Hatip Mahallesi'nde kentin en eski kundura tamircisi olarak bilinen Çiftçi, 11 yaşındayken babası tarafından zanaat sahibi olabilmesi için kundura ustasının yanına verildi.
Zaman içerisinde kendini geliştirerek ustalık belgesi alan Çiftçi, 'en büyük sermayem' dediği mesleğinde birçok kişi yetiştirdi.
Çiftçi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sabahın ilk ışıklarıyla namazını kıldıktan sonra atölyesine gelip gün boyu müşterilerinin ayakkabılarını onardığını söyledi.
Bugüne kadar mesleği sayesinde 2 çocuğunu yetiştirdiğini ve okuttuğunu anlatan Çiftçi, 'O günlerde meslek grupları belliydi. Terzi, berber ve ayakkabıcı... Bir tanesini tercih etmek durumundaydık. Babam beni kundura ustamızın yanına getirerek, 'Eti senin kemiği benim.' sözü ile bıraktı. Çırak olarak başladığım mesleğimde 44. seneye geçtik, yine de devam ediyoruz.' dedi.
- 'Mesleğimiz bitti gibi bir şey'
Çiftçi, mesleğinin biten meslekler grubunun başında geldiğini ve bu durumun kendisini üzdüğünü ifade etti.
Çalışmanın ve üretimde bulunmanın önemli olduğunu belirten Çiftçi, şunları kaydetti:
'Bizler, kundura ustaları olarak eskiyi alıp, yeniye dönüştürüyoruz, yani buna milli servet diyebiliriz. Bizim iş kolumuzla başlayıp berber, terzi olan bile var veya terzi olup da bizim işimizi yapan bile bulabilirsiniz. O günün şartlarına göre değişkenlik gösterebilir. Yaş olarak büyük ağabeylerimiz var birkaç tane. Onlardan sonra da bizler geliyoruz. Bizlerden sonra da çok az bir yaş grubu var. Ondan sonrası ise mesleğimiz bitti gibi bir şey.'