Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Zeki Karasu, Ankara'da Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği (TASL) ve Amerikan Karaciğer Derneği (AASLD) iş birliğinde düzenlenen sempozyuma katıldı. Prof. Dr. Karasu, bu yıl 4'üncü toplantılarını yaptıklarını belirterek, Türk karaciğer ve hepatoloji camiası olarak uluslararası alanda iyi bir saygınlıkları olduğunu söyledi.

'YILDA 1500 KARACİĞER NAKLİ YAPILIYOR'

Nadir görülen hastalığa tek seanslık ameliyat Nadir görülen hastalığa tek seanslık ameliyat

Prof. Dr. Karasu, karaciğer yetmezliği hastalığına yakalanan hastalar için karaciğer naklinin seçkin bir tedavi yöntemi olduğunu hatırlatarak, 'Bu noktada da biz Türkiye olarak dünyadaki iyi, başarılı, iddialı ülkelerden bir tanesi durumundayız. Şimdi Türkiye'de yılda yaklaşık 1500 civarında karaciğer nakli yapılıyor. Bizim sıkıntımız karaciğer nakli yaptığımız organların bulunması noktasında. Burada kadavradan organ bağışı son derece önemli; ama biz bu konuda ülkece iyi durumda değiliz. Açığı nasıl kapatıyoruz? Canlı vericilerin bağışladığı organlarla kapatıyoruz. O yüzden batılı meslektaşlarımız da bize sıklıkla bu konuda bilgi almak için sorular soruyorlar; durum nedir, problemler nelerdir? Biz de elimizden geldiği kadar onlara kendi tecrübemizi aktarmaya çalışıyoruz. Hatta yurt dışından Türkiye'nin birçok merkezine canlı vericili nakilleri görmek için gelen batılı cerrah hocalarımız mevcut' diye konuştu.

Tıbbın sürekli geliştiğine dikkat çeken Prof. Dr. Karasu, viral hepatitlerin, Hepatit B ve Hepatit C hastalıklarının karaciğer nakline sebep olduğunu; ancak gelişen tıp ile birlikte Hepatit C'nin tedavisinin yüzde 100'e varan oranlarla gerçekleşebildiğini söyleyerek, 'Hepatit B'yi de ciddi şekilde baskılayarak, hastalık yapmasının önüne geçmek mümkün' dedi.

'60-70 TANE FAZ ÇALIŞMASI VAR'

Yeni gelişmelerden birinin de karaciğer yağlanması ve buna bağlı olarak gelişen karaciğer kanserine karşı geliştirilen ilaç çalışmaları olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Karasu, 'Dünyadaki hemen hemen bütün büyük ilaç şirketleri bu konuya yatırım yapmış durumda. Çok sayıda ilaç molekülü şu anda çalışılıyor. Kabaca 60-70 tane Faz çalışması devam eden molekül var. Şu anda ilaç çalışmalarının 10 tanesinde Faz 3 aşamasına gelinmiş durumda. 2024 yılı içinde Amerikan FDA (Gıda ve İlaç Dairesi) ofisine, ilaç ruhsatı alma müracaatında bulunabilecek 2 tane ilaç var gibi görünüyor. Ama 2026 yılına kadar 10 taneye yakın ilacın bu aşamaya gelmesi bekleniyor. Şu anda karaciğer yağlanmasına karşı önlem için direkt bir ilaç elimizde yok; ama birkaç yıl içerisinde birdenbire çok sayıda ilaç elimizde olacak gibi görünüyor' ifadelerini kullandı.

Karasu ayrıca, karaciğer yağlanmasının önüne geçebilmek için yapılan Faz çalışmalarının içinde henüz yerli bir çalışma olmadığını söyleyerek, yerli ilaç konusunda ise Türkiye'de yeni moleküllerin keşfedilmesi konusunda adımların atıldığına dikkat çekti.

Editör: Haber Merkezi