MİT tırlarının durdurulmasına ilişkin davada cumhuriyet savcısı, firari sanık eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar hakkında 'siyasal veya askeri casusluk' ile 'terör örgütüne yardım etmek' suçlarından 22 yıl 6 aydan 35 yıla kadar hapis cezası istedi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde kapalı yapılan duruşmada, firari sanık Can Dündar'ın avukatı Abbas Yalçın ile katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Kevser Güner hazır bulundu.
Duruşmada, cumhuriyet savcısının dosyaya ilişkin esas hakkındaki mütalaasını mahkemeye sunduğu öğrenildi.
Mütalaada, sanık Can Dündar'ın yargılama devam ederken yurt dışında bulunduğu dönemde YouTube üzerinden yargılama konusu MİT tırlarının durdurulmasına ilişkin görüntüleri belgesel formatında hazırlayarak yayınladığına yer verilerek, burada Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan fotoğraflardan farklı olarak videoların da kullandığı aktarıldı.
Sanığın bunlara ilişkin kendince değerlendirmeler de yaptığı, bunların iddianamenin düzenlendiği tarihten sonra yeni bir suç niteliğinde olduğun ifade edilen mütalaada, ayrı suç oluşturması nedeniyle bu dosyanın ayrıldığı kaydedildi.
FETÖ/PYD silahlı terör örgütü yönetici ve üyeleri tarafından silah kullanılarak MİT mensuplarına darp, cebir ve şiddet uygulanarak tırların durdurulduğu belirtilen mütalaada, Suriye Türkmenlerine yardım faaliyeti kapsamında MİT tırlarında bulunan yardım malzemelerinin, 'devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken' niteliğe sahip olduğunun kamuoyuna duyurulduğu aktarıldı.
Suriye Türkmenlerine yardım malzemesi taşıyan MİT'e ait tırların, FETÖ üyelerince şiddet uygulanarak ve silah kullanılarak arandığı ve yardım malzemelerinin görüntülerinin alındığı anlatılan mütalaada, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve devletini 'El Kaide terör örgütüne yardım ediyor.' kurgusuyla Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılatma amacı doğrultusunda çekilen görüntüler ve bu malzemeler hakkında hazırlanan inceleme raporlarının, 7 Haziran 2015'teki yerel seçimlerden bir hafta önce, 29 Mayıs 2015 ve 12 Haziran 2015'te Cumhuriyet gazetesinde yayımlandığı kaydedildi.
Mütalaada, devletin yetkili organlarının ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının kamuoyu bilgilendirmelerinde yayın yasağı kararı olmasına rağmen sanığın o dönem genel yayın yönetmenliği görevi üstlendiği Cumhuriyet gazetesinde kendi imzası bulunan 'İşte Erdoğan'ın yok dediği silahlar' başlıklı yazısını, 'Türkiye Cumhuriyeti devletini, sahte ihbar ve delillerle teröre yardım eden ülke konumuna sokarak Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanmasını sağlamak' amacıyla yayımladığı aktarıldı.
Mütalaada, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından haberin yayımlandığı ilgili sitelere erişimin tamamen engellenmesi talebi üzerine İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliğince 'Türkiye Cumhuriyeti devletinin ulusal ve uluslararası yararları ve milli güvenliği bakımından sakınca bulunması' nedeniyle içeriklere erişimin engellenmesine karar verildiği anlatıldı.
Sanık Can Dündar'ın MİT'e ait devlet sırrı kapsamında faaliyet yürüten tırların ifşası eylemlerinde ısrar ettiğine vurgu yapılan mütalaada, genel yayın yönetmenliğini yaptığı Cumhuriyet gazetesinde 12 Haziran 2015'te Erdem Gül imzasıyla, 'Jandarma var dedi' başlıklı haberi, 19 Ocak 2014'te Adana'nın Ceyhan ilçesinde durdurulan MİT'e ait devlet sırrı kapsamında yardım faaliyeti yürüten tırlardaki malzemelere ait bilgi ve fotoğrafları FETÖ\PYD silahlı terör örgütünün nihai amacı olan 'Türkiye Cumhuriyeti devletini, sahte ihbar ve delillerle teröre yardım eden ülke konumuna sokarak Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanmasını sağlamak amacına yardım etmek' için yayımladığı belirtildi.
'FETÖ'nün amaçlarına hizmet etti'
Mütalaada, Dündar'ın devlet sırrı niteliğindeki bilgileri temin edip basın yoluyla yayarak FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün, Türkiye Cumhuriyeti, siyasal iktidar ve MİT Başkanlığına yönelik amaçlarına hizmet ettiği belirtilerek, sanığın bu amaçla yargılamaya konu haberleri yapıp üzerine atılı suçları işlediği ifade edildi.
Savcılık mütalaasında, firari sanık Can Dündar'ın, 'Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek' suçundan 15 yıldan 20 yıla kadar, 'Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek' suçundan da 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.
Taraf avukatlarının mütalaaya karşı beyanda bulunmak için süre talep ettiği öğrenilen duruşmada mahkeme heyeti, tarafların süre talebini kabul ederek duruşmayı erteledi.
Davanın geçmişi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve eski Ankara Temsilcisi Erdem Gül, 'devletin gizli kalması gereken bilgilerini, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek ve açıklamak' ile ''silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek' suçlarından tutuklanmıştı.
Başsavcılıkça hazırlanan iddianameyi kabul eden İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, yargılama sonunda Dündar ve Gül hakkındaki kararını, 6 Mayıs 2016'da açıklamış ve 'devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak' suçundan Dündar'ı 5 yıl 10 ay, Gül'ü ise 5 yıl hapisle cezalandırmıştı.
Dündar ve Gül hakkında, 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs' suçundan beraat hükmü kuran heyet, 'silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etmek' suçundan ise dosyayı ayırmıştı.
Yargılanma sürecinde Başsavcılık, CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu hakkında başlattığı soruşturma kapsamında da iddianame hazırlamıştı.
Sanık Berberoğlu'na açılan davanın 21 Eylül 2016 tarihli ilk duruşmasında, dosyanın aralarında hukuki ve fiili irtibat olduğu gerekçesiyle Dündar ve Gül'ün yargılandığı dava dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmişti. Berberoğlu, 14 Haziran 2017'deki duruşmada 25 yıl hapis cezasına çarptırılmış ve tutuklanmıştı. Bu arada, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi Berberoğlu'na verilen 25 yıl hapis cezasına ilişkin hükmün bozulmasına karar vermişti. 2. Ceza Dairesi, 13 Şubat 2018 tarihli duruşmada, yeniden yargılamasını yaptığı Enis Berberoğlu'na 5 yıl 10 ay hapis cezası verilmesine hükmetmişti.
Mahkeme heyeti ayrıca, 'silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme' suçundan ise Berberoğlu, Can Dündar ve Erdem Gül'ün dosyalarını ayırmıştı. Yurt dışına gittiği belirlenen ve duruşmalara katılmayan Can Dündar hakkında 2 Nisan 2018'de gıyabi tutuklama kararı ve kırmızı bülten çıkarılmasına karar verilmişti.
Dündar ve Gül'ün, 'devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklama' suçlarından verilen hapis cezası kararlarının Yargıtay tarafından bozulmasının ardından yargılanmalarına yeniden başlanmıştı.
Bu kapsamda 7 Mayıs 2018'deki duruşmada mahkeme, Erdem Gül'ün yargılandığı dava dosyasının ayrılmasına hükmetmiş ve Erdem Gül daha sonra beraat etmişti.
Ayrılma kararları sonrasında Can Dündar'ın bu mahkemede yargılanmasına devam ediliyor.