CHP Basın Biriminden yapılan açıklamaya göre, Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın tarafından hazırlanan raporda, Türkiye'de hidroelektrik projeleri yapılırken bir yanda yerel çevre halklarının isyan ettiği, diğer yanda firmaların HES projeleri için birbiriyle yarıştığı, akarsuların denetimsiz biçimde özel sektöre devredilmesiyle HES lisansı borsasının oluştuğu ve lisansların ticari metaya dönüştüğü büyük bir pazarın ortaya çıktığı belirtildi.

Bunlar yapılırken içinde tüm doğanın bileşenlerini barındıran ekosistemin ikinci plana atıldığı ifade edilen raporda, Türkiye'nin en fazla yağış alan bölgeleri arasında olması dolayısıyla Giresun ve çevresinin suya dayalı enerji üretimi açısından cazibe merkezi haline getirildiği kaydedildi.

Nehirlerin, büyük miktarda su kütlesi taşıyan akarsular olmanın ötesinde çevrelerindeki canlı ve cansız varlıklarla bir bütün oluşturan ekosistemler olduğuna dikkat çekilen raporda, şu değerlendirme yapıldı:

'Giresun ve ilçelerinde yapılmış ve yapılmakta olan hidroelektrik projelerinin yarattığı olumsuz etkiler ve ekosistem üzerinde yaratılan tahribat sonucu yağan yağmur, sele, heyelana ve su baskınlarına sebep olmuştur. Bu nedenle ülkemizdeki bir nehir üzerine 'HES ya da baraj yapılmıyorsa su boşa akmaktadır' yaklaşımı kısa, orta ve uzun vadeli stratejiden yoksun, sadece konuyu meta olarak gören yanlış bir politikadır.'

'ÇED Yönetmeliği, halkın tepkisini, oluşan çevresel ve sosyal etkiyi görmezden gelen yaklaşımlarla geçiştirmiştir'
Bu projelerle sistematik olarak 'doğaya ihanet' edildiği kaydedilen raporda, 'HES yatırımlar hayata geçirilirken yapılan ÇED süreçleri layıkıyla yapılmamıştır. Türkiye'de uygulanmakta olan ÇED Yönetmeliği yıllar boyunca HES Projelerinde yaşanılan sorunları, halkın tepkisini, oluşan çevresel ve sosyal etkiyi görmezden gelen yaklaşımlarla geçiştirmiştir.' ifadesine yer verildi.

Raporda, Giresun'daki sel ve afetten etkilenen hiçbir nehir ve derede kümülatif etki analizi çalışması yapılmadığı iddia edilerek, bu çalışmanın yapılmış olması durumunda Aksu Deresi üzerine 7 farklı HES santrali yapmanın sürdürülebilir olmayacağının anlaşılacağının altı çizildi.

Editör: Haber Merkezi