Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, davet üzerine Türkiye'ye gelen Çekya Başbakanı Andrej Babis ile Beştepe'de gerçekleştirdiği baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, Babis ve heyetini Ankara'da ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Ziyaret vesilesiyle ikili ilişkilerin gözden geçirildiğini belirten Erdoğan şöyle konuştu:
'Tüm bunlarla beraber askeri, siyasi, ekonomik, ticari, kültürel alanlarda neredeydik, nereye geldik. Bunları görüşme fırsatımız oldu ve bütün ilişkilerin bundan sonraki süreçte çok daha farklı bir konuma geleceğini de tespit ettik. Zira Türkiye olarak dostumuz ve müttefikimiz Çekya ile ilişkilerimizi her alanda geliştirme irademiz tamdır. Bugün gerçekleştirdiğimiz görüşmelerde ilişkilerimizi tüm boyutlarıyla ele aldık. Başbakan iken 2013'te Çek Cumhuriyeti ziyaretimde ikili ticaret hacmimiz için 5 milyar dolarlık hedef belirlemiştik. Bu hedefe ne yazık ki ulaşamadık. Bugün tekrar bu 5 milyarlık hedefimizi teyit ettik. Bunu aşmak için de görüşlerimizi ortaya koyduk. 2018'de gerçekleşen 3 milyar 650 milyon dolarlık hacim, bu hedefe adım adım yaklaştığımızı gösteriyor. Bugün TOBB'da düzenlenen ve yarın İstanbul'da düzenlenecek toplantıda iş adamlarımız arasında iş birliğimizi ilerletecektir. Enerji, Çekya ile yatırım ilişkilerimizde, lokomotif vazifesi ifa ediyor. Görüşmelerimizde iş birliğimizi nasıl daha da geliştireceğimizi ve yaşanan bazı sorunların aşılması için ne tür adımlar atabileceğimizi ele aldık.'
'DOSTLUK ÖRNEĞİ OLARAK HEP HATIRLANACAKTIR'
Savunma sanayii alanında iş birliğinin ileri götürülmesi konusunda neler yapılabileceğinin de görüşüldüğünü aktaran Erdoğan, 'Beşeri münasebetlerimizi, dostluk ilişkilerimizin ayrılmaz parçası olarak görüyoruz. Türkiye'nin, Çek halkının en çok tercih ettiği turizm destinasyonlarından biri olmasından memnuniyet duyuyoruz. Birinci Dünya Savaşı'nın Galiçya cephesinde şehit düşen askerimiz, Çek halkının ebedi misafiri olarak, aramızdaki en özel bağı oluşturmaktadır. Bu vesileyle Çekya'nın 15 Temmuz hain darbe girişimi karşısında vermiş olduğu desteğe bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. FETÖ'cü alçakların Gazi Meclis'imizi bombalaması sırasında zarar gören Bohemya kristali avizeler, Çek dostlarımız tarafından gönüllü olarak yenilenmiştir. Bu nazik ve anlamlı jest, büyük bir dostluk örneği olarak hep hatırlanacaktır' ifadelerini kullandı.
ÇEKYA'YA AB TEŞEKKÜRÜ
Türkiye ve Çekya'nın NATO başta olmak üzere, çok taraflı platformlarda dayanışmalarını sürdürdüklerine dikkat çeken Erdoğan, 'Çek Cumhuriyeti'nin AB üyelik sürecimize verdiği destekten de duyduğum memnuniyeti ifade etmek isterim. Bundan dolayı şükranlarımı ifade ediyorum. Bu dayanışmanın önümüzdeki dönemde güçlenerek devam etmesini temenni ediyorum' dedi.
'ERDOĞAN'IN ÇÖZÜM ÖNERİSİNİ İYİ BULUYORUM'
Erdoğan ve Babis açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Suriye'deki krizin çözümü hakkında Çekya'nın nasıl destek olabileceği yönündeki soruyu yanıtlayan Başbakan Babis, 'Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çözüm önerisini iyi buluyorum. 'Para gönderilsin' değil, bir bölge oluşturulsun. Okullar, evler yapılsın. 4 milyon göçmen var. Biz Güvenlik Konseyi üyesi değiliz. Bu konuyu onlarla çözmek gerekiyor. ABD, Rusya elbette Türkiye ve diğer ülkelerin el atması gereken bir konu bu' diye konuştu.
'BİR OYALAMA TAKTİĞİDİR GİDİYOR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise 'Ben de değerli dostumun açıklamalarına ilaveten; tabii Türkiye olarak AB'nin bize vermiş olduğu birçok sözler vardı. Bu sözler, bizim milli bütçemize bir parasal destek sözü değil. Uluslararası kuruluşlar vasıtasıyla, bizim de uluslararası kuruluşlarımız olan, Kızılay, AFAD, bunlara verilecek destekle gerek bu çadırlardan tutunuz, konteyner kentlere varıncaya kadar, okul, sağlık hizmetleri gibi birçok konuda verilmesi gereken destekti. Şu ana kadar yaptığımız yatırım 40 milyar doları buldu. AB'nin ne yazık ki 3 milyar Avro'yu bulmadı. Hala yaptık, yapıyoruz gibi birçok şeylerle bir oyalama taktiğidir gidiyor. Fakat öyle de olsa, böyle de olsa biz 4 milyon insana elimizden gelen desteği veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz' dedi.
'ŞU ANDA GÜVENLİ BÖLGENİN SADECE ADI KALDI'
Erdoğan, Suriye'nin kuzeyinde oluşturulması planlanan güvenli bölgeye de değinerek şunları kaydetti:
'Güvenli bölge teklifimiz var. Bu teklif; Obama döneminde de masadaydı. Sayın Trump döneminde teklif ettim, Avrupa'nın önemli ülkeleri Almanya, Fransa ile görüştük. Suudi Arabistan'la bunları görüştük. Hepsi de, 'Çok güzel teklif, güzel bir anlayış' peki yapılacak olan ne? Yapılacak olan şey şu; biz bu güvenli bölgedeki, şu an itibariyle yaklaşık bizim sınırlardan 30 kilometre derinlikte ve bütün sınırlarımız boyunca devam eden bir alan. Buralarda bizler konut yapacağız ve bu konutların 250-300 metrekare bahçesi olacak. Buralarda bu mülteciler ekip biçecek, ihtiyaçlarını karşılama suretiyle, kendi kendilerine yetme imkanı bulacak. Bu çok güzel proje dediler ama uygulamaya gelince böyle bir destek maalesef gelmedi. Ve şu anda kendileri güvenli bölgeyi gündeme getiriyorlar, 'hadi' deyince de, kimseyi biz karşımızda, ortada bulamıyoruz. Şu anda güvenli bölgenin sadece adı kaldı. Başka bir durum söz konusu değil. Bir taraftan da tabii tacizler, tehditler malum güneyden zaman zaman yapılıyor. Bunlara karşı da tabii atmamız gereken adımları atıyoruz.'
'İDLİB YAVAŞ YAVAŞ YOK OLUYOR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib'deki gelişmelere ilişkin ise şu değerlendirmede bulundu:
'Rejimin siviller üzerinde yapmış olduğu bombardıman vesaire. Ama son 2 gün içinde maalesef Amerika'nın buraya ne yazık ki bombalama işlemlerinin içine girmiş olması ve 700 civarında insanın sivil olarak burada ölmüş olması, burada bu sivillerin dışında teröre bulaşmış militanlar da olabilir. Ama artık İdlib yavaş yavaş yok oluyor. Halep nasıl yok olduysa, yer ile yeksan olduysa, aynı şekilde İdlib'de bu durumun içinde. Bütün bunlar karşısında tabii sessiz kalmak mümkün değil. Rusya ile görüşmelerimiz yaptık, yapıyoruz. Aynı şekilde önümüzde Rusya-Türkiye-İran görüşmemiz var bu ay içinde. Tekrar bu görüşmeleri ele alacağız. Neler yapabiliriz, bunların da neticesini inşallah göreceğiz. Ama hedefimiz Cenevre'den önce bazı adımları atalım istiyoruz.'
'İDLİB BİZİM MESELEMİZDİR'
ABD'nin İdlib'e yaptığı saldırı hakkındaki değerlendirilmesi sorulan Erdoğan şöyle konuştu:
'Zaten bizim askeri noktada heyetlerimiz birbirleriyle görüşüyorlar. Türkiye ile Amerika arasında özelikle medya mensuplarının izah ettiği gibi bir durum değil. Garip garip işte neymiş, ABD askerleri gelmiş burada Türk askerleriyle, heyetiyle şunu yapmış vesaire. Bunlar bir defa Türkiye'nin ne kadar güçlü konumda olduğunu gösteriyor. Birileri burada heyetlerimizle görüşmeler yapıyor. Buradan bizim heyetlerimiz bir yerlere gitmiyor, birileri buraya geliyor. Bu masada Türkiye var. Bunun neticesinde de tabii ki bir karara varılır Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na gittiğimizde bu görüşmemiz gerçekleşirse, tabii ki bu konu masadaki en önemli konulardan bir tanesidir İdlib meselesi. Bunu bir kenara koymamız mümkün değil. Ama ayın 16'sında yapacağımız toplantıdan da bir karar çıkacak. Bu kararı da biz yine aynı şekilde ikili görüşmemize taşıyacağız, orada da bunları görüşme imkanımız olacak diye düşünüyorum. İdlib bizim meselemizdir, zira buradaki göç bizim sınırlarımızı zorlayacaktır. Bunun dertlisi olan biziz. 910 kilometre Suriye'ye sınırı olan biziz. Oradaki herhangi bir ateş bizi yakar. Bu ülkelerin hiçbirini yakmaz. Bu ülkelerle zaten yakınından uzaktan da bu işin alakası yok. Onların derdi farklı, bizimkiyse çok daha farklı. O bakımdan, biz elimizden geleni yapacağız. Biz bu mültecileri kapımızı kapamak suretiyle kovmak durumunda değiliz ama buralarda özellikle bir güvenli bölge ihdasına biz yardımcı olabilirsek, bunu başarabilirsek ne mutlu bize.'