Her alanda büyük bir değişim ve dönüşümü yaşayan Rize'de artan kamulaştırmalarla beraber vatandaşların ciddi hak kayıpları yaşadığı ortaya çıktı. Çevre illere göre daha düşük kamulaştırma bedelleri almak zorunda bırakılan Rizelilerin yaşadığı bu sorunun 'bilirkişi' sorunundan kaynaklandığı öne sürüldü. Rize'de örneğin 400 ila 500 bin lira arasında değişen bir daire ile 150 ila 250 bin lira arasında değişen bir dairenin metre kare hesabı üzerinden aynı değerde tutan bilirkişiler ortalama 200 bin lira kamulaştırma bedeli öngörerek mahkemelere sunduğu belirlendi. Yıllardır bu haksız uygulama ile Rizelilerin milyonlarca lirası buharlaştı.

Bu soruna dikkat çeken Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) Rize yönetimi konuyu gündeme taşıdı. HUDER Rize Yönetimi adına açıklama yapan Avukat Ümit Peçe, son yıllarda Rize'nin kanayan yarası haline gelen kamulaştırma bedellerinin gerçek değerinin altında verilmesinin bilirkişilik müessesinin sağlıklı yürümemesinden kaynaklandığını açıkladı.

Konuyla ilgili açıklama yapan HUDER Rize yönetimi adına Avukat Ümit Peçe, son yıllarda Rize'nin kanayan yarası haline gelen kamulaştırma bedellerinin gerçek değerinin altında verilmesinin bilirkişilik müessesinin sağlıklı yürümemesinden kaynaklandığını söyledi. Ak Parti İktidarı ile birlikte ilimizde artan yatırımlar ve bu yatırımlar nedeni ile oldukça yoğun kamulaştırma yapıldığını rakamlarla gördüklerini belirten Avukat Ümit Peçe, 'Vatandaşın yol, hastane, AVM vs. ihtiyacını karşılamaya matuf Kamulaştırma işlemleri nedeni ile ilimizin ciddi anlamda yatırım gördüğü yadsınamaz bir gerçektir. Hizmetlerin yürümesi için yapılan Kamulaştırmalar ilimizin gelişmesi için bir fırsat olmakla beraber kamulaştırma bedellerinin gerçek değerlerinin altında tespit görmeleri ve vatandaşın taşınmazına gerçek değerinin ödenmemesi ciddi tepkilere yol açmaktadır. Bu sorun yargı mekanizmasındaki 'bilirkişilik' müessesinin sağlıklı yürümemesinden kaynaklanmaktadır' diye konuştu.

Anayasa başta olmak üzere, Türk Medeni Kanunu ve diğer mevzuatımızda, mülkiyet hakkı konusunda özel mülkiyet esası benimsendiğini hatırlatan Peçe, 'Bu temel ilke etrafında, vatandaşların mülkiyet hakkının dokunulmazlığı, mutlaklığı kabul gören yan ilkelerdir. Ancak, arsa, bahçe, işyeri veya konut vs niteliğindeki mülkiyet hakkına devletin müdahalesi büsbütün imkansız da değildir. Bazı hallerde, devlet, vatandaşların mülkiyet hakkına müdahale edebilmektedir. Bu müdahalenin birçok türü olmakla beraber; en sık karşılaşılan müdahaleler, 'kamulaştırma', 'kamulaştırmasız el atma' ve 'imar uygulamaları' çerçevesinde ortaya çıkmaktadır. Kamulaştırma işleminin süreci ve hukuki detaylarına çok fazla değinmeden ilimizi ilgilendiren kısmı hakkında tespit ve değerlendirmelerimi aktaracağım' dedi.

SÜREÇ NASIL İŞLİYOR
Kamulaştırma işlemlerinde arsa niteliğindeki taşınmazın kamulaştırılmasında mahkemece Tapu idaresinden, dava tarihinden yani belgelerin idarece mahkemeye verildiği tarihten önce , taşınmazın civarındaki bölgelerdeki kayıtların incelenerek yapılan satışların kayıtları istendiğini söyleyen Peçe, 'Taraflara da emsallerini bildirmeleri için süre verilerek, bildirilmesi halinde gösterilen emsallerin kayıtları da istenir. Müzekkere cevaplarında satış tarihi, alanı, satış bedeli, kimden kime satıldığı gösterilmelidir. Belediye vergi dairesinde de emsallerin vergi değerleri sorulur. Arsa nitelikli taşınmazlar için üç teknik bilirkişiden üçü veya ikisi inşaat mühendisi veya mimarlar listesinden seçilir. Birisi ziraat mühendisi olabilir. Özellikle üzerinde ağaç varsa bilirkişilerden biri ziraatçı olmalıdır. İki bilirkişi de mahalli listeden seçilir. Tarla nitelikli taşınmazlar için teknik bilirkişilerden üçü de ziraat mühendisi olur. Üzerinde yapı varsa birisi inşaat mühendisi veya mimar olmalıdır. Bilirkişi seçiminde taşınmazın üstün niteliği göz önüne alınır. Bankalara yapılan satışlar, paydaşların birbirine yaptığı satışlar gibi özel amaçlı satışlar emsal olarak dikkate alınmaz. Kamulaştırma bedelleri emsal olarak kabul edilemez. Paydaşın açtığı dava sonucu kararlaştırılan bedel, diğer paydaşın açtığı davada güçlü bir delil olur. Fakat gene de emsal incelemesi yaptırılmalıdır' diye konuştu.

'BAŞKA İLLERDE DEĞERİNİN ÜSTÜNDE DEĞER VERİLİYOR'
Genel kriterlerin dışında taşınmazın değerini artıran objektif nedenler varsa diyen Peçe, 'Örneğin taşınmazın ana yola cephe olması, ulaşım imkanı, kamu kurumlarına yakınlığı, şehir merkezine yakınlığı vs. bunlar ayrıca objektif değer artışı olarak hesap raporunda bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınır. İlimizde biten ve derdest durumda olan binlerce kamulaştırma davasında mahkemece yapılan keşifte refakate alınan bilirkişilerin düzenledikleri raporlardaki değer tespitleri vatandaşı memnun etmemektedir. Olaya bir hukukçu olarak değil bir vatandaş olarak baktığımızda bir adalet ve hakkaniyetsizliğin olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Başka illerde taşınmaz değerleri gerçek değerin üzerinde tespit görürken ilimizde bu tespitlerin gerçek değerin altında yapılması vatandaşımızı mağdur etmektedir. Hukuk Mahkemeleri Kamulaştırma davalarında bilirkişilerce verilen raporlardaki değerler üzerinden hüküm kurmaktadır. Bilirkişi raporlarının eksik ve hatalı mahkeme hükmünü de eksik ve hatalı olmaya sevk etmektedir' şeklinde konuştu.

BU SORUN NASIL ÇÖZÜLÜR
Sorunun davalarda hükme esas alınan bilirkişilerin hatalı değerlendirme ve tespitlerinden kaynaklandığını ifade eden Avukat Peçe; 'Bilirkişilerce taşınmazın değerinin gerçek değerinin çok altında olduğu bilinmekte buna rağmen tespitler emsal sunulan taşınmazlardan değeri düşük olanlar dikkate alınmak suretiyle vatandaşın aleyhine değerlendirilmektedir. Sorunun çözümü için Kamulaştırma davalarında refakate alınan bilirkişi listesinin yeniden gözden geçirilmesi çözüme kavuşacaktır' diyerek sözlerini tamamladı.

Editör: Haber Merkezi