Yıllardır çaya bir alternatif arıyoruz. Şu an çay tek başına bir ailenin geçimini sağlamaya yeterli değil. Yaklaşık on yıl önce yapılan yatırımlar ve tanıtımlarla bölgemiz turizm konusunda gelişmeye başladı. O zamanlar çaya alternatif olarak görüldü turizm. Ama maalesef bu güne gelindiğinde görüyoruz ki henüz turizmden bölgemize direk etki edecek faydayı sağlayamadık. Bunun için alt yapı hizmetlerimizin eksiklikleri göze çarpıyor. Evet tanıtım yapıyoruz ama öncelikle tesis ve alt yapı. Sonra bu tesislerde düzgün işletmeci ve personel. En son ise tanıtım yapmalıyız. Biz işe en sondan başladık. Tanıttık, biz yeşille mavinin buluştuğu Rize'yiz dedik. İlimiz doğa cennetidir, yaylaları, şelaleleri, kemer köprüleri, endemik florası ile görülmesi gerekir dedik. Eee geldiler, buraları görmeye. Ama ilk izlenimde maalesef kötü sınav verdik. Döndüklerinde bizi iyi anlatmadılar. Gelen turistlerin yeme içme konaklama hizmetlerini maalesef düzgün veremedik. Yemek istediği tabağı önüne attık açık çay istedi koyu çay verip oda aynı yere gidiyor dedik.

Geçtiğimiz ay ilimize gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sunulan ve onayı alınan proje bir Güneysulu olarak bende heyecan yarattı. Güneysu ilçesinde Kıbledağı Kent Ormanı, Arapdüzü Doğa Parkı'ndan sonra önemli bir yatırımın startı verildi. Bu yatırım diğerlilerini geri bırakacak kadar değerli ve büyüktü. Ayder Yaylası'na bir alternatif oluşturacak bir yatırım. İlimize turizm çekecek bir yatırım. Gelen turistler yaylada hem konaklayabilecek hem de yeme içme ihtiyaçlarını görebilecekler. Kısa sürede başlanması için talimatlar Başbakan Erdoğan tarafından bakan Veysel Eroğlu'na verildi.

Derken Handüzü Yaylası'nda çalışmalar başladı. Ama bu konuda kamuoyu sadece üste belirttiğim kadarıyla bilgiliydi. Ne yapılacağını, nasıl yapılacağını bilmeyen Handüzü Yaylası sakinleri içten içe sanki bir gelsinler de bakalım ne yapacaklar der gibiydiler. Konu maalesef iletişimsizlikten dolayı şu an istenilmeyen bir noktaya taşındı. Keşke projeyi yürütecek uzmanlar tarafından oradaki halkın da onayı alınabilseydi. Bu olmadı sonrasında orada yaşanan üzücü olayların ardından belediye başkanının orada söyledikleri (kendi ifadelesi) çarpıtıldı ve yalan yanlış şekilde kullanıldığını söylediği haberler birkaç yerel internet haber sitesinde yer alırken bir kaçta yerel gazetenin manşetinde yayınlandı. Bu haber sonrası şehirde Güneysu'da neler oluyor az da olsa bizlere soruldu ve konuyu onlara üstü kapalı anlattık ve bir sorun yok dedik. Habere bakınca evet konu ve içerik olarak eğer doğru ifadeler kullanılıyorsa haberdir. Hele ki Başbakan Erdoğan'ın baba ocağı Güneysu'da bu olay yaşanıyorsa. Ben haberi ulusal ajansa geçmedim. Çünkü burada yaşanan çekişmeden kim kazançlı çıkacaktı ki. Bir tarafta belediyemiz (ilçeye hizmet veriyor yıllardır) bir tarafta ilçemizde yaşayan komşularımız (onlarda bu ilçede yaşıyor ve yaşamaya devam edecekler, onlardan sonra çocukları da bu ilçenin bir evladı olarak yaşayacak. Aslında görüştüğümüz vatandaşların anlattıklarına göre bir iletişimsizliğin nedeni bu noktaya getirdi konuyu. Keşke büyük bir toplantı yapılarak proje orada yaşayanlara ve Güneysululara yetkililer tarafından anlatılabilseydi.

Şimdi gelinen noktada projenin ayrıntıları bir taraftan netleşirken bir taraftan da ne olacağı bekleniyor. Bu konunun burada kapanmasını diliyorum. Ortada paylaşılamayacak bir şey yok ve bu proje aynı Kıbledağı Kent Ormanı ve Arapdüzü Doğa Parkı gibi ilçemize değer katacak. İlimize gelen misafirler ve Rizeliler neden bir hafta sonu da gelip bizim yaylalarımızı görmesin; neden yeni yerleri keşfetmesin. Artık insanlarımız yeni yerleri görmek tanımak ziyaret etmek istiyor. Bunu en son Arapdüzü'nde yapılan doğa parkının ardından apaçık gördük. Bu projenin geleceği içinde çok önemli adımlar atılması düşünülüyor. Teleferikle desteklenmesi planlanan proje gelecekte Ayder Yaylası'na alternatif oluşturacağını düşünmekteyim.

Bu proje gelin tüm Güneysuluların olsun. Geleceğimize güzel bir yayla ve turizm merkezi bırakalım. Kısır çekişmelerle sürüp gidecek bir çatışma kime ne fayda sağlayacak. Sonunda yine kaybeden biz olmayacak mıyız?