Deniz yaptığı yazılı açıklamada, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Rize Milletvekili Hayati Yazıcı'nın açıkladı Çay Kanunu teklifinin içeriğine yönelik eleştirilerde bulundu.
Deniz, 'Daha önce de açıkladığımız gibi; çayda taban fiyat uygulamasını içermeyecek, ÇAYKUR'u yok sayacak, üreticiyi özel sektöre mahkum edecek tüm çay kanunu tasarılarına karşıyız. Bu tür tasarılara karşı 12 yıl önce nasıl karşı çıktıysak, bugünde aynı şekilde karşı çıkacağız' dedi.
'12 Yıl Önceki Metinle Aynı Mantıkla Sunulduğu Görülüyor'
Deniz, iktidarın Çay Kanunu teklifine ilişkin eleştirilerinde şu ifadeleri kullandı:
'Sayın Yazıcı'nın açıklamasında anlıyoruz ki 12 yıl önce Ali Bayramoğlu'nun gündeme getirmiş olduğu fakat gelen tepkiler üzerine geri alınan Çay Kanunu'nun yeniden aynı mantıkla sunulduğu görülüyor. Aynı mantık diyoruz çünkü o zamanda Ulusal Çay Konseyi Başkanı Ali Bayramoğlu tarafından hazırlanmıştı. Hatırlayalım; Ulusal Çay Konseyi'nin ilk Başkanı Ali Bayramoğlu, kaçak çaydan ceza almış birisidir. Sayın Yazıcı'nın yapmış olduğu açıklamalardan yeni metinde, eski metnin aynı mantığı ile hazırlanmıştır.'
'Bu Bir Orta Oyunu'
İkitdarın, ÇAYKUR'u ve devleti devre dışı bırakarak üreticileri özel sektöre mahkum etmeye çalıştığını ifade eden Deniz, 'Bir süre sonra da 'sermayesi borsada işlem gören' firmaların el değiştireceği ve tamamen yabancılara terk edilen bir çay tarımı ve çay sektörü olacak. İlk açıklamalardan çıkaracağımız sonuç bu. Bu bir orta oyunu. Birinci sürgün çay sezonunda yaşanan gelişmelere bakarsak oyunu görürüz. 12 sene önce de bu şekildeki kanun taslaklarına karşı çıkmıştık bundan sonra da karşı çıkacağız' ifadelerini kullandı.
'AKP Zenginlerin, Sermaye Sahiplerinin Partisi'
AK Parti'nin sermaye sahiplerinin partisi olduğunu vurgulayan Deniz, 'Son yapılan anketlerde AKP'nin zenginlerin, sermaye sahiplerinin partisi olduğu ortaya çıkmıştı şimdi de bugün aynısını görüyoruz. Türk tarımından vazgeçen, hatta Türk tarımını öldürerek başka ülkelerde tarımsal alanlar kiralayan, bu konuda dünyada eşi benzeri olmayan bir yönetimle karşı karşıyayız. Son örnek buğday ithal eden toprakları buğday tarımına elverişli olmayan Venezuela ile yapılan buğday ekim alanları ile ilgili kamuoyuna düşen bilgileri hatırlayın' dedi.
'Çay Ulusal Bir Üründür'
Son olarak çay sektöründeki sorunlara değinen Deniz, çözüm önerilerini şu şekilde sıraladı:
'Çay ulusal bir üründür ve aynı zaman ulusal güvenlik sorunudur. Tüm tarım ürünlerinde olduğu gibi. Çayda taban fiyat uygulaması olmazsa olmaz koşuldur. Çay sektörünün ÇAYKUR tarafından yönlendirilmesi kontrol edilmesi geliştirilmesi özetle dizayn edilmesi tamamen ÇAYKUR tarafından yapılmalıdır. Çay tarımı tamamen devletin denetimi ve kontrolü altında yapılmalıdır. Çay fiyatını açıklayacak olan Tarım ve Orman Bakanlığı'dır. Çay fiyatı tüm ilgili tarafların eşit oranda katılımıyla Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılmalıdır. Özel sektör çay tarımının önemli bir bileşenidir. Geliştirilmesi rekabet edebilmesi ihracat yapabilme yeteneğine kavuşturulması ve en önemlisi kendi markalarını oluşturabilmesi konusunda desteklenmelidir. Çay tarımı bir devlet projesidir. Devlet projesi olarak uygulamaya sokulmuş vatandaş bu konuda yönlendirilmiş teşvik edilmiş ve bir bölge halkının geleceği ile ilgili bir uygulamadır. Tamamen devletin sorumluluğundadır. Devletin bu sorumluluğunu ortadan kaldıracak hiçbir uygulama kabul edilemez. ÇAYKUR, çay sektörünün ve çay üreticisinin güvencesidir. Hiçbir şekilde etkisiz kılınmasına izin verilemez. ÇAYKUR ve çay tarımı devletin en önemli sosyal güvenlik projesidir. Bu niteliği değiştirilemez. Çay müstahsili ve çay tarımı özel sektörün inisiyatifine bırakılamaz. Bu kamusal bir durumdur.'
