Prof. Dr. Aydıner, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bugün tüm dünyada yayılan Kovid-19'un 2002 ve 2012 yıllarında salgın yapan SARS ve MERS virüsleriyle aynı aileden olduğunu belirterek, virüsün diğerlerinden farkının ise çok daha hızlı bulaşması olduğunu aktardı.
Prof. Dr. Aydıner, hastalık belirtilerinin virüs alındıktan 7-14 gün sonra ortaya çıktığını ifade ederek, hastalığın belirtilerine ilişkin bilgi verdi.
Hastalığın çocuklardaki belirtilerine ishal, bulantı ve kusmanın da eşlik edebildiğini belirten Aydıner, 'Hastalık çocuklarda nadiren zatürre ve solunum yetmezliğine neden olabilmektedir. Kovid-19 pozitif hasta ile çok yakın ve riskli temas varsa bu bireyler takibe alınmaktadır.' dedi.
Sosyal mesafe ve hijyen kurallarına dikkat
Prof. Dr. Elif Karakoç Aydıner, Kovid-19'dan korunmak için sosyal mesafe ile maske kullanımının önemine değinerek, kalabalık ortamlardan uzak durulması, yeterli sıklıkta ve sürede el temizliğinin sabun ya da bulunamadığı durumlarda alkol bazlı antiseptiklerin kullanımıyla yapılmasını önerdi.
Ayrıca evde ya da iş yerinde ortak kullanılan alanların ve sık temas edilen yüzeylerin dezenfeksiyonunun sıklıkla yapılması gerektiğini belirten Aydıner, yaşam alanlarında ortak eşya kullanılmaması, özellikle mutfak ve banyoda kullanılan malzemelerin ayrılması gerektiğini söyledi.
Aydıner, Kovid-19 açısından başta bağışıklık yetmezlikleri olmak üzere ağır astım, KOAH, kalp yetmezliği, şeker hastalığı, kronik böbrek yetmezliği, kronik karaciğer hastalığı, epilepsi gibi kronik hastalıkları olanların risk altında olduğunu dile getirerek, ağır astım veya kortizon kullanımı gerektiren alerjik hastalıklar dışında kovid enfeksiyonu için alerjik hastalıkların genel anlamda bir risk oluşturmadığını bildirdi.
Astım, rinit ve diğer alerjik hastalıkları olanlarda pandemi döneminde dikkat etmesi gerekenlere ilişkin uyarılarda bulunan Aydıner, şöyle devam etti:
'Astımlı hastaların kontrolünü ve inhale kortikosteroid içeren ilaçlarını kesmemeleri gerektiği unutulmamalıdır. İlaç kullanımı aksatılmamalıdır. Atak anında tercihen hazne-maskeli aletlerle inhalasyon tedavisi uygulanmalıdır. Nebülizatör kullanımından, hastalığı yayabildiğinden sakınılmalıdır. Alerjik rinit/astım için uygulanan immünoterapi yani alerji aşısı yapılan çocuklarda tedavi programı aralıkları biraz açılarak devam edilmelidir. Arı sokması ile şok öyküsü olan hastaların venom aşılaması hayatı tehdit eden durum olduğundan ertelenmemelidir.'