Çamlıhemşin ilçesi Yukarı Çamlıca Mahallesi'nde 1837 yılında Hüseyin Efendi'nin yaptırdığı kültür varlığı tescilli konak, 4 oğlunun torunlarına kaldı. Torunlardan Güngör Ofluoğlu da yaz aylarında yıllarca konakta yaşadı. Günümüze kadar ortaklaşa kullanılan konağın tapusu iddiaya göre 1999 yılında Hüseyin Efendi'nin torunlarından Zeliha Ofluoğlu'nun annesi Emine Ofluoğlu ve 3 kardeşi adına kayıt edildi. Olayı öğrenen Güngör Ofluoğlu, 5 yıl önce tapu iptal davası açtı. Mahkeme, 1930'lu yıllarda noter kanalıyla konağın, kendilerine satıldığı belgesini sunan Zeliha Ofluoğlu'nun annesi ve 3 kardeşine ait olduğu yönünde karar verdi. Güngör Ofluoğlu, Yargıtay'a başvurarak karara itiraz etti. Konağa alınmayan Güngör Ofluoğlu tepkisini göstermek için konak önünde kurduğu çadırda yaşamaya başladı.
'BENİ BURADAN KİMSE ATAMAZ'
Tarihi konağın tapusuyla ilgili davaların sürdüğünü söyleyen Güngör Ofluoğlu, baba ocağına tekrar kavuşmak için bütün yasal haklarını kullanacağını belirtti. Ofluoğlu, 'Ankara'da oturan akrabalarım konağı üzerlerine aldılar. Açtığım davalar sürerken beni kapıya koydular. Ben de çadır kurup konak önünde yaşamaya başladım. Bu kararın düzeltilmesini istiyorum, aksi takdirde buradan ayrılmayacağım. Bu konağı dedelerimiz yaptırmış ve senelerdir bu konakta hep beraber yaşıyorduk. 2013 yılında bu konağın tescili için Kültür Bakanlığı'na ben başvuruda bulundum. Ellerindeki tapuya dayanarak kapıların kilitlerini değiştirdiler. Fakat bu konakta yaşayan benim, kimse gelmesin diye de bir derdim yok. Adres tespit tutanağının varlığına rağmen ben sokağa atıldım. Benim emekli olup buraya gelmem suç oldu. Bu evde kendilerinden başka kimseyi istemiyorlar. Ben bu konuda bütün yasal haklarımı kullanacağım. Beni buradan kimse atamaz' dedi.