Türk Kanser Araştırmaları ve Savaş Kurumu Antalya Şubesi'nce, Prof. Dr. Mustafa Samur anısına düzenlenen 'Onkolojide İz Bırakanlar Zirvesi'nin gala gecesi Serik ilçesi Belek Turizm Merkezi'ndeki Regnum Carya Otel'de gerçekleştirildi. Dün başlayan zirvenin gala gecesine, Dışişleri Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Memorial Antalya Hastanesi Onkoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, kanser alanında çalışma yapan bilim insanları ve çok sayıda davetli katıldı.

2008'de 42 yaşındayken yaşamını yitiren Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Samur'un anısına düzenlenen zirvesinin gala gecesinde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 'Bir siyasetçinin kanserli hasta yakını olma deneyimi' konulu konuşma yaptı.

Rahmeti annesini akciğer kanserinden kaybettiğini belirten Bakan Çavuşoğlu, annesine kanser teşhisi konulduğunda emin olmak için Ankara'da bir kez daha kontrol ettirdiklerini söyledi. Aynı dönemde Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Başkanlığı görevini yürüttüğünü kaydeden Mevlüt Çavuşoğlu, aynı anda hem bu başkanlık görevini yürütmek hem de rahmetli annesinin hastalığıyla ilgilenmek durumunda kaldığını anlattı.

'ANNEMİ KANSERDEN KAYBETTİM'

Aile olarak zor bir süreç yaşadıklarına değinen Bakan Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Ailemizde ilk defa birisi kanser hastalığına yakalanmıştı. Tedavi karşısında ne yapmalıydık? Öncelikle hastanın ailesinin yanında olması çok önemli. Yurt dışında ya da Ankara'da tedavi ettirebilirdik. Bize Prof. Dr. Mustafa Özdoğan'ı tavsiye ettiler. Mustafa hoca ile tanışır tanışmaz, annemi ona emanet ettik. Kanser hastasının nasıl yönetileceğini ondan gördük. Annemin hastalığı 3. dereceydi, 6-8 ay yaşar dediler, 16 ay yaşadı. Son 10 gün aralıksız vakit geçirdikten sonra hakkın rahmetine kavuştu. Bu süreçte öğrendiğimiz bir şey de devlet ve hükümet olarak bu teknolojileri yakından takip edip, hemen onaylandıktan sonra ödemesini devlet olarak yapmanız gerekiyor. Bugün kanser tedavisinin tamamını devlet ödüyor. Ama yeni ilaçları devletin takip edip zamanlıca komisyondan geçirip listesine alması gerekiyor. Bu tür ilaçların ödenecekler listesine alınmasına küçük de olsa katkı sağladığım için ayrıca mutluyum.'

'TÜRKİYE EN ZENGİN ÜLKE DEĞİL AMA EN CÖMERT ÜLKE'

Geçmişte kanser hastalığına yakalanan, Bakanlığına bağlı personelin tedavi olabilmek için yurt dışına tayin ettiklerini ifade eden Mevlüt Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

'Bugün bu tedavilerin Türkiye'de çok iyi bir şekilde yapılmasından ötürü tayinler yapılmıyor. Dışişleri Bakanı olduğumdan beri, bir ülkenin yurt dışındaki itibarının ne kadar önemli olduğunu yaşayarak öğrendim. Bugün gururla söylüyorum ki ülkemiz, en zengin ülke değil ama en cömert ülkedir. İnsani ve kalkınma yardımlarında Türkiye, son 4- 5 yıldır dünyada birinci sırada. Önce milli gelire göre birinci sıradaydık şimdi rakam olarak da birinci sıradayız. Bugün dünyanın her yerinde hastaneler yapıyoruz. Acil ihtiyacı olan yerlere de sahra poliklinikleri kurup tedavileri götürüyoruz. Her ülkeye kontenjan veriyoruz, hastalarını ülkemizde tedavi ettiriyoruz. Ama bir o kadar da insanı ülkemizde eğitiyoruz. Yaptığımız insani yardımların içerisinde en önemlisi budur. Bu dönemde Türkiye'nin itibarını en çok yükseltenler de yurt dışında doktor, bilim insanı olarak çalışıp, oralarda buluşlar yapanlardır. Bu bizi çok gururlandırıyor.'

Bakan Çavuşoğlu, konuşmasının ardından zirve kapsamında düzenlenen yarışmada proje dalında dereceye girenlere ödüllerini verdi. 150 bilim insanının görev aldığı, 500'e yakın akademisyen ve genç kanser araştırmacısının katıldığı zirve, 17 Kasım'da sona erecek.

Editör: Haber Merkezi