İlk kez üst üste birinci ligde kaldığımız 84-88 arası o unutulmaz muhteşem kadronun bir oyuncuda O`ydu. Tribünlerde ;Goool!' sesleri yankılanırken, rakip fileleri havalandıran O`ydu. Rizespor, ;Beyaz Kafalı Adam'ın takımı olarak tanınırdı. Ve O, Hüsnü KÜRKÇÜ`ydü.
Muharrem Kürkçü'yü herkes bilir; 1953'te ilk çocuğum dediği Rizespor'un kurucularından. İkinci çocuğu Hüsnü'de 1955 doğumlu. İki çocuk birlikte büyüdü ve bugünlere geldi.
Kimler geldi, kimler geçti ve Rize'ye kimler iz bırakmadı ki; ' Toprak sahaydı bizim saha. Yağmur yağdı mı, çamurdan tanınmazdık. Çivi batardı ayağımıza, malzemeci amcamız çıkartırdı. Otobüslerle giderdik, deplasmanlara. Boş mukavelelere imza atardık. Amatör ruhumuzla şampiyonluklar yaşadık.' diyor, iz bırakanlardan Sarı Hüsnü.
Rizespor'u tanımayanlar Hüsnü'yü görünce 'Ha tamam bu Rizespor' diyecek kadar özdeşleşmişti. Öyle ki; ihtilal olduğu sırada Elazığ deplasmanından dönerken askerler arabayı durdurur. Bizimkiler, 'Biz Rizespor takımıyız' demelerine rağmen Komutan inanmaz ve 'Hani o zaman Beyaz Kafalı Adam?' der. Arka beşli koltukta uyuyan Hüsnü'yü kaldırırlar. Komutan, Hüsnü'yü görünce, bizimkilerin Rizesporlu olduğuna inanır ve öyle izin verir.
Hüsnü'de her çocuk gibi mahalle aralarında top oynayarak, futbol hayatına başlar ve 1970'li yıllarda kurulan ilk Genç Takım'da yer alır. Yaşı tutmadığı için lisans alamadığı halde kendisi gibi sarışın olan arkadaşı Erol'un yerine maçlara çıkıyordu. 1972-73 yıllarında 3. ligde şampiyon oldukları sene Bülent Eken hoca, Hüsnü'yü kadroya alır. 1973-74 'de 2.lig A Takımında sürekli oynar ve ardından istemediği halde Orduspor'a transfer edilir. Ama bir yıl sonra Sarı Hüsnü, geri döndüğünde sahalarda fırtına gibi esmeye başladı. 1978-79 sezonunda şampiyonluk kupasını havalandırdılar. Bir yıl sürdü ligde kalmaları. Fenerbahçe dahil 6 takımın 29 puanı vardı ama biz bir gol averajıyla düştük. Hüsnü, dört aylık askerdi.
Ve muhteşem kadro 1984'de neredeyse tamamı Rizeli olan oyunculardan kuruldu. Geri kalan iki- üç oyuncuda aynı denizin çocuklarıydı, Trabzonluydular. Sarı Hüsnü, özellikle bunun altını çiziyor 'Bizi, bizden daha iyi kim anlar? Hepimiz Rizeliydik, Karadenizliydik. Profesyonel ligde oynuyorduk ama amatör ruhumuzla. Rizespor, bizim her şeyimizdir.'
Her Rizeli biraz o da biraz agresif. Yenilmeyi hatta beraberliği bile hazmedemiyor. Bu yüzden Rizespor'da aktif olarak artık görev almıyor. Dışardan bir taraftar gibi gidip tribündeki yerini alıyor. 'İsterse dükkanda yüzlerce müşteri olsun, kepeği indirir, maça giderim.' diyor.
Ali Osman Hocasına gizlice dinyakop ayakkabı yaptırıp, gazeteye sarıp saklamış. Forma yok, üst baş yok, ama ruh vardı.