Erdoğan, açılışını gerçekleştirdiği Ricosta Oteli'nde düzenlenen AK Parti Rize İl Teşkilatı yemeğinde konuştu.
Bugün 18 yıl öncesine göre artık geleceğe daha büyük bir umutla baktıklarını belirten Erdoğan, 18 yıl öncesine göre artık adımları daha kararlı bir şekilde attıklarını söyledi.
Türkiye'nin kendi tankını, topunu, gemisini, silahlı-silahsız insansız hava araçlarını ürettiğini ve bunları dost ve kardeş ülkelere ihraç ettiğini aktaran Erdoğan, 'Terör örgütlerine karşı tarihin en kapsamlı, en başarılı operasyonlarını yürütüyoruz. Sadece içerde değil Akdeniz'den Irak'a, Suriye'ye, Libya'ya tüm stratejik sahalarda hak ve hukumuzu çok daha büyük cesaretle savunuyoruz. Türkiye muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkma hedefine hiç olmadığı kadar yakındır.' dedi.
Erdoğan, Türkiye'nin sadece yurt içinde ve yurt dışında yaşayan vatandaşların değil, aynı zamanda tüm mazlum coğrafyaların umudu haline geldiğini söyledi.
70 yıldır toprakları gasbedilen mazlum Filistin'in umudunun Türkiye olduğunu ifade eden Erdoğan, minicik bedenlerinde kirli bir savaşın yükünü taşıyan Yemenli çocukların, Suriyeli yetimlerin, Arakanlı öksüzlerin, darbecilere karşı kahramanca direnen Libyalı yiğitlerin de umudunun Türkiye olduğunu vurguladı.
Erdoğan, emperyalistlerce kaynakları sömürülmüş fakirliğe, kıtlığa mahkum edilmiş toplumların Türkiye'nin dik duruşu sayesinde yeniden özgüven kazanmaya başladığını vurgulayarak, 'dünya 5 'ten büyüktür' çağrısının küresel düzeyde adalet talebinin sembollerinden birisi olduğunu belirtti.
'Türkiye başarı çıtasını daha yukarıya taşıyacaktır'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin iradesi ipotek altında olan bir ülke konumundan sözü ve politikaları yakından takip edilen bir ülke seviyesine ulaştığını belirterek, 'Bugün ne bölgemizde ne Akdeniz, Ege ve Karadeniz'de ülkemizin içinde yer almadığı bir denklemin başarı şansı yoktur. Türkiye'nin gerek sahadaki gerekse masadaki gücü artık rakiplerimiz tarafından bile kabullenilmektedir. Türkiye başarı çıtasını daha yukarıya taşıyacaktır. ' dedi.
AK Parti'nin dün 19'uncu yaşına girdiğini ifade eden Erdoğan, partinin 19. yıldönümünün Ankara'da büyük bir coşkuyla kutlandığını söyledi.
Konuşmasında son 19 yılın bir muhasebesini yaptığını hem de geleceğe dair vizyonlarını paylaştıklarını anlatan Erdoğan, 18 yıllık iktidarları döneminde Türkiye'ye kazandırdıkları eserlerin özetinin bile kendilerinden önce yapılanların birkaç katı olduğuna işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin turizmde, tarımda, eğitimde, savunma sanayinde, ulaşımda ve diğer tüm alanlarda ayağına vurulan prangaları kendileriyle beraber kırdığını ifade ederek, sağlıkta parasını ödeyemediği için vatandaşını rehin alan sistemin kendi dönemlerinde tarihe karıştığını söyledi.
Kadınların, genç kızların gerçek anlamda özgürlüklerine yine kendi dönemlerinde kavuştuğuna vurgu yapan Erdoğan, cumhur ile Cumhuriyet'in kendi dönemlerinde kucaklaştığını demokrasinin üzerinde vesayet bölgesinin kendi dönemlerinde kalktığını söyledi.
'Paramızın değerini ve paramıza itibarı biz kazandırdık'
IMF kapılarında bekletilen bir Türkiye olduğunu hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
'Biz göreve geldiğimizde IMF'ye borcumuz 23,5 milyar dolardı. Mayıs 2013'te IMF'ye olan borcu biz sıfırladık. CHP bize akıl veriyor. 'Ekonomide sıkıntıdasınız. IMF'den borç alın da yola devam edin.' Ya o sizin işiniz. Sizin yükünüzü biz aldık, onları biz temizledik. Artık bizim IMF ile işimiz yok. Şu anda IMF'ye olan borç sıfır. Kaldı ki onlar bizden 5 milyar dolar borç talebinde bulundular. Ben, arkadaşlara o zaman 'Verin bugün borç alan yarın emir alır' dedim. Paramızda 6 sıfır vardı. Tuvalete gidiş bile 1 milyonaydı. O, altı sıfırları da kim attı? Biz attık. Başbakanlığım döneminde onları da attık. Paramızın değerini ve paramıza itibarı biz kazandırdık. Bakanından belde başkanına, kadın kollarından gençlik kollarına, milletvekilinden sandık müşahidine kadar bu çatı altında görev alan herkes bu başarıda hissedardır.'
Erdoğan, son 18 yılda elde edilen başarıların asıl sahibinin girdikleri tüm seçimlerde desteğini kendilerinden esirgemeyen, gerektiğinde canı pahasına iradesine sahip çıkan, en zor zamanlarda tıpkı bir dağ gibi yanlarında duran Türk milleti olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin ve bölgenin içinden geçtiği kritik günlerde AK Parti'li kadrolar olarak misyonlarına daha sıkı sarılmaları gerektiğine işaret eden Erdoğan, 'Her zamankinden fazla çalışmamız, daha hassas olmamız gereken bir süreçteyiz. Türkiye'nin gücünü, etkinliğini kabullenemeyenler başta dış politika ve ekonomisiyle istikrarlı şekilde büyümesini hazmedemeyenler son dönemde farklı cephelerde ülkemizi hedef alıyorlar. Kur, faiz, enflasyon üzerinden ekonomimize yönelik girişimler ile Doğu Akdeniz'de Macron'un tahrikleri sonucu Yunanistan ve Rum kesimi tarafından tırmandırılan gerilim bu hazımsızlığın en güncel örnekleridir.' diye konuştu.
'Mavi vatanı aynı kararlılıkla koruyacağız'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki gün önce şansölye Angela Merkel ile ardından AB Konseyi Başkanı Charles Michel ile bir görüşmesi olduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti:
'Bu görüşmelerden sonra da bu atılan adımlar... Türkiye'ye yapılan bu saldırılar karşısında biz bugüne kadar hep kolaylaştırıcı, hep yumuşatıcı olduk. Ancak Yunanistan bizim yaklaşımımıza aynı şekilde cevap vermiyor. Dolayısıyla bu yaklaşım tarzını devam ettirecek olurlarsa şunu bilmelidirler ki biz gereğini yaparız. Gerek uluslararası deniz hukuku gerekse yerleşik teamüller açısından ülkemiz bu meselede sonuna kadar haklıdır. Bu hakkını da elindeki tüm imkanları kullanarak savunmayı sürdürecektir. Yüz yıl önce Türkiye'yi ince bir siyasetle güneyindeki enerji kaynaklarının dışında bırakanlar Doğu Akdeniz'de bunu başaramayacaklardır. Kıta sahanlığımızda haydutluğa asla boyun eğmeyeceğiz. Yaptırım ve tehdit dili karşısında geri adım atmayacağız. Bir asır önce vatanımızı parçalamayı hedefleyen Sevr'i nasıl yırtıp atmışsak bugün de 'Mavi Vatan'ı aynı kararlılıkla koruyacağız.'
Deniz Kuvvetlerinin de Oruç Reis gemisine bölgede refakat ettiğini hatırlatan Erdoğan, 'Oruç Reis faaliyetlerine 23 Ağustos'a kadar devam edecektir. Bu süreçte gemimize yönelik en küçük bir tacizde bulunulması halinde gereken cevabı vermekten asla çekinmeyeceğiz.' ifadesini kullandı.
Erdoğan, asla gerilim peşinde olmadıklarını, kimsenin hakkına da el uzatmadıklarını, milletin ve Kıbrıs Türklerinin hakkını savunduklarını vurguladı.
'İnanç hürriyeti noktasında kimseyle bir sorunumuz yok'
Akdeniz'deki adımları, uluslararası hukuk ve iyi komşuluk çerçevesinde attıklarına değinen Erdoğan, şöyle devam etti:
'Yunanistan'dan beklentimiz, birilerinin kışkırtmasıyla değil, aklıselimle hareket etmesi, özellikle Batı Trakya'daki kardeşlerimize yönelik devlet terörünü andıran uygulamalara bir an önce son vermesidir. Bakın, Batı Trakya'daki camilerimize, okullarımıza saldırılıyor. Biz ise tam aksine işte Trabzon'da Sümela Manastırı'nın restorasyonunu, her şeyini bitirdik ve dün Sümela'da, geldiler ayinlerini yaptılar. Bizim inanç hürriyeti noktasında kimseyle bir sorunumuz yok. Herkes inancını bu ülkede güvence altında yaşar ve yaşayacaktır.'
'Türkiye ile AK Parti'nin kaderinin birleştiği, bütünleştiği' gerçeğinin gün geçtikçe çok daha yakından görüldüğünü ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin geleceğinin kendilerinin çalışmasına, değer ve hizmet üretilmesine bağlı olduğunu kaydetti.
AK Parti kadrolarının büyük ve güçlü Türkiye idealine sancaktarlık yapacağını vurgulayan Erdoğan, 'Ben sizlere güveniyorum, inanıyorum. Siz dik durdukça, sürekli gayretimizi devam ettirdikçe Türkiye'nin ufkunu aydınlatacak kadro inanıyorum ki daha diri, yeni kadrolarla güçlenecektir.' diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne de AK Parti kadrolarının taşıyacağını, omuzlarındaki yükün azalmayıp arttığını, heyecanın, hizmet aşkının, dayanışmanın, birlik ve beraberliğin de artması gerektiğini belirtti.
'İçeride ne kadar güçlü olursak, ne kadar birbirimize yakın olursak, ne kadar birbirimize kenetlenirsek inanın dışarıda da o kadar güçlü ve etkili oluruz.' diyen Erdoğan, davalarında karamsarlığa, ümitsizliğe, rehavete, gevşemeye yer olmadığını vurguladı.
'İnsanımızla aramıza asla duvarlar örmeyeceğiz'
Kibrin, gururun, büyüklenmenin, vatandaştan koparak sırça köşklere hapsolmanın kendilerine yakışmayacağını ifade eden Erdoğan, kibir ehli değil, tevazu ehli olacaklarını söyledi.
Erdoğan, tevazuyu hiçbir zaman elden bırakmayacaklarını, kardeşlik hukukunun zedelenmesine fırsat verilmeyeceğini, milletle olan gönül bağının zayıflamasına müsaade edilmeyeceğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
'Hangi görüşten, inançtan olursa olsun insanımızla aramıza asla duvarlar örmeyeceğiz. Görevimiz, makamımız ne olursa olsun, asıl gayemizin milletimize hizmet olduğunu bir an olsun aklımızdan çıkarmayacağız. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.'
AK Parti'nin üye sayısında şu anda 10 milyon 500 bini yakaladığını, böyle bir partinin Türkiye'de bulunmadığını, bunu yeterli görmediklerini aktaran Erdoğan, 1 milyon üye ilavesiyle 11 milyon 500 bin rakamına süratle ulaşacaklarını vurguladı.
AK Parti'de 4,5 milyon kadın üyenin bulunduğunu, gençlerde de sayının 1 milyon olduğunu, bunun kendilerini rehavete götürmeyeceğini, daha çok çalışacaklarını, koşturacaklarını belirten Erdoğan, teşkilat mensuplarına teşekkür etti, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi.