Bekaroğlu yaptığı yazılı açıklamada, AK Parti tarafından TBMM'ye sunulan Çay Kanunu teklifinin büyük bir gizlilik içerisinde hazırlandığı kaydederek, 'Üniversiteye hazırlattık diyorlar ama bu doğru değil; bu kanun teklifi, Rize Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Erdoğan ile Rize Milletvekili Hayati Yazıcı tarafından hazırlanmıştır. TBMM'ye sunulana kadar da teklifi kimse görmemiştir. Şimdi de kanunun görüşmelerine 'cambaza bak cambaza' oyunu ile başlanıyor. Bazı Ziraat Odası Başkanlarını da işe katarak sanki en önemli konu 'çay fiyatının kimin tarafından açıklanacağı' imiş gibi bir algı oluşturuyorlar. Bu şekilde çay üreticilerini özel sektöre ait 7-8 firmaya mecbur etme, Türkiye çay piyasasını uluslararası tekellere açma planlarını perdelemeye çalışıyorlar.' dedi.

'Bu Tamamen Kandırmacadır'
Bugüne kadar yaş çay alım fiyatlarının cumhurbaşkanı ya da bakanlar tarafından açıklandığını hatırlatan Bekaroğlu, 'Özel sektör onu dinliyor muydu; hayır. Bakanı, cumhurbaşkanını tanımayan, onların açıkladığı fiyata uymayan şirketler Ulusal Çay Konseyi'ni mi tanıyacak? Elbette hayır. Bu kanun teklifinde taban fiyat şöyle dursun, yaş çay alım fiyatının açıklanması diye bir konu yok, bu tamamen kandırmacadır. Bu teklif kanunlaşırsa çay alım-satım işi yaş çay üreticileri ile şirket sahipleri arasında yapılacak sözleşme ile belirlenecektir. Üretici bu sözleşmeye imza atmak zorundadır. Sözleşme yapmadığı takdirde iki yıl boyunca çay satmasına izin verilmeyecektir.' diye konuştu.

'ÇAYKUR Olmazsa Çay Olmaz'
Bu teklifin ÇAYKUR'un 'idam fermanı' olduğunu belirten Bekaroğlu, 'Teklifte ÇAYKUR özel sektör şirketlerinden biri haline getirilmekte, ÇAYKUR'un düzenleyici ve denetleyici fonksiyonları elinden alınmaktadır. Bu kanun ÇAYKUR'u satma kanunudur. Bir özel şirket haline getirilecek olan ÇAYKUR, bir süre sonra 'işletme' ve 'ticaret' olmak üzere ikiye bölünerek satılacaktır. ÇAYKUR'un Varlık Fonu'na devredilmesinin gerçek nedeni de budur. Biz biliyoruz ki ÇAYKUR olmazsa çay olmaz, çay olmazsa da Rize'de geçim olmaz. Bu teklif ÇAYKUR'u, çayı, Rize'de geçimi ve yaşamı yok etme teklifidir. Bu teklif ile çay ekim alanları sınırlandırılmakta, azaltılmakta ve ithalatın önü açılmaktadır' ifadelerini kullandı.

'Bu Kanunla Getirilecek Şartlar Vatandaşları Çaylıklarını Satmaya Zorlayacak'
Bekaroğlu, kanun taslağının sözleşmeli üretim modelini dayattığını belirterek açıklamalarına şu ifadelerle devam etti:

'Zaten bir süredir bu hazırlıklar yapılmakta, özel sektörün büyük firmaları çay bahçeleri satın almaktadır. Bu kanunla getirilecek şartlar vatandaşları çaylıklarını satmaya zorlayacak, eski mülklerinde çay işçilerine dönüştürecektir. Bu kanun teklifi çay ithalatını zorlaştırmak şöyle dursun, serbest bırakıyor, teşvik ediyor; çay kaçakçılığı yapanlara da caydırıcı bir ceza öngörmüyor. Bugüne kadar en azından ÇAYKUR için zorunlu olan yaş çay alım fiyatı, bütünüyle serbest piyasa koşullarına bırakılmaktadır. Fiyat, şirketlerin istediği gibi belirlenecek, üreticiye zorla imza attırılan sözleşmede hangi fiyat yazıyorsa yaş çayın fiyatı o olacaktır. Şirket canı istediği üretici ile canının istediği fiyata anlaşma yapacak, birinin çayını farklı fiyattan, komşusunun çayını farklı fiyattan alabilecektir. AKP-Borsa ortaklığı ile hazırlanan Kanun Teklifinde yaş çay bedellerinin 6 ay içerisinde ödeneceği belirtilmektedir. Çay bedellerinin 6 ay içerisinde ödenmemesi halinde ne olacağı ise belli değildir. Ayrıca 6 ay boyunca başka hiçbir geliri olmayan insanlar, özellikle yarıcılar ne ile geçinecekler, işçilerin parasını nasıl ödeyecekler? Bu soruların cevabı yoktur.'

'Ağır Şartlar Dayatıyor'
Kanunda kilogram başına ürün desteğinin ne olacağı, gübre desteği olarak ne verilmesi gerektiği gibi konular olmadığını ifade eden Bekaroğlu, 'Bu kanun teklifi, çay üreticileri için ağır şartlar dayatıyor, şartları yerine getirmeyenlere ağır cezalar öngörüyor ancak çay alımı, işletmesi ve ticareti yapan firmalara ağır şartlar koymadığı gibi, şartlara uymayan şirketlere de ciddi cezalar getirmiyor' dedi.

'Bu Kanunla Çay İthalatını Teşvik Ediyorlar'
'Maliyet yüksek, o yüzden ihracat yapamıyoruz' söylemlerinin yalan olduğunu iddia eden Bekaroğlu, 'Türkiye yılda 240 bin ton kuru çay üretmektedir. Tüketim ise giderek artarak 350 bin tona yaklaşmıştır. Çay ekim alanlarını artırmadıklarına göre hangi çayı ihraç edecekler? Amaçları çay ihracatı değil, ithalatıdır. Bu kanunla çay ithalatını teşvik ediyorlar. Yerli çayla yabancı çayı harmanlayıp satarak Türk çay tiryakisinin damak tadını değiştirecekler. Sonuçta 350 bin ton/yıllık Türkiye çay pazarı yabancı tekellere teslim edilecek. Bu kanun teklifinin özeti budur. Kimse buna 'olmaz' demesin. Türkiye tütün, şeker, ay çiçeği, pamuk gibi pazarı nasıl ithal ürünlere terk edildiyse çayda da aynı şey olacaktır. Adıyaman'daki tütün üretimi sözleşmeli tarım modeli ile sınırlandırıldıktan sonra tütün üreticileri nasıl Adıyaman'ı terk ettiyse, bu çay kanunu yürürlüğe girdiğinde de Rizeli, Trabzonlu, Artvinli, Giresunlu çay üreticileri bir süre sonra Karadeniz'i terk etmek zorunda kalacaktır.' şeklinde konuştu.

'Buna Karşı Çıkın'
Son olarak üreticilere seslenen Bekaroğlu şunları söyledi:

Başkan Genç’ten Sandık Çağrısı Başkan Genç’ten Sandık Çağrısı

'Bir siyasetçi, bir milletvekili olarak değil, bölgenin bir insanı, bir çay müstahsili, çaydan kazanılan para ile okumuş, çaya ve bölge insanına karşı kendini sorumlu hisseden bir yurttaş olarak sesleniyorum: Bu kanun, sizleri ya göç ettirecek yahut köle haline getirecektir. Buna karşı çıkın. Sonra pişman olacaksınız.'

Editör: Haber Merkezi