekonomik dalgalanmaya atıfta bulunan Erdoğan, 'Amaç, halkımızı yoksullaştırmak ve Türkiye'yi tamamen kontrol altına almaktı. Benzer bir saldırıya maruz kalan Rusya Federasyonu rezervlerinin erimesine, para birikiminin üç kata yakın değer kaybetmesine, faizlerinin iki kat artmasına rağmen, durumu 4 yılda kontrol altına alabilmişti. Biz ise güçlü ekonomik altyapımız, kurumlarımızın mücadelesi sayesinde bir yılda saldırının etkilerini önemli ölçüde giderdik. Aynı şekilde, 31 Mart'a birkaç gün kala gerçekleştirilen ikinci saldırıyı da, süratle etkisiz hale getirmeyi başardık. İşte o günlerde kredi derecelendirme kuruluşlarının bize karşı nasıl tavır takındıklarını hatırlayın. Bunların bir kıymeti harbiyesi yok, onu da söyleyeyim. Bunlar kendilerine göre Türkiye hakkında bu kararları alıyorlar. Bu kararlar siyasi, samimi değil. Aldılar da ne oldu? Hiçbir şey. Biz yolumuza kararlı bir şekilde devam ediyoruz. Özellikle saldırı kanallarını hızlı bir şekilde kapattık' değerlendirmesinde bulundu.

'PİYASALAR BU DURUMU GAYET NORMAL KARŞILADI'

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) dün gerçekleştiği Para Politikası Kurulu toplantısının ardından gelen 425 baz puanlık faiz indirimini değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:

'Uzun zamandır yüzde 24 oranındaki faizlerin ülkemiz için oldukça yüksek olduğunu savunuyorum. Tabii 24'ün üzerine çıktığı da oldu. Bundan ne kadar rahatsız olduğumu uzun yıllardır hep söyledim. Ama bunu maalesef o dönmelerin TCMB başkanlarına ulaştıramadık. Ne dediysek, hep oyalama taktikleriyle gittiler. Her dile getirdiğimizde birileri çıkıyordu, faiz oranlarındaki dramatik düşüşlerinin ekonomiyi tepetaklak edeceğini öne sürüyordu. Dün Merkez Bankası faizlerde 425 baz puanlık düşüşe gitti; peki ne oldu? Battık mı, bittik mi, her şey yerle yeksan oldu mu? Hayır. Piyasalar bu durumu gayet normal karşıladı. Zira olması gereken zaten buydu. Bu bile yeterli değil. Yılsonuna kadar, bunun kademeli bir şekilde devamı gerekir. Dünyaya bakacağız. Bugün, Amerika'da, Japonya'da, Avrupa'da, İsrail'de faiz oranları nedir? Oralara bir bakalım. Böyle bir faiz oranı yok. Öyleyse bunu usturuplu şekilde indireceğiz. Faiz düştükçe enflasyon düşer, faiz çıktıkça enflasyon çıkar. Diğerleri yan unsurlardır. Üretimin ve yatırımın önünü kesen, ülkemizin potansiyelini sınırlayan yüksek faiz oranları Türkiye ekonomisinin önündeki en büyük engeldir.'

'BİZ TEK ADAM DEĞİLİZ'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaorğlu'nun faiz indirimine ilişkin açıklamalarını eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Anlamak mümkün değil. Biz sana mı sorup adım atacağız? Kararlarımızı senin beyanlarına göre mi vereceğiz, yeni sistemden rahatsız beyefendi. Niye rahatsız? İlla parlamenter demokrasiye geçmek gerekiyormuş. 'Tek adam' diye bugün nakarat yapıyor ve bu tek adam benmişim. Ya, tek adamlığı biz sizden öğrendik; ama biz tek adam değiliz' dedi.

'SİZ ZATEN BU ÜLKEDE ADETA MİKSERSİNİZ'

Faizin düşmesinin ekonominin yeniden canlanmasını ve Türkiye'nin potansiyel büyüme hızına ulaşmasını sağlayacağını söyleyen Erdoğan, 'Şu anda MB'nin, PPK kararını ben hayati bir dönüm olarak görüyorum. Bununla birlikte enflasyonun süratle düşmeye başladığını göreceğiz. Şu anda Bay Kemal, Türkiye'de yüzde 63 faizle hükümeti devralan biziz. Onu yüzde 4'e düşüren biziz. Enflasyon yüzde 30'du, onu yüzde 7 küsura düşüren biziz. Ama gezi olaylarıyla Soros'un Türkiye temsilcilerinin başı çektiği o maalesef ülkemizi karıştırmak isteyenlerle faiz ve enflasyonun tırmanmaya başladığını gördük. Bunun içinde hep siz varsınız. Siz zaten bu ülkede adeta miksersiniz, mikser. Türkiye serbest piyasa ekonomisi ilkelerinden taviz vermeden, aynı yolda ilerlemeye devam edecektir. Faizin de enflasyonun da nasıl düştüğünü izlemeye devam edeceğiz. Yatırımların, istihdamın attığını göreceksiniz ve girişimcimin yatırım gücünün nasıl artığını göreceksiniz. Bununla birlikte piyasalardaki hareketlenmenin nasıl olduğunu göreceksiniz. Faizlerdeki düşüş üretim maliyetlerini aşağı çekecek ve enflasyondaki düşüşün güçlenerek devam etmesini sağlayacaktır' açıklamasında bulundu.

'BİZ KİMSEDEN EMİR ALMADIK'

AK Parti hükümetlerinin asla emir alan bir hükümet olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP lideri Kılıçdaroğlu'na şöyle yüklendi:

'O, sizin cibilliyetinizde var, sizin geçmişinizde olanların ABD'deki liderler karşısında nasıl el pençe divan durduğunu biz çok iyi biliriz. Biz bugüne kadar hiç kimseden emir almadık, masada oturduk ve konuştuk. Hiçbir zaman da ecdadımızdan nasıl öğrendiysek, bundan sonra da yolumuza öyle devam ederiz. Bunun önemli adımlarından birisi de S-400'dür, Doğu Akdeniz'dir, Kuzey Suriye'dir. Emir alıyor muyuz? Almıyoruz. Ama sen alırsın, senin cibilliyetinde o var. Senin o güvendiğin teröristler, seni kurtaramayacaktır. Onlarla el ele, kol kola Ankara'dan, İstanbul'a yürümen seni kurtarmayacaktır. Onları şimdi inlerinde vuruyoruz, vurmaya devam edeceğiz. Ama sen onlarla beraber yürüyorsun. Senin adamların onların tabutlarını taşıyadursun, bir şerefli ecdadımızın şerefli insanlarının tabutuna omuz veririz, başka kimsenin değil. Senin dünyada ne itibarın var? Sosyalist Enternasyonal filan var ya, oralara bunları çağırıyorlar, orada bunlar itibar gördük zannediyorlar. Bizim derdimiz o değil. Çünkü bu benim BM Genel Kurulu'ndaki konuşmaları saptıracak kadar buralarda da her türlü yalana başvuruyor. Bak izle, bu sene de orada nasıl bir konuşma yapacağım onu da bir izle.'

'FINDIK ÜRETİCİSİNE MÜJDE'

Türkiye'nin en önemli ihracat ürünlerinden birinin fındık olduğuna dikkat çeken Erdoğan, dünya fındık üretiminin yüzde 80'ini gerçekleştiren Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan olarak, fındıkla ilgili zirai mücadele, verim, kalite artışı, pazarlanma konularında işbirliği çalışmalarını başlattıklarını söyledi. Bugüne kadar fındık üreticisine 8,5 milyar lira destekleme ödemesi yaptıklarını vurgulayan Erdoğan, 'Bu sezon fındık verimi geçen yıla göre daha yüksek, 700 bin ton civarında rekolte bekleniyor. Bu durum karşısında Toprak Mahsulleri Ofisi'ne hasat dönemi başlamadan fındık alımı için görev verme kararı aldık. Ofisin alım yapacağı taban fiyatlar sayesinde spekülatörlerin önünü keserek, fındık pazarında üretici aleyhine oluşacak fiyat belirsizliklerini ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Buradan TMO'nun taban fiyatlarını açıklayarak, fındık üreticimize müjde vermek istiyorum. Yüzde 50 randıman esasına göre, Giresun kaliteli kabuklu fındığın taban fiyatı kilogramda 17 lira. Levant kaliteli kabuklu fındık için de taban fiyat kilogramda 16,5 liradır. Buna kilogram başına yaklaşık 2 lira olan mazot-gübre desteği ve alan bazlı desteği de ekleyince kilogram fiyatları fiilen 19 lira ile 18,5 lira arasına gelmiş oluyor' dedi.

Editör: Haber Merkezi