Türkiye'de koronavirüsün artış gösterdiği nisan ayında 15 kişilik film ekibi, tamamı cep telefonu kamerasıyla kayda alınması planlanan orta metraj film çekimi için proje hazırladı.
Virüsün kendilerine bulaşmasının önüne geçmek için arayışa giren ekip, yüz yüze yapmadıkları görüşmeleri, iletişim araçlarını kullanarak gerçekleştirme yönünde kararı aldı.
Projenin çekim aşamasına gelindiğinde de tehlikenin devam etmesi üzerine ekip, sahnelerin büyük bölümünü oyuncuların kendisinin kayda almasının sorunu çözüme kavuşturacağı fikrinde anlaştı.
Koronavirüs tedbirleri kapsamında uygulanan seyahat kısıtlaması nedeniyle İstanbul'dan kente gelemeyen filmin ortak yönetmeni Tuğçe Kayaarası ve görüntü yönetmeni Emrah Alp de cep telefonuyla görüntülü görüşme yoluyla ekibe dahil oldu.
Koronavirüse yakalanan biriyle temasından sonra kendisini evinde karantinaya alan bir komiserin, bu süreçte yeniden ele aldığı cinayet dosyasının seri cinayetlerle bağlantısını belirleyip olayları çözümlemeye çalışmasını konu alan filmde, yönetmen ve oyunculardan oluşan 15 kişi görev aldı.
'Çekimlerimizi 8 günde tamamladık'
Filmin yönetmeni Ramazan Ekmekçi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, virüsün yayılma hızının kendilerini korkuttuğunu söyledi.
Oyunculardan bazılarının kendisiyle yüz yüze gelmeden çekimlere dahil olduğunu aktaran Ekmekçi, şunları söyledi:
'Bir araya gelemediğimiz oyuncularımıza senaryoları mail yoluyla gönderdik. Oyuncularımızın çoğu kendi sahnelerini cep telefonlarının kamerasıyla çekip bizlere gönderdiler. Filmin sadece bir sahnesinde bazı oyuncular bir araya geldi. Onun dışındaki hiçbir sahnede iki oyuncumuz bir araya gelmedi. Bazı sahnelerde aynı ortamda gibi görünen iki karekterin çekimlerini farklı mekanlarda ve farklı zamanlarda gerçekleştirdik. Olabildiğince oyuncularımızı bu riskten uzak tutmak istedik. Çünkü salgının boyutunun nereye varacağını bilemiyorduk. Oyuncularımızın da fedakarlığı sayesinde çekimlerimizi 8 günde tamamladık. Filmimiz 50 dakikalık orta metraj bir film olarak hazırlandı ve bir sosyal medya platformu üzerinden yayınlanmaya başlandı.'
Görüntü ve ışık düzenlemeleri konusunda da İstanbul'daki deneyimli iki isimle cep telefonuyla iletişime geçerek destek aldıklarını aktaran Ekmekçi, projede teknolojinin bütün imkanlarını sonuna kadar kullanmaya çalıştıklarını dile getirdi.
İstanbul'dan görüntülü görüşmeyle destek
İstanbul'daki filmin ortak yönetmeni Tuğçe Kayaarası da 'Karantina'nın konusu itibariyle son dönemlerin en cesur ve özgün filmi olduğunu söyledi.
Çekimlerin devam ettiği süreçte uygulanan seyahat yasağı ve sokağa çıkma kısıtlamasına da değinen Kayaarası, 'Bu kadar çok olumsuzluğa rağmen filmimizi çekmeyi başardık. Oyuncularımız da ellerinden gelenin en iyisini yaptılar. Bizler de yanlarına gidemezsek de bulunduğumuz yerden kendileriyle irtibat kurarak neler yapmaları gerektiğini anlattık. Bu proje benim için çok iyi bir deneyim oldu.' diye konuştu.
Kendi sahnelerini iki cep telefonuyla çekti
Filmde 'komiser Abbas İltepe' rolündeki başrol oyuncusu Şahin Sarsu ise dizi ve film çekimlerinin dahi durma noktasına geldiği bir dönemde projenin önüne çıktığını belirtti.
Kendisiyle ilgili sahnelerin çekiminde iki cep telefonundan yararlanıldığını aktaran Sarsu, şunları kaydetti:
'Uzak plan görüntümü başkası çekerken, yakın plan görüntümü ise ben kayda aldım. Daha önce dizi ve sinema film çekimlerinin yapıldığı setlerde bulundum ama ilk defa karşımda oyuncu olmadan kendi sahnemi çekerek rol verdim. Çekimlerde kullanmayı planladığımız bir ev vardı ve buranın sahibi virüse yakalandığı değerlendirilerek evinde karantinaya alınınca bu mekandaki çekimlerimizi yapamadık. Daha sonra bulduğumuz başka bir mekanda çekimlere başladık. Film yayınlandı ancak içinde bulunduğumuz şartlardan ötürü hala ekipteki bazı arkadaşlarımızla bir araya gelip tanışamadık.'