Atmacaya gittim, bir pazar günü
Bu Pazar, bizlerin sanki düğünü
Hararet içimde, aldım güğümü
Bu heves, dil ile denmez atmaca
Tepeler, ormanlar bizlere ırak
Heves bu, giderken olmaz dur durak
Devam der, kulakta sanki çıngırak
Gönül bu, yaradan onmaz atmaca
Bu sevgi hem heves, hem de bir sanat
Görse eğer, havada süzgün bir kanat
Düğünden, gerdekten kaçar da damat
Düşer yollarına, zalim atmaca
Bütün bunlar tepeye çıkarken olur
Nelerle çıkarsın ortalık kurur
Atmacalar gelmez, yürekler vurur
Gelsen ne olurdu, hain atmaca
Sürüyle yollanır, Doğan süzülür
Atmaca arayan gözler büzülür
Görmeyince, deli gönül üzülür
Hasretlik çektirme, tez gel atmaca
Güneşte gölgesi düşer toprağa
Oynatırsın kuşu, gelirken ağa
Yürek benzer, titreyen bir yaprağa
Oh! çok şükü yakalandın atmaca
Naralar atılır tepeden, izden
Silahlar patlıyor, mermiler bizden
Tuttum atmacayı, kesildim dizden
Hem de açık-kara, güzel atmaca
Taktım soykasını, oturttum ele
Bir bakın, bu nazlı güzele hele
Emsali var diyen, tez beri gele
Yoluna kurban ben, senin atmaca
Kolumda cıvanım, bir başka nazım
Yüreğim bir başka, tadıyla hazzın
Var sanki içimde kemençem, sazım
Sevinçten neşemden, doymam atmaca
Ahmet Aydınlıoğlu -1984