MHP Lideri Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, deprem felaketinden etkilenen kişileri darda ve zorda bırakmayacaklarını belirterek, 'Viranelerin içinden cennet bahçesi çıkarmak, çökmüş yuvaların yerine daha güzelini ve güvenlisini yapmak bizim en temel gündemimizdir. Bu hedeften asla taviz vermeyeceğiz. Bu hedefin gerisine kesinlikle düşmeyeceğiz. Siyaseti fitne kumkumasına, çadır tiyatrosuna, kavga ve kutuplaşma arenasına çeviren fırıldakların, U dönüşleriyle meşhur devşirmelerin tertiplerine itibar etmeyeceğiz, nahoş tezgahlarına gelmeyeceğiz. Cumhur İttifakı olarak sağa sola bakmadan, şuna buna aldırmadan adanmış yüreğimizle Türkiye'ye ve Türk milletine hizmet edeceğiz' dedi.
'DAYANIKLI BİNALAR VAZGEÇİLMEZ HEDEFİMİZDİR'
Deprem riskine ve yapılacak zemin etütlerine göre şehirleşmenin ve bu alandaki dönüşüm çabalarının önemine vurgu yapan Bahçeli, 'Her şeyden evvel deprem gerçeğini kabul ederek buna karşı her anlamda kalıcı ve köklü tedbirler geliştirmek, dayanıklı binalar inşa etmek bundan sonra vazgeçilmeyecek bir hedefimizdir. Şu ana kadar yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı 230 bin binada 645 bin bağımsız bölümün tespit edildiği dikkatle tefrik edildiğinde önümüzdeki kısa sürede yapılması gereken çok iş olduğu görülecektir. Cumhur İttifakı bu yükün, bu enkazın, bu hasarın, bu yıkımın altından kalkmaya, yeni bir hayatı kurmaya mahir ve muktedirdir. İnsan odaklı siyasetimizle her vatandaşımızın elinden tutup kutlu ve mutlu bir geleceğe taşıma amacımız hiçbir müflis siyaset anlayışıyla mukayese edilemeyecek kadar zinde ve zirvededir. Bizim sevdamız Türkiye'dir' diye konuştu.
'SEÇİM MÜZİĞİ KULLANMAYACAĞIZ'
Ardından cumhurbaşkanlığı seçimlerine değinen Bahçeli, 'Tatbik ve temin edeceğimiz siyasetimizi seçim gününe kadar depremde hayatlarını kaybetmiş insanlarımızın ruhlarını muazzep etmeyecek ölçüde kılı kırk yararak ifa edeceğiz. Çok dikkatli, temkinli, sorumlu, hassas ve soğukkanlılıkla hareket edeceğiz. Derin acılar yüreklerimizi kaplamışken seçim müziği kullanmayacağız, kuşkusuz taşkın heyecanlara prim vermeyeceğiz, sağduyumuzu her şartta koruyacağız. Yapıcı, destekleyici, ön açıcı ve pozitif gündemli siyasetimizi her zaman olduğu gibi ülke geneline yansıtacağız. Milletimizle her an ve her alanda iç içe olacağız, birebir temas ve ziyaretlerimizle partimizi ve Cumhur İttifakı'nı tüm yurt sathında anlatmaya devam edeceğiz. Felaketin kanamasını faziletli güç birliğiyle dindireceğiz. Geçmişte bahsettiğim gibi, Milliyetçi Hareket Partisi'nin siyaset anlayışının öznesi insan, nesnesi devlet, yüklemi demokrasi, cümlesi ise millettir. Bizim başkaları gibi devletle, cumhuriyetle, milletle, ortak değerlerle ve demokrasiyle hiçbir devirde sorunumuz olmamıştır, olmayacaktır, olması da beklenmemelidir' ifadelerini kullandı.
'İTTİFAKIMIZDA TÜRKİYE'NİN ÇIKARLARI ESASTIR'
Cumhur İttifakı'nın yalnızca bir seçim ittifakı olmadığını ifadeden Bahçeli, 'Cumhur İttifakı, Türkiye'yi hedef alan iç ve dış husumet cephesine karşı milli, ahlaki ve tarihi bir birlikteliğin unvanıdır. İttifakımızda parti çıkarları değil, Türkiye'nin çıkarları esastır. Duruşumuz Türk milletinin asırlar içinde teşekkül ve tezahür eden muhteşem duruşuyla bir ve aynıdır. Kararlılığımız, iş birliğimiz ve ittifak kültürümüz; Türkiye'yi bölgesel güç ve lider ülke yapacak 2023 hedeflerini gerçekleştirmenin yanı sıra, İ'la-yı Kelimetullah uğruna asırlarca dünya barışının ve adaletinin güvencesi İslam aleminin ve bütün mazlum toplumların yegane ümidi olan Türkiye'yi küresel güç haline getirecek, 2053 ve 2071 vizyonlarının alt yapısını adım adım tesis edecektir. Bu nedenle istikbalin yol haritası 14 Mayıs 2023 tarihinde netleşecek, egemenliğin ve iradenin sahibi aziz Türk milleti kesin hükmünü sandıkta gösterecektir. 14 Mayıs'ta yeni bir demokrasi zaferiyle Türk ve Türkiye Yüzyılı'nın parlak sayfası Allah'ın izniyle açılacaktır. Cumhur İttifakı, Türkiye Cumhuriyeti'ni yeni yüzyıla güvenli, huzurlu, kardeşlik ve kucaklaşma bağlarıyla ulaştıracaktır' dedi.
'BURSALI KARDEŞLERİMLE DİYARBAKIRLI KARDEŞLERİM BİRDİR'
Bahçeli, geçen hafta sonu Bursaspor ve Amedspor maçında yaşanan olaylarla ilgili de, 'Bursaspor-Diyarbakırspor arasında oynanan futbol müsabakası esnasında, tribünlerden sallanan provokatif mahiyetli görsellerin, yaşanan taşkınlıkların sporun ahlak ve doğasına bütünüyle aykırı olduğu hepinizin ve herkesin malumudur. Bize göre Amed diye bir yer yoktur, Amedspor diye bir kulüpten de bahsedilemeyecektir. Diyarbakırspor'un Amedspor olarak isimlendirilmesi bizim nezdimizde yok hükmündedir. Bursaspor taraftarlarını buradan selamlıyorum. Milli duruşlarından dolayı tebrik ediyorum. Ancak şunu da söylemem lazımdır ki, Bursa'da küçük bir azınlık olan terör yandaşlarının ve bölücü alçakların stadyumu tahrik etmesi, çıkan olayların Kürt kökenli kardeşlerimle ilişkilendirilmesi bir defa cinayettir, melanettir, rezalettir. Türk ile Kürt arasına kan serpiştirmeye, düşmanlık tohumu ekmeye kalkışan, buna teşne olan kim varsa koparılması gereken çıbanbaşıdır, kesilmesi gereken kanser hücresidir, başı ezilmesi gereken emperyalizmin piyonudur. Bursa nasıl gözbebeğimizse Diyarbakır da öyledir. Bursa nasıl bir Türk kenti ise Diyarbakır da aynısıdır. Bursalı kardeşlerimle Diyarbakırlı kardeşlerim birdir, kardeştir, bozgunculuk yapanlar ise kalleştir, kahpedir' diye konuştu.
'İLKESİZLİĞİN CANLI TİMSALLERİ'
Bahçeli, Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayını belirleme sürecinde yaşananlarla ilgili de, 'Bir yıldır Cumhurbaşkanı adayını yıpranmasın diye açıklamayıp, bir günde toz duman olanlar ilkesizliğin canlı timsalleridir. Ortak aday anlayışı üzerinde uzlaşıp 24 saat bile geçmeden atılan imzayı inkar edenler ilkesizliğin ana damarıdır. Bir yıl boyunca oturduğu eğri bacaklı masayı; kumar masası, şahsi hırsların masası, küçük hesaplar masası, noter masası, kuyruklu yalanlar masası diyerek önce devirip, sonra zoru görünce tekrar oturanlar ilkesizliğin ve yüzsüzlüğün numuneleridir. Kazanamaz dediği Cumhurbaşkanı adayının dönüp dolaşıp yanında hizalanmak ilkesizliğin daniskası değildir de nedir? Diğer yandan dayatmalara rıza gösterip, bu çirkinliğe onay verip masayı devirene tekrar sandalye sunmak çürümüş bir siyasetin ilkesizliği değil midir? Mahut belediye başkanlarının Cumhurbaşkanı yardımcısı olması yönündeki baskılara boyun eğerek bu şahıslara hem oy veren vatandaşlarımıza hem de siyasetin ilke ve ahlakına suikast yapılmasına tamam demek esir edilmiş, yerin dibine geçmiş küçük bir siyaset çirkinliği değil midir? Makam ve mevki pazarlıklarıyla masaya geri oturan İP başkanı, söylediği ağır sözlerin altından nasıl kalkacak, insanımızın yüzüne utanmadan, sıkılmadan nasıl bakacaktır? Türk siyaseti bu tip bir ilkesizliği ne görmüş ne de muhatap olmuştur. Geçmişte demiştim, yine söylüyorum: Bir kere satan yine satar, yine satacaktır' ifadelerini kullandı.
'MİLLETİMİZ BÖYLE BİR MUHALEFETE MÜSTAHAK DEĞİL'
Siyasetin muhalefet cenahında yaşanan kargaşa ve kaotik tabloya baktıklarında Türkiye adına üzüldüklerini söyleyen Bahçeli, 'Milletimiz ve Türkiye'miz böyle bir muhalefete asla müstahak değildir. Masada oturmayı dahi beceremeyen, ortak bir siyasi planlama ve hedefte bile buluşamayanların 85 milyon Türk vatandaşına hizmet etmesi, ilkeli ve dürüst şekilde siyasi duruş göstermesi beyhude bir beklentidir. Zillet düşmüştür, Cumhur İttifakı'nın siyasi alternatifi de kalmamıştır. Bu saatten sonra zillette fırtına kopsa bizde yaprak bile kımıldamayacaktır. Bu saatten sonra zilletin ciddiye alınacak, mesele edilecek, önemsenecek hiçbir siyasi tasavvur ve teklifi de olamaz, olsa bile bizim için yalnızca boş beleş bir sızlanmadır. Milliyetçi Hareket Partisi'yle Cumhur İttifakı'nın varlığından ve hedeflerinden rahatsızlık duyanlar artık bizim nazarımızda hükümsüzdür. Biz kendimizi bilir, hasmımızı bilmezsek başarısızlık mukadderdir. Kendimizi bilmez, hasmımızı bilirsek başarısızlık yine kaderdir. Ancak hem kendimizi hem de hasmımızı biliyorsak, o zaman başarı kaçınılmazdır. Kim Türk milletinin hasmı ise bizim de sonuna kadar hasmımızdır' dedi.