Akşener, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Akşener, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına değinerek, 'Cumhuriyet ortak değerimiz. Böyle bir şekilde buluşmayalı uzun zaman olmuştu. Milletimizin beklentisi ve mesajı kutuplaşmadan uzaklaşmaktır. 25 yıl sonra el değiştiren İstanbul ve Ankara'daki büyükşehirler, Cumhuriyet Bayramı'nda coşkulu kutlamalar yaptı. Maneviyatımız ve cumhuriyetimiz bizim ortak değerlerimizdir. İYİ Parti'nin ilk gününden bu yana dile getirdiği yeni dil işte tam olarak budur. Şahsi menfaatlere dayalı değil milletimizin menfaatlerine dayalı dil en önemli ihtiyacımızdır. Siz, iyi ve cesur insanlar; Allah hepinizden razı olsun. Şırnak'ta 29 Ekim'de minik öğrencileriyle ellerinde Türk bayraklarıyla kutlama yapan Seçil öğretmene selam olsun. Siyasi gerginlik stratejisiyle milleti kutuplaştıran anlayış, artık işe yaramıyor. Tüm siyasi aktörlerin bu hatadan dönmesi gerekiyor' dedi.
Türkiye'nin ve milletin iyiliği uğruna, Barış Pınarı Harekatı'na destek verdiklerini bir kez daha dile getiren Akşener, kaygılarının da olduğunu belirterek şöyle dedi:
'Barış Pınarı Harekatı'nda bugün gelinen noktada endişe duyuyoruz. 480 kilometre uzunlukta, 30 kilometre derinlikte bir alanı güvenli bölgeye dönüştürmek amacıyla başlayan harekat, yeni bir vizyonsuzlukla yarım kaldı. Uyarmış ve demiştim ki; 'Umarım sahada kazandığımızı, masada kaybetmeyiz.' Bugünkü tabloya baktığımızda görüyoruz ki; 480 kilometrelik hedefin sadece 120 kilometresinde varız. Sınırımızın dörtte üçü hala tehdit altında olmasına rağmen, iktidar bunu bir başarı gibi sunuyor. Rusya önümüze dikildi. Şam yönetimi bölgenin büyük bir kısmında kontrolü ele geçirdi. Amerika, maaşlı teröristlerini alıp geriye çekildi. Peki iktidardakiler ne yapıyor? 'Kaç milyon Suriyeliye, daha kaç milyar dolar harcayıp ev yaparız?' diye, müteahhitlerle hesap kitap yapıyorlar.'
'TÜRKİYE'Yİ GÜÇSÜZ GÖRÜYORLAR'
Akşener, ABD'de Temsilciler Meclisi'nde 'Ermeni Soykırımı' iddialarına ilişkin kabul edilen tasarıyı anımsatarak şöyle dedi:
'Bugüne kadar sopa gibi gösterilip, çekilen bazı tasarılar, birer ikişer ülke parlamentolarından geçmeye başladı. Neden? Çünkü Türkiye'yi güçsüz görüyorlar. Siz iktidardakilerin öyle iç siyasette atıp tuttuklarına bakmayın, uluslararası alanda dut yemiş bülbüle dönüyorlar. Bu gelgitleri gören batı ülkeleri de 100 yıl önceki Ermeni tehciri üzerinden, Türkiye'yi iyice sıkıştırmak için adımlar atıyor. Neden? Çünkü muhatap olacakları bir devlet aklı kalmadı. Tek bir adamla muhataplar. O yüzden de işin ciddiyeti kaçtı. Bu ülkeler, bu yüzden bu kadar pervasız. Türkiye'yi her geçen gün daha büyük bir yalnızlığa iten bu duruma, artık son vermeliyiz. Aksi takdirde başımızın daha büyük belalara gireceği kesin.'
'İSTANBUL BOĞAZI'NIN SAHİBİ TÜRK MİLLETİ'
Akşener, İstanbul Boğazı'nda yetki tartışmalarıyla ilgili de 'İstanbul Boğazı haklarını gasp etmeye çalışıyorlar. İstanbul'u betona boğan iktidar, milletin rahatsızlığını gördüğü andan itibaren kanunda bazı değişiklikler yaptı. Belediyenin elden gideceğini gördüğü için yetkiyi Ankara'ya almaya dönük adımlar attı. Tarihi yalılarda kafalarına göre tadilat yapanlar, AK Parti iktidarının vazgeçemediği yandaş müteahhitler. İktidar, 'beton dikmeye devam edeceğim' diyor. O yüzden de İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin elindeki yetkiyi almak istiyor. Buradan uyarıyorum; İstanbul Boğazı'nın sahibi Türk milletidir. Sayın Erdoğan milletle inatlaşma, İmamoğlu'nun iradesini gasp etmeye çalışma. Artık milletin iradesine saygı duymayı öğren' ifadelerini kullandı.