İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümünü kazanmasına rağmen bu alandaki öğrenimini yarıda bırakan Gülçin Uslu, yüksek öğrenimini Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesinde tamamladı.

Çeşitli alanlarda kariyer tecrübeleri olsa da farklı bir alanda çalışmayı istediğini fark eden Uslu, 2008 yılında bir danışmanlık şirketi aracılığıyla hikaye anlatıcılığıyla tanıştı.

O yıllarda Uluslararası Hikaye Anlatıcılığı Derneğinin 'Anlatıcılığın yolu' eğitimi de alan Uslu, çocuklara hikaye ve masallar anlatmaya başladı. Zamanla Uslu'nun dinleyicileri arasına yetişkinler de katıldı.

Masal anlatırken yaşadıklarını AA muhabirine anlatan Gülçin Uslu, çocuklara olan sevgisinin mesleğine başlamasında etkili olduğunu ifade etti.

Müzelerde ve farklı alanlarda çocuklara yönelik projeler hayata geçiren bir firmada çalıştığını dile getiren Uslu, 'Hali hazırda işim anlatıcılık. Hazırlanan proje ve her yeni gelen sergiyi hikayeleştirerek çocuklarla buluşturuyorum. Çocuklara masal ve hikayeler anlatıyorum. Yetişkinlere de masal ve hikayeler anlatmayı çok seviyorum.' dedi.

Hasta çocukların anneleri de ilgiyle dinledi
Sosyal sorumluluk projelerinde de anlatıcı olarak yer aldığına dikkati çeken Uslu, şunları kaydetti:

'Masalları ve hikayeleri olabildiğince farklı ortamlarda kullanmayı deneyimlemiş bir anlatıcıyım. Özel bir şirketin 23 Nisan'da yaptığı sosyal sorumluluk projesi kapsamında, Çapa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahi ve Onkoloji bölümünde yatan çocuklarımıza masal anlattım. Yerinden kalkamayan ve dışarı çıkamayan çocukların odasına gittik. Odasına girmemiz yasak olan çocuklara da masalları kayıt yapıp sonra gönderdik. Çocuklarımızın bir kısmı odalarından çıkıp, koridorda oturarak masalları dinledi. Bir kısmı için ben odalarına gidip, yataklarının başında anlattım. Annelerin de aynı coşkuyla bize katıldıkları bu etkinliğin en güzel yanı, masalları can kulağıyla dinlemeleri, çocuklarımızın gülen gözleri ve sonrasında ettikleri içten teşekkürleriydi. Buradaki gözlemim şuydu: Hikayeler annelerin daha çok hoşuna gitti. Onların o hikayeyi dinlerken bile çok kısa gözlerinin gülmesi ve alkış tutmaları, sonra teşekkür etmek için sarılmaları beni mutlu etti.'

Hikaye ve masal anlatırken çocukların ruh durumlarına göre seçimler yaptığının altını çizen Uslu, hastanede yatan çocuklara, onları yormayacak kısa ve eğlenceli hikayeler anlattığını vurguladı.

'Parmak sallamadan ders veren hikayeler'
Masalların kişiler üzerindeki etkilerini gözlemledikçe 'ehil ellerde olması' gerektiğine inandığını vurgulayan Uslu, 'Çocuk eğitim evinde ergenlerle iki defa buluştum. Apayrı bir deneyimdi. O projede yer almanın bana katkısı da çok oldu. Onlarla iyiliğin mutlaka ödüllendirileceği, kötülüğün mutlaka cezalandırılacağını net olarak görebilecekleri hikayeleri paylaştım. Parmak sallamadan ders verilen hikayelerdi.' ifadelerini kullandı.

Masal ve hikaye dinlemenin çocuklar üzerindeki etkilerine de değinen Uslu, şöyle konuştu:

'Hikayeleştirerek anlattığınızda öğrenme çok daha olumlu yönde oluyor. Biz anlatıcılar görsel kullanmayız. Anlattığımız şeylerin detayını vermeyiz. Neden? Bunu hayal gücüne bırakmamız gerekiyor. Hayal gücünü kısıtlamak istemeyiz. Anlatıcılık göz göze yapılıyor ve hayal gücünüzü serbest bırakmanız gerekiyor. Anlatıp bittikten sonra da süren bir etkisi oluyor. Eğitimde hikayeleştirmeyi sadece sosyal bilimler değil sayısalcılar da derslerinde kullanıyor. Çünkü hikayeleştirmenin öğrenmede büyük bir etkisi olduğu biliniyor.'

Editör: Haber Merkezi