Oktay, 'Suriye'nin kuzeyini, mesken tutan terör örgütlerinden temizlemek için Münbiç'ten Irak sınırına kadar olan 444 kilometre uzunluğunda, 30-35 kilometre derinliğindeki güvenli bölgeye yaklaşık 2 milyon Suriyeli sığınmacının geri dönüş yapmasını planlıyoruz. Bu amaçla başlattığımız Barış Pınarı Operasyonu ile sadece 9 günde Tel Abyad ve Rasulayn şehir merkezlerinin de bulunduğu 65 yerleşim birimi terörden temizlenerek kontrol altına alınmıştır. Ardından ABD ile varılan mutabakat kapsamında, terör örgütü üyeleri perşembe akşamından bu yana Barış Pınarı Operasyonu'nun hedeflediği 32 kilometre derinlikteki alanın dışına çıkartılmakta. Yarın gece sonlanacak olan 120 saatlik sürenin bitimine kadar teröristler ellerindeki silahları bırakarak inlerinden çıkacak ve bölgeyi terk edeceklerdir. Başka şansları yoktur. Şu anda bu saat işlemekte. Fırat'ın doğusunda şu an geçen her dakika barışın, istikrarın ve huzurun hanesine yazılmakta. Bu süreç mutabakat kapsamında tamamlanırsa, Suriyeli kardeşlerimizin geleceği ve sınır güvenliğimiz için Fırat'ın doğusuna ilişkin gayemiz masada gerçekleşmeye devam edecek. Aksi takdirde Barış Pınarı Operasyonu çok daha kararlı bir şekilde devam edecektir. İyi komutanlar meydanda, iyi politikacılar müzakere masasında, iyi lider ise her ikisinde de kazanır. Cumhurbaşkanımızın başından itibaren her hamlesini titizlikle yürüttüğü Barış Pınarı Operasyonu süreci inşallah bölgede barış ve refaha ciddi katkı sağlamış olacak' diye konuştu.
'SURİYE'NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ VE SİYASİ BİRLİĞİ TEMELİNDE BİR ÇÖZÜM İÇİN HER TÜRLÜ KATKIYI VERİYORUZ'
Oktay, 'Suriye'nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliği temelinde bir çözüm için her türlü katkıyı veriyoruz, vermeyi sürdüreceğiz. Biz de ülkemizin ve bölgemizin son karışına kadar terörden temizlenerek istikrara kavuşması için yılmadan ve yorulmadan çalışmaya devam edeceğiz. Tel Abyad'a bakın, operasyondan öncesi, anına ve sonrasına bakın. Fotoğrafları karşılaştırın. Resulayn'a bakın. Operasyondan önceki hali, sonraki haline bakın, fotoğrafları karşılaştırın. Fırat Kalkanı'ndaki ve aynı şekilde Zeytin Dalı operasyonlarındaki bölgelere bakın. Öncesi ve sonrasını karşılaştırın. Bir de Musul'u karşılaştırın. Operasyon öncesi haline ve sonraki haline bakın, karşılaştırın. Yerle bir edilmiş bir Musul görürsünüz ve sonrasında da arkasına bile bakmadan çekip giden sözde Koalisyon Güçleri... Türkiye tarih boyunca ve bugün son derece sivillere, kadınlara, çocuklara, yaşlılara ve kendisine silah doğrultmamış insanlara karşı her zaman hassas olmuştur. Türkiye, savaşta dahi çevreye her zaman hassas olmuştur, her türlü canlılara dair. Ama oluşturulan algıya baktığınızda bambaşka bir algı oluşturulmaya çalışıyor. Biz bundan şunu anlıyoruz. Terör örgütüyle, terör örgütleriyle birlikte hareket edenler, aslında hemen sınırımızın güneyinde bir terör devleti kurmayı amaçlayanların kim olduğunun, kimler olduğunun ayan beyan ortada olduğunu görüyoruz. Herkes, kusura bakmasın, sobelenmiştir, 'Ben buradayım' demiştir. 'Kim var bu terör örgütünün arkasında?' diye baktığımızda hepsi de açık, ayan ve beyan bize olan eleştirileriyle 'Ben buradayım' demiştir. Biz yazdık bunları bir kenara. Zamanı geldiğinde konuşacağız tekrar. Bizim hiç kimsenin topraklarında gözümüz yok ama bizim topraklarımızda, bizim güvenliğimizde gözü olanlara ve bizim barış, birlik ve beraberliğimize, dayanışmamıza ilişkin farklı niyetleri olanlara da asla ve asla tahammülümüz yoktur, gerekeni yaparız. Dün olduğu gibi, bugün olduğu gibi, yarın da yaparız. Biz ülkemizin ve bölgemizin son karışına kadar terörden temizlenerek istikrara kavuşması için yılmadan yorulmadan çalışmaya devam edeceğiz' ifadelerini kullandı.