Çaykur Rizespor'da Süper Lig sevinci yaşanıyor. Beş yıl aradan sonra yeniden bir üst ligde devler arenasında mücadele edeceğiz. Gelirse gelir, heyecansa heyecan, entrika ve kavganın bol olduğu, en çok tartışmanın geçtiği 'Süper Lig'deyiz.
YENİ BİR TAKIM YENİ BİR HOCA
Her yıl yeni bir takım kurularak lige başlanmasından ötürü, takımın bir iskeletinin oluşamaması yeşil-mavili takımın en büyük handikabıydı bence… Sezon başında 21 futbolcu ile yollar ayrılarak 10 futbolcu transfer edildi. Önceki yıllara bakınca yine hoca seçiminde acele ve yanlış bir kararın verildiğini gördük. Geçtiğimiz dört yılda hoca konusunda çok sıkıntılar çektik. Engin Korukır ile lige başlayan ekimiz transferde de çok çok başarılı değildi. Öte yandan yapılan açıklamalarda Süper Lig'in bu sezon kesin olarak çıkılacağı konuşuluyordu. Lige evimizde Antep maçı ile başladık. 88. Dakikada attığımız golle maçı almayı başardık. Seyircisiz oynadığımız bu maçta takım iyi bir görüntü vermemişti. İlerde Jallow ve Uche kenarlarda ileri dönük Cenk Ahmet ve Erhan Şentürk'ü izledik. Orta alanda Cumali ve Hakan mücadele etti. Geri dörtlüde Serhat, Orhan, Onur ve Murat vardı. Kalede Kazak kaleci Loriya şans buldu. Merakla beklenen takımda ilk maçta ileri uçta oynayan iki siyahî oyuncu iyi sinyaller verdi.



KALU VE JALLOW YILDIZLAŞTI
Ligin ilk deplasman maçında Adanademirspor ile karşılaştık. İki kez öne geçtiğimiz maçta beraberliği zor kurtardık. İki siyahi oyuncu Kalu ve Jallow yine görevlerini yaparak birer gol attılar. Takımın sahaya dizilişi ve performansı bu maçta bir nebze daha iyi olduğunu görsekte henüz bir takım görüntüsü veremiyorduk. 3. Hafta evimizde Tavşanlı Linyit'i ağırladık. İlk yarıda öyle bir futbol oynadık ki az sayıda taraftar gol sevinci yaşamaktan yerine oturamadı. İlk yarıda tam üç gol bulan yeşil-mavili takım maçın son dakikasında da attığı golle maçın tek hakimiydi. Bu galibiyet takımı havaya soktu.
Rakip Göztepe; Çok kötü bir oyun sergilediğimiz maçta 87. Dakikada yediğimiz golle ilk mağlubiyetimizi puansız İzmir takımı karşısında aldık. Üstelik rakibin hocası geçen yıl bizi çalıştıran Hüseyin Kalpar'dı. Bu yenilgi ve oynanan futbol bir şeylerin doğru gitmediğini ve acil önlemler alınması gerektiğimiz gösteriyordu. Ligde ilk yenilgisini alan Karadeniz ekibi evinde bir diğer Karadeniz takımı Samsunspor'u ağırladı. Önceki hafta oynanan kötü futbol bu maçta da sahada sergileniyordu. 57. Dakikada kurtarıcı konumundaki siyahi golcülerden Ousman Jallow'un golü ile öne geçtik. Bu maçta zorda olsa üç puan alarak 5 maçta 10. Puanımızı aldık. Bu puan aslında teknik direktör Engin Korukır'ın maç başına iki puan hedefini tutturuyordu.



TARAFTAR GEREKEN DESTEĞİ VERDİ
Ardı ardına iki deplasman maçı oynadık. Önce Boluspor'u 3-1 gibi net bir skorla yendik, ardından şansımızın pekte tutmadığı Kartalspor'u evinde 1-0 mağlup ettik. Alınan altı puan ile Kayseri Erciyes ile beraber liderliğinde sahibi olduk. Zirvede kendine yer bulan Çaykur Rizespor oynadığı futbolla taraftarını tatmin etmiyordu. Günümüz futbolunda daha çok pas yapan daha çok mücadele eden takımların başarılı sonuçlar aldığını görüyoruz. Bizim takımımız ne yazık ki pas yapamıyor. Ligin başında yeniden bir takım kurulmasından dolayı halen adaptasyon sorunu yaşıyordu. Yeni transferlerimizden istediğimiz gibi faydalanamıyorduk. Özellikle Kenan'dan çok şey bekliyorduk. Ama sakatlıklar yüzünden yeni yeni oynamaya başlamıştı. İki galibiyetin ardından evimizde rakip Denizlispor'du. Üst üste alınan 3 galibiyetten sonra evimizde oynadığımız Denizli maçıyla çıkışımızi sürdürmek istiyorduk. Maç öncesi bilet fiyatlarında indirime gidilmesi ve üç haftada 9 puan toplayan yeşil-mavilileri desteklemek için taraftarda tribündeydi. Kısaca saha şartları uygun tribünler dolu gerisi sahadaki oyunculara kalıyordu. Rizespor daha maçın başında oynanan futbol ile bu maçı kazanacağız dedirtti. Üst üste kaleye vurulan şutlar da rakip kaleci İsmail kalesinde tabiri caizse adete duvar ördü. İstekli futbolumuzu sahada görmemiz taraftarı da heyecanlandırdı. Uzun zaman sonra taraftar ruhunu tribünlerde gördük. Rakip Denizli takımı kapanmadan açık futbol oynaması işimizi daha da rahatlatmıştı. Sağlı sollu ataklarla rakibin üzerine gittikse de maalesef maç boyuncu golü bulamadık. Zaten şu taraftarın çok istediği maçlar ne yazık ki bir türlü alınamadı. Bundan dolayı taraftar takımı ile gönülden kucaklaşamadı.

DEPLASMANDA KAZANAN RİZESPOR
Yine bir deplasman maçında Konya'dayız. Konya deplasmanında en önemli gözlemim takım olarak çok koşup mücadele ettik. Kaleci David başarılı kurtarışları ile öne çıktı. Jallow, Kalu, Cenk Ahmet ve Kenan uyumlu oyunları birbiri ile yardımlaşmaları bu maçın kaderini çizdi. Geçen sezon bu takımda gol kıralı olan Bikoko'nun hep gölgesinde kalan çalışkan oyuncumuz Jallow bu maçta gol atmadı ama oynadığı futbol ile bu takım için en değerli oyuncuların başında olduğunu bir kez daha gösterdi. Her fırsatta golü düşünen ama her zaman yardımlaşma ve paylaşımı ön planda tutan siyahi oyuncuyu bir defansta, bir forvette gördük. Nijeryalı forvet oyuncu Kalu bu maçta yine klasına yakışır bir gole de imza attı. Rakibin daha çok şut attığı maçta defansımız maç boyunca mücadelesini ortaya koyarak bariz hatalar yapmadı. Sezer'in sakatlığında şans bulan Mesut Yılmaz formanın hakkını verdi. Maçın ikinci yarısında sahada yine akıllı oynayan Rizespor önce skor avantajını buldu ve skoru 3-1'e getirerek maçı tamamladı. Bu maç sonrası Teknik kadro ile ilgili sezon başındaki soru işaretleri olumlu yöne dönmeye başladı. Alınan galibiyetle temsilcimiz liderlik koltuğuna da oturmuş oldu. 10. Haftada evimizde en büyük rakiplerimizden biri olan Kayseri Erciyes'i ağırladık. Müthiş bir mücadele sonrası son saniyelerde attığımız golle hem bir puanı hem de liderliği kurtardık.


LİDERLİĞİ DE YAKALADIK
Ligin ilk on haftasını geride bıraktık. Mütevazi kadrosu ile lige başlayan Çaykur Rizespor, takımın başına da daha önce başarılı bir kariyeri olmayan Engin Korukır'ı getirdi. Tecrübeli teknik adam her ne kadar eleştirilere de maruz kalsa da ligin onuncu haftasına azmi ve çalışkanlığıyla lider takımın hocası olarak girdi. On hafta boyunca sakatlıklar cezalılar bahane edilmeyerek deplasmanda içeride başarılı sonuçlara imza atılarak onuncu haftaya gelindi. Futbolda bir çok faktörün buluşması ile başarı gelir. Ne para, ne tecrübe, nede taraftar, hiç biri tek başına başarı için yeterli değil. Kulüpte kurumsal bir çok başarı sağlanmış durumda. Taraftar her ne kadar bu kurumsal başarıyı yok saysa da bu takımın geleceği için olmazsa olmazların başında geliyor. 10'uncu haftaya geldiğimizde ligde 6 galibiyet ve 10 averajla ligin en çok galip gelen ve en çok averaja sahip takımıydık. Keza puan farkı ile lideriz. Deplasmanda alınan önemli galibiyetler var. Çok iyi futbol oynuyor muyuz? Bu tabi ki tartışılır. Futbolda şans faktörünün de önemli yeri bulunuyor. Çok iyi olmadığın maçta son dakikada bir gol atıp üç puanı alabiliyorsun.

ADANA`DA ŞOK MAĞLUBİYET

11. Haftada Adana takımı lider olduğumuzu bakmadan bizi Adana'dan eli boş gönderdi. Oynadığı futbol ile 2-0 gibi bir net skor elde eden Güney ekibi liderliğimizi de kaybetmemize neden oldu. Deplasmanda aldığımız galibiyetlere bu maçta devam edemedik. Üst üste Bolu, Kartal, Konya'yı yenerek önemli bir çıkış yakalamıştık. Evimizde rakip bu sefer Ege temsilcisi Karşıyaka'ydı.



SON DAKİKALARDA PUANLARI KURTARDIK
Ligin iki güçlü takımının maçı muhteşem bir çekişmeye sahne oldu. Maç boyunca tempo hiç düşmedi. Son dakikaya galip giren Karşıyaka yediği golle yıkıldı. Rizespor evinde oynadığı bir önceki maçta yine bu sahneyi Erciyes takımına yaşattı ve yaşadı. Erciyes maçındaki geri dönüş bu maçta da sahnedeydi. Maalesef o maçta da 1-0 öne geçtik ve son dakikada yine 2-2 ile beraberliği zor kurtardık. Son üç haftada evinde 4, dışarıda da üç puan bırakan temsilcimiz 9 puandan sadece ikisini alarak zirve yarışında önemli bir yara aldı. Bu fırsatlar çok çok önemliydi. Dakikalar 89. Dakikayı gösterdiğinde 2-1 yenik durumdaydı. Korner atışında Jallow'un kafası ile Kalu önüne düşen topu kaleye gönderdi. Son dakikalarda gelen gole hem futbolcular hem taraftar sevindi. Takımdaki düşüş devam ediyordu. 13. Haftada Manisaspor'a konuk olduk. Rakip çok iyi mücadele ederek bizi 2-0 mağlup etti. Bu mağlubiyetle 5. Sıraya kadar geriledik. Kötü gidiş tedirginlik yaratıyordu. Evimizde ki maçları maalesef kazanamamamız puan cetvelinde geri düşmemizin en büyük nedeniydi. Bu haftalarda televizyonda yayınlanan spor programlarında ve tesislerde yapılan basın açıklamalarında Engin Korukır'ın gerginliği Rize taraftarını da rahatsız ediyordu. Evimizde rakip Şanlıurfa ve sonuç yine beraberlik. Son beş maçımızdan üçünü evimizde oynadık. Bu üç maçtan sadece üç puan alarak süper lig hayallerimizi bir ölçüde gelecek haftalara bıraktık. Gidişat kötü, 9'uncu haftada deplasmanda Konyaspor'u yenerek gelecek için umut veren yeşil-mavililer üst üste aldığı kötü sonuçlar ile geçen sezonlarda yaşanan sorunları hatırlattıyordu. 10. haftadan sonra sürekli düşüş yaşayan bu takım yine önceki yıllardaki senaryo ile karşı karşıya kaldı. Zirvenin en büyük adayı Rizesporumuz Şanlıurfaspor karşısında oynadığı berbat futbol ile 'Bu sezon da benden süper lig beklemeyin' mesajı verdi.



ENGİN KORUKIR`LA BURAYA KADAR

Dananın kuyruğunun koptuğu hafta. Rakip bin türlü imkansızlıklarla boğuşan lig sonuncusu Ankaragücü. Bu maçta puan kaybı yaşarsak Engin Korukır'ın şapkasını önüne alıp bir düşünmesi gerekiyordu. Nitekim de öyle oldu. Maçı kaybettik. Şampiyonluğa oynayan süper lig hayalleri kuran bir takım bu maçı kaybetmemeliydi. Ankaragücü maçı sonrası Korukır'ın istifası doğru bir davranıştı. Artık takımın kimyası biyolojisi kısaca her bir şeyi eksikti. Sezon başında lige iyi başlandı gibi göründüyse de yeşil-mavililerin iyi futbol oynamadığını hep söyledim. İyi bir kulüp yapısı olan Çaykur Rizespor ne yazık ki yapılan yanlışlar yüzünden sportif başarıyı bir türlü yakalayamıyordu. Sezon başında başarıya aç düzgün futbolcu ve teknik ekiple yola çıktık mesajı verildiyse de sahada düzgünlük işe yaramadığını gördük. Maç sonrası Engin Korukır görevini bıraktığını açıkladı ve yönetimde bunu kabul etti. Artık bunun zamanı gelmişti. Takımda sadece sakat oyuncuların yokluğu değil yedek kulübesinde bulunanlarında ne kadar eksik ve yetersiz olduğunu sahada anladık. Yani sezon başında iki takıma sahibiz, oynayan oynamayanlarla çok başarılı bir futbolcu topluluğuna sahibiz, rakiplerimiz karşımızda tir tir titreyecek söylemlerinin ne kadar afaki olduğunu iyice anladık.

TAKIM MEHMET ALİ KARACA`YA TESLİM

E şimdi ne olacak? Dört yıldır bu yaşananlar taraftarı iyice yıprattı hatta yok etti. Diyebiliriz ki nüfus olarak bizden büyük olan birçok ilin süper ligde takımı yok. Evet haklısınız ama biz Rizeliyiz bizim sabretmeye ve küçük düşünmeye aklımız yetmiyor. Kimse bu takımda Korukır ismini benimseyemedi kabullenemedi. Kişi ile kimsenin sorunu yok. Ama bir başarısı, bir kariyeri var mıydı: yoktu. İşte bundan dolayı benimsenmedi. Şimdi yerine gelecek teknik adamın seçiminde dikkatli olunmalıydı. Ligin kalan son iki maçında takımın başında Mehmet Ali Karaca'nın olacağı açıklandı. Buca maçında sahada bildiğimiz Rizespor vardı. Yine pozisyon üretemeyen takım oyunundan yoksun rakibin oyununu bozmaya çalışan bir gol bulabilirse bunu korumaya uğraşan Rizespor. Keza da öyle oldu. Rakip çok kötü bir futbol sergileyerek ekmeğimize yağ sürdü. Takımda sakat oyuncuların çokluğu Mehmet Ali hocayı da takım kurmakta zorladı. Yedek kulübemizdeki oyuncuların yetersiz olduğunu son haftalarda kendilerine verilen şansla gördük. 1-0 kazanılan Buca maçı sonrası deplasmanda 1461 Trabzon ile kötü hava ve saha koşullarında bir müsabaka oynadık. Bakan Hayati Yazıcı'nında ilinin takımına destek verdiği bu maçtan beraberlik almamız önemliydi. Rakip bizden çok net pozisyonlar yakaladı fakat golü bulamadı.


KİMSE İNANAMADI MUSTAFA DENİZLİ RİZE`DE

Rizespor tarihi boyunca yapmadığı bir transfere imza attı. Futbol ve Teknik Direktörlük kariyerinde önemli sayfalara sahip bir futbol adamını Çaykur Rizespor'un başına getirdi. Bu isim Mustafa Denizli.
PTT 1. Lig müthiş bir ikinci yarıya sahne olacaktı. Takımın başına getirilen tecrübeli teknik direktörün yöneteceği takımda kaliteli bir ekip olmalıydı. Çokta abartılmayacak transferler yapıldı. İkinci yarı maçları başladığında açıkçası tedirgindim. Bu tedirginlik haftalar geçtikçe dahada artıyor takım istediği futbolu yine oynayamıyordu. Ligin ikinci yarısı başlarken Çaykur Rizespor liderin sadece 4 puan gerisindeydi. Denizli takımın başında çıktığı ilk maçta Antep deplasmanında rakibini 4-1 yenerek iyi bir başlangıç yaptı.



DENİZLİ İLE EVİNDE İLK MAÇINDA YENİLDİ

Bu galibiyetinde etkisiyle evimizde oynayacağımız Adana Demir maçında tribünler bu sezon ilk kez bu kadar doluydu. Geçen sezondan bu yana taraftarların ilgisi olan maçları hep kaybediyorduk. Bu maçta aynı tabloyu yaşadık. Evimizde Adana Demir'e 2-1 mağlup olduk. Üstelik rakibimiz bize karşı çok iyi oynayarak maçı kazandı. Etkisiz oyunumuz bu maçta herkesi şaşırttı. Deplasmanda aldığımız puanlar ile dikkat çekmeye devam ediyorduk. Rakip Tavşanlı Linyit… Bu deplasmandan da 3 puanı 3-2 ile almayı başardık. Ardından evimizde adeta Göztepe'ye 5-1 ile patladık. Bu galibiyetin ardından lider ile aramızdaki fark 4'e inerken puan sıralamasında 3'lüğe yükseldik. Alınan bu sonuçla Samsun maçından mutlak galibiyet bekliyorduk. Ama ne yazık ki öyle bir oyun sergiledik ki 4-0 gibi bir sonuçla karşılaştık. Çıkışımız bu maçtan sonra başladı. Evimizde Bolu ve Kartal'ı yenerek önemli bir avantaj yakaladık. Sonrasında berabere bitebilecek maçta Denizli'de kaybettik. Artık son haftalar yaklaştıkça çemberde daralıyordu. Burada kaybedilen puandan sonra daha kaybetme lüksümüz kalmamıştı. Ardı ardına oynanan dört zor maçı da kazanarak ilk ikide ki yerimizi sağlamlaştırdık. Manisa ile önemli bir maçta evimizde berabere kaldık. Sonrasında Urfa deplasmanında son dakikada bulduğumuz golle, rakiplerin puan kaybetmesiyle bir puana sevindik.



ANKARAGÜCÜ KÜMEYE RİZESPOR SÜPER LİGE
Ligin bitimine üç hafta kala rakip küme düşmesi büyük ihtimalle kesinleşen Ankaragücü'ydü. Bu maçı kazandık ve rakiplerin kaybetmesiyle matematiksel olarak süper lige çıktığımızı ilan ettik. Büyük bir coşku ile maç sonu herkes 5 yıl aradan sonra süper lige yükselmenin coşkusunu yaşadı. Statta başlayan coşku, şehir merkezine taşarak adeta karnaval havasında kutlandı. Bu başarıda en büyük pay sahibi Mustafa Denizli'ydi. Zekice oyun anlayışı ile çoğu maçta bir gol atıp gol yememe anlayışı ile bitime iki hafta kala bu sevinci yaşamamıza neden oldu. Takımın oynadığı futbol çoğu müsabakada beğenilmese de alınan sonuçlar puan anlamında başarılıydı. Rakiplerinde hoyratça puan kaybetmeleri işimizi daha da rahatlatmıştı. Son iki maça antrenman havasında çıkarak iki maçta da mağlup olduk. 3-2 kaybettiğimiz ligin son maçında Taraftar, futbolcular, teknik kadro ve yönetim kurulu saha içerisinde şampiyonlu kutladı. Zor olan başarılarak 18 takım arasından direk süper lige çıkacak iki takımdan biri olduk. Ligin ilk yarısında fazla keseye dokunmadan kurulan bu takımın iskeleti Mustafa Denizli'nin gelişi ile biraz daha güçlendirilerek bu sonuç elde edildi. Sevinçlerle hüzünlerle yakalanan bu başarı sonrası çıkalan bir üst ligde kalıcı olmak istiyoruz. Mustafa Denizli'nin istekleri çok bulunarak kucaklaşıp yollar ayrıldı. Bu ayrılıkta iki tarafta haklıydı. Yani hedeflerin ve beklentilerin farklı olduğu bir ortamda çalışmak zor ve güç olacaktı. Mustafa Denizli türk futboluna bıraktığı önemli izlerden birine Rize'de imza attı. Rizeliler Mustafa hocayı hiçbir zaman unutmayacak. Teşekkürler büyük teknik direktör Mustafa Denizli…