Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Ekonomist Prof. Dr. Emre Alkin Merkez Bankası'nın gösterge faizleri 4.25 puanlık indirimle yüzde 19.75 seviyesine çekmesini ve olası sonuçlarını değerlendirdi. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun aldığı faiz indirimi kararının hiç kimse için sürpriz olmadığını belirten Alkin, 'Benim beklentim yüzde 20'ye indirmesiydi. Ama 19.75'e indirmesi de sürpriz bir hareket değil' dedi.
'YÜKSELİŞ BEKLEYEN, DÖVİZDE PARK ETTİ'
Son iki haftadır Merkez Bankası faiz indiriminin döviz kurlarında bir etki yaratmayacağını sık sık dile getirdiğini anlatan Prof. Dr. Emre Alkin şunları söyledi:
'Sonuçta beklentilerim doğrulandı. Kimilerinin beklediği gibi dövizde bir artış yaşanmadı. Bunun sebebi piyasayı sadece bilgisayar ekranından değil, sokakta da takip etmem. Döviz kurlarının yükselmesini bekleyenlerin, paralarının son kuruşuna kadar döviz aldıklarını, yani deyim yerindeyse dövize park ettiklerini, döviz satın almak isteyenlerin ise yeterli Türk Lirası likiditesine sahip olmadıklarını gözlemledim. Buradan hareketle döviz kurları üzerinde alış değil, satış baskısı olduğunu gördüm. Bu sebeple iki hafta boyunca paylaştığım yazı ve yorumlarda Merkez Bankası kararından sonra döviz kurlarının beklendiği gibi yükselmeyeceğini kısa süreli bir atak yapıp gevşeyeceğini söyledim. Dediğim de aynen vaki.'
'KREDİ FAİZLERİ DAHA YAVAŞ İNER'
Prof. Dr. Emre Alkin, 'Bundan sonra ne olacak' sorusuna ise şu karşılığı verdi:
'Bence kredi faizleri gösterge faizlerdeki kadar hızlı düşmeyecek. Ancak mevduat faizlerinin hızlı bir düşüş göstereceğini tahmin edebiliyorum. Bence kredi tarafındaki faiz düşüşü daha uzun vadede ve kamu bankalarının öncülüğünde yaşanacak. Ardından banka ve banka harici özel finans kurumlarının da iyi müşterilerini ellerinden kaçırmamak amacıyla rekabete uygun şekilde, kredi faizlerini aşağı çekeceklerine inanıyorum. Ancak dediğim gibi bu biraz zaman alacak.'
'FAİZ İNDİRİMİ SİHİRLİ DEĞNEK DEĞİL'
Merkez Bankası'nın faiz indirimi kararını 'para politikasında atılan cesur adım' olarak nitelendiren Prof. Dr. Emre Alkin, 'Gösterge faizlerin indirilmesi tek başına sihirli değnek değil. Böylesi cesur adımların maliye politikası tarafında da atılmasını dört gözle bekliyorum. Çünkü vergi oranları faiz düşüşüne rağmen talebi caydırıcı derecede yüksek. Kamu harcamalarını kısmadıkça faizlerin yükselme eğilimi her zaman gündemde olacaktır' dedi.
'ZORUNLU TÜKETİMDE VERGİLER DÜŞMELİ'
Faiz düşüşünden kalıcı ve istenen sonuçlar elde edilmek isteniyorsa zorunlu mal ve hizmetler üzerindeki vergilerin vatandaşı zorlamayacak seviyelere çekilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Emre Alkin, 'Bu daha önce denendi ancak yaygınlaşamadı' dedi.
Zorunlu mal kategorisindeki ürünler üzerindeki vergilerin mutlaka düşürülmesi gerekir. Akaryakıt, iletişim, ısınma yani doğalgaz ve elektrik, ulaşım ve bunun gibi yaşamsal ürün ve hizmetlerin üzerindeki vergilerin aşağı çekilmesi gerekiyor. Ancak devlet çok rahat vergi topladığı için bu konuda çok hevesli davranmıyor. Unutmayalım bu zorunlu mal ve hizmetleri satan kurumlar, vergi daireleri gibi çalıştığı sürece değer de yaratamayacaktır. Bu da olumsuz sonuçları da tekrar faiz yükselişi ve işsizlik olarak karşımıza çıkar' şeklinde değerlendirmede bulundu.